Bakanın “STK” dediği tarikatlar eğitimi ele geçirdi Sözcü Gazetesi
Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Milli Eğitim Bakanı değiştikçe, eğitim sisteminde de değişiklikler yapılması geleneği sürüyor. Aynı iktidar döneminde, bir bakanın “reform” diye ortaya koyduklarının tam tersini yerine gelen bakan yapabiliyor. Üstelik buna da “reform” diyorlar! Sistemi en iyi anlatan “Ali yazar, Veli bozar” deyişidir.
Her “reform” dedikleri düzenlemenin, tarikatlara, cemaatlere yeni kapılar açtığını dünkü yazımızda belirtmiştik. Bakan Prof. Dr. Yusuf Tekin, tarikat ve cemaatlere okul kapılarını sonuna kadar açtı ve şimdi neredeyse tarikatlar kendilerini okulların sahibi gibi görüyor, sınıflara sarıklı, cübbeli giriliyor.
ZORUNLU EĞİTİM DEĞİŞECEK
Yusuf Tekin’in eğitimdeki seyir defterine baktığımızda, Milli Eğitim Müsteşarlığı döneminde onay verdiği, uygulamaya konulan bazı düzenlemeleri de şimdi kaldırıyor ya da değiştiriyor. Tekin, 2013’te müsteşarlığa atanmıştı. 15 Eylül 2018’de çıkarılan “Şahsa özel” kanunla Hacı Bayram Üniversitesi rektörlüğüne atandı. Ataması yapıldıktan hemen sonra, kanun yeniden eski haline getirildi. Yusuf Bey, 4 Haziran 2023’te bu kez Bakan olarak Milli Eğitime döndü. Tekin’in icraatlarına bakalım:
1-Zorunlu eğitim 2012’de 12 yıla çıkarıldı. Yusuf Tekin önerisi ile 2+2 veya 3+1 modeline dönüştürme çalışması yürütülüyor. Bakanlık bu konuda karar vermedi ancak konunun tartışılmasını istiyor. Cemaatlerin ve özellikle HÜDA PAR’ın da desteğini alan bu sistemde amaç kız çocuklarını okuldan bir an önce koparmak ve çocuk yaşta evliliğin önünü açmak olduğu öne sürülüyor. Ayrıca işverenler tarafından da desteklenen sistemde erken yaşta çocuk işçiliğinin önünün açılması amaçlanıyor.
PROTOKOLLER VE KARMA EĞİTİM
2- Kamu yurtlarına bütçe ayrılmadığı gibi kamu arazileri “kamu yararına çalışan dernekler ve vakıflar” vurgusu yapılan şirketleşmiş tarikat yapılarına veriliyor. Bunların tamamına yakını da iktidara yakınlığı ile biliniyor. Bakanın bu tutumu TBMM’de eleştirildi. Tekin bu eleştirilere karşın şunları söyledi: “Şu anda geçerli 2 bin 709 tane protokolümüz var. Bu protokollerden bin 167 tanesi resmî kurumlarla, 550 tanesi STK’larla, 986 tanesi ise TEMA’dan Kızılay’a bir sürü STK’yla. Bunların içerisinde sizin ‘tarikat, cemaat’ dediğiniz bizim ‘STK’ dediğimiz yapıları toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Onlarla da protokol yapmaya da devam edeceğiz. Onlardan biz değil, siz rahatsızsınız.”
3- Kız ve erkeklerin aynı sınıfta öğrenim görmesi yani “karma eğitimin” kaldırılması için bazı tarikat hatta siyasi partilerin çabaları var. Tekin de onlardan yana tavır aldı, “Karma eğitim Anayasa gereği zorunlu değil” açıklamasıyla yeni bir tartışma başlattı. “İsteyen velilere tek cinsiyetli okul seçeneği sunulabilir” dedi. “Karma eğitim” kaldırılmadı, ancak bazı illerde sadece kız veya erkek okulları açıldı. Bu da fiilen “karma eğitimi zayıflatma” olarak yorumlanıyor. Hatta 5 ortaokuldan 1’i karma eğitim yapmıyor noktasına gelindi.
HANİ MÜLAKAT KALDIRILACAKTI?
4- Öğretmen atamaları için Cumhurbaşkanının vaadi olan “Mülakatı kaldıracağız” sözü Yusuf Tekin’in bakan olması ile ortadan kalktı. “Öğretmenleri biz seçeriz” cümlesi ile mülakatın devam edeceğini belirtmiş oldu. Ancak, bakanın bu kararından vazgeçmek için bir ara yol aradığını da belirtelim.
5- Milli Eğitim Akademisi ile Eğitim Fakültelerinin kapısına kilit vuruldu. Akademi eğitimini geçemeyenler öğretmen olamayacak. Akademi ile kimin öğretmen olacağına, kimin olamayacağına, kimin idareci olacağına Yusuf Tekin’in seçtiği kurullarda görevli personel karar verecek.
TEK TİP KIYAFETE DÖNÜŞ
6- Okullarda tek tip kıyafet, 2012’de yani yine AKP iktidarı döneminde getirildi ve serbest kıyafete geçildi. Yoksulluğun giderek arttığı ülkemizde, öğrenci kıyafetleri arasındaki uçurum Yusuf Tekin’e geri adım attırdı. Bu konuda CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in TBMM’de yaptığı uyarıcı açıklamaları da etkili oldu. Kıyafet alımında veliler tek bir yere bağlanmasın diye formada logo kaldırıldı.
7- Seçmeli Dersler Yönetmeliği değiştirildi, zorunlu olan ikinci yabancı dil, zorunlu olmaktan çıkarıldı. Dini içerikli seçmeli dersler konuldu.
8- Beşinci sınıflarda pilot uygulama yapılmadan “çoklu dil programına” geçildi. İyi niyetlerle Almanca veya Fransızca gibi dersler seçilmesine rağmen ‘Yeterli branş öğretmeni’ olmadığı için değişik branş öğretmenleriyle bu dersler verilmeye
çalışılıyor.
9- Okul öncesi sınıflarda çocuklar 50 dakika derse giriyor. Teneffüs süreleri olmadığı için ve yeterli yardımcı personel de bulunmadığından öğretmenler de fiziksel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor.
DERS SÜRESİ 30 DAKİKAYA İNDİRİLDİ
10- İkili eğitim uygulayan okullarda saat 19.30’a kadar eğitim öğretim sürdüğü için sadece sabahçı/öğlenci şeklinde olan bu okullarda, ders süresi 30 dakikaya indirildi. Ankara’da pek çok okulda uygulanıyor. Yolun bir tarafındaki ortaokul öğrencisi, yolun karşısında tam gün eğitim yapan ortaokuldaki arkadaşından günlük 70, haftalık 350 dakika daha az ders görüyor. Ancak bu çocukların hepsi aynı sınavlara giriyor.
MEB’in son müsteşarı Yusuf Tekin döneminde bir gecede kendisi hariç MEB’in tüm yöneticileri görevden alındı. İlkokullarda “Andımız” kaldırıldı. Proje okulu uygulaması başladı. Özel okullara 5 milyar 800 milyon lira aktarıldı. Tarikat ve cemaatlerin uzantısı vakıf ve dernekler okullara sokuldu. Teftiş sistemi yerle bir edildi, ders denetimi kaldırıldı. Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına geçildi. Okullara mescit zorunluluğu getirildi. TEOG kaldırıldı.
İYİ ŞEYLER DE OLDU
Ortaokullarda yine AKP döneminde sınıfta kalma kaldırılmıştı. Şimdi, başarısız öğrenciye sınıf tekrarlama zorunluluğu getirildi. Devamsızlık neredeyse serbestken, şimdi mazeretsiz 20 gün okula gelmeyen öğrenci sınıfta bırakılacak. Bunlar disiplin açısından da önemli.
Öğrencilerin okulda cep telefonu kullanması yasaklandı. Aynı şekilde öğretmenlerin de sınıfta telefonla konuşmamaları için genelge gönderildi. Müzik ilk ve ortaokulları, spor ortaokulları açıldı, bakanın öğretmenlerle “öğretmen odası” sohbetleri de olumlu adım olarak görüldü.
Ortaokullarda Türkçe derslerinden en az 70 başarı puanı notuyla geçebilmeleri koşulu da Türkçemizin öğrenilmesi açısından da önemli bir adım. Yani, bu alanda eskiye dönüşler iyi oldu.
Her bakan değişikliğinde eğitim sistemiyle ilgili iyi şeyleri değiştirmek de ülkeye hayır getirmez.


