Başarısız hissediyorsanız sebebi geçmişteki bu anda saklı Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Daily Mail'e konuşan psikoterapist ve özgüven uzmanı Francesca Alicja Harland, otoriter ebeveynlik tarzının "Ben ne dersem o olacak, sebebini sorma" şeklinde bir anlayışa dayandığını belirtiyor. Harland'a göre böylesi bir ortamda büyüyen çocuklar, sürekli ebeveynlerini memnun etmeye çalışsa da çoğu zaman kendilerini değersiz hissediyor.
BAŞARIYI GÖRMEDEN GELME EĞİLİMİLondralı uzman, otoriter ebeveynlik tarzının özellikle özgüven sorunu yaşayan ve başarılarını küçümseyen bireylerde etkili olduğunu vurguluyor. Çocuklukta gelişen "Yeterince iyi değilim" ya da "Başarısız olabileceğim şeylerden uzak durmalıyım" gibi olumsuz düşünceler, yetişkinlikte de kişinin sürekli kendini eleştirmesine yol açıyor.
İŞTE 'YIKIMI' ONARMANIN YOLLARIHarland, kişilerin iç konuşmalarını gözden geçirmeleri gerektiğini söylüyor: "İç sesiniz sizi motive mi ediyor, yoksa sürekli sert ve eleştirel mi?" Ona göre yapıcı bir öz eleştiri, bireyi eyleme geçiren sağlıklı bir güç olabilir.
Uzman, bilişsel davranışçı terapi başta olmak üzere profesyonel destek alınmasını öneriyor. Ayrıca günlük yaşamda öz şefkati besleyen teknikler, SMART (spesifik, ölçülebilir, ulaşılabilir, ilgili ve zamana bağlı) hedefler belirlemek ve ilerlemeyi takip eden programlar kullanmak da fayda sağlıyor.
Harland, "İçinizdeki öğretmeni seçin: Biri acımasız ve sert, diğeri anlayışlı ve motive edici. Hangisini tercih edersiniz? Elbette ikinciyi. O yüzden kendinize nazik olun" diyor.
Danışman psikolog Dr. Ritz Birah ise birçok kişinin başarısızlık karşısında kendini hırpalamasının, çocuklukta yaşanan "koşullu onay" deneyiminden kaynaklandığını ifade ediyor.
"Başardığımızda ödüllendirildik, başarısız olduğumuzda ise görmezden gelindik. Bu, yetişkinlikte içimizde sert bir eleştirmene dönüyor" diyen Dr. Birah, bunun bireyleri hem sürekli kaygılı hem de tatminsiz hale getirdiğini belirtiyor.
Bir yatırım bankacısıyla çalıştığını aktaran uzman, "Akıllıysan hata yapmazsın" anlayışının hem kendisine hem de küçük oğluna zarar verdiğini anlattı. "Başarısız olunca kendini hırpalıyor, başarılı olduğunda ise çıtayı daha da yükseltiyordu" dedi.
Dr. Birah, pek çok kişinin başarıyı yalnızca "beklenen minimum" olarak gördüğünü, bu yüzden kazandığında bile mutlu olmak yerine sadece başarısı zolmadığının rahatlığını hissettiğini söylüyor:
"Çabalamanın yaşama tutunmakla karıştırıldığı bir noktadayız. Oysa ilerlemeden keyif almayı hatırlamalıyız."


