Bakan Uraloğlu: Türkiye, Çin’in Kuşak ve Yol İnisiyatifi kapsamında Orta Koridor’da önemli yer tutuyor
Dha kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
27-29 Haziran tarihleri arasında, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın ev sahipliğinde İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen ‘Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu’ tamamlandı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, forumun önemine ilişkin CGTN Türk’e açıklamada bulundu. Bakan Uraloğlu, İstanbul'da düzenlenen ve formatı itibarıyla dünyada bir ilk olma özelliği taşıyan küresel forumun önemine dikkat çekti. Beklenen düzeyde bir katılım gerçekleştiğini belirten Uraloğlu, “Arkadaşlarla aramızda diyoruz ki, bu foruma katılmayan ülkeler pişman olacak” ifadelerini kullandı.
Bakan Uraloğlu, üç gün süren forumun yalnızca bir araya gelip konuşmanın ötesinde, somut iş birliklerinin temellerinin atıldığı bir platform olduğunu vurgulayarak, “Amacımız ikili ilişkileri geliştirmek, bölgesel iş birliklerine zemin hazırlamak ve bu temasları anlaşmalara, eylemlere dönüştürmek” diye konuştu.
Forum kapsamında 40 bakan, 11 bakan yardımcısı ve toplamda 70 ülkeden temsilcinin yer aldığını kaydeden Uraloğlu, yalnızca fikir alışverişi değil, doğrudan sahaya yansıyacak görüşmelerin de yapıldığını bildirdi. Bakan Uraloğlu, 20’nin üzerinde ikili görüşme gerçekleştirdiğini aktararak, Türkiye ile iş birliği arzusunun birçok ülke tarafından dile getirildiğini söyledi.
Dünya Bankası Başkan Yardımcısı ve Türkiye Direktörü’nün de foruma katıldığını hatırlatan Uraloğlu, küresel iş birliklerinin giderek önem kazandığını ifade etti. Uraloğlu, “Artık hiçbir ülke tek başına yetmiyor, herkes birbirine entegre olmak zorunda” dedi.
Çin’den batıya uzanan yük akışının doğru ulaştırma koridorlarından hedefe ulaştırılması gerektiğine dikkat çeken Uraloğlu, bu konuda Türkiye'nin üstlenebileceği rolün altını çizdi. Orta Koridor’un kapasitesine ve gelecek projeksiyonuna da değinen Uraloğlu, altyapı yatırımlarının sürdüğünü belirterek, şunları kaydetti:
“Şu an için bu koridorun belli bir kapasitesi var. İlk etapta yıllık 6-6,5 milyon tonluk bir taşıma öngörüyoruz ama bunu 20 milyon tonun üzerine çıkarmamız gerekiyor ki gerçek ihtiyaçları karşılayabilelim. Dünyada hala ticaret mallarının yüzde 90’ına yakını deniz yoluyla taşınıyor. Çünkü bu yöntem daha ucuz ve genellikle sadece iki gümrük geçişi içeriyor. Ancak kara yolu ve demir yolunda daha fazla gümrük işlemi oluyor. Elbette bu yollar da kıymetli ama Kızıldeniz, Süveyş Kanalı ve Hürmüz Boğazı’ndaki bazı riskler nedeniyle alternatif güzergâhlar geliştirmemiz şart.”
'ORTA KORİDOR’A TÜRKİYE OLARAK CİDDİ YATIRIMLAR YAPTIK'
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin bu konuda attığı somut adımları işaret ederek, şöyle konuştu:
“Bu nedenle Orta Koridor’a Türkiye olarak ciddi yatırımlar yaptık. Diğer ülkeler de yatırım yapıyor ve biz bu süreci yakından takip ediyoruz. Önümüzdeki dönemde de yatırımlarımıza kararlılıkla devam edeceğiz. Yaklaşık 2 bin 200 kilometrelik kısmı Türkiye’den geçen bu koridorun Avrupa’ya çıkış kapısı, özellikle bulunduğumuz İstanbul’dur. Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinden geçecek demir yolu bağlantısıyla ilgili Dünya Bankası ile çok ciddi bir noktaya geldik. Dünya Bankası, yanına aldığı diğer finans kuruluşlarıyla bu projeyi finanse edecek. İnşallah bu yıl ihaleyi yapıp, gelecek yıl projeye başlamayı hedefliyoruz. Ülkemizdeki taşıma kapasitesini artırma hedefi doğrultusunda Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu Hattı’nı hayata geçirerek önemli bir mesafe katettik. Bundan sonrası için de yapılması gerekenleri peyderpey uygulamaya devam ediyoruz.”
Geçen mayıs ayında Çin’e bir ziyaret gerçekleştiren Bakan Uraloğlu, bu temasların Orta Koridor’un geleceği açısından önemli sonuçlar doğurduğunu bildirdi. Xi’an şehrinde düzenlenen 9’uncu İpek Yolu Uluslararası Fuarı’na katılan Uraloğlu, burada hem mevkidaşıyla görüşmeler yaptı hem de yeni iş birliklerine imza attı.
‘BİZİM EN TEMEL YAKLAŞIMIMIZ KAZAN-KAZAN POLİTİKASI’
Çin ile ulaştırma alanında geliştirilen iş birliklerine değinen Bakan Uraloğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Bir kere şunu net söylemek gerekir; doğrudan temas kurmadığınız, ilişki geliştirmediğiniz konularda istediğiniz mesafeyi almanız mümkün değil. Bu yüzden biz de özellikle Uzak Doğu, özelinde ise dünya ticaretinde ciddi bir potansiyele sahip olan Çin’le ilişkilerimizi nasıl daha da geliştirebiliriz, diye bir ziyaret gerçekleştirdik Xi’an’da teknoloji üreten şirketleri ziyaret ettik, bu bizim için oldukça kıymetliydi. 9’uncu İpek Yolu Fuarı’na katıldık. O bölgede hem valilik düzeyinde hem de demir yolu işletmecileriyle temaslarımız oldu. Sonrasında Pekin’e geçtik. Çin Ulaştırma Bakanı ve Demir Yolu İdaresi yetkilileriyle bir araya geldik. Türkiye’nin Orta Koridor’daki fırsatlarını ve potansiyelini kendilerine anlattık.
Şunu açıkça ifade ettiler; ‘Biz Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini tam olarak görememişiz.’ Bu açıklamanın hemen ardından Türk özel sektörü ile Çin Demir Yolları İdaresi arasında önemli anlaşmalar imzalandı. Bu forumda da aynı aktörler yer aldı ve iş birlikleri daha da genişletildi. Pasifik Holding ve Çin tarafı arasında yeni anlaşmalar yapıldı. Dolayısıyla bu süreç sadece bir araya gelip konuşmakla kalmadı, somut projelere dönüştü, ete kemiğe büründü.”
Bizim en temel yaklaşımımız kazan-kazan politikası. Yani sadece bizim değil, herkesin kazandığı bir iş birliği ortamı kurmak istiyoruz. Keşke bu şartları her bölgede uygulayabilsek. Türkiye, bulunduğu coğrafyada gerçekten bir istikrar adası konumunda. Bunu bölge ülkeleri de, Çin gibi küresel aktörler de artık çok net bir şekilde görüyor.”


