Başına ne gelirse gelsin yıkılmadı… ‘Yakışıklı kalp hırsızı’ zirveden inmiyor!

Bunu başaran ünlü sayısı da aslında sosyal medya etkisiyle çok gibi görünse de gerçek göründüğünden oldukça farklı.

Bunu başaran nadir isimlerden biri de 1991’den beri hayatlarımızda olan ve o gün bugündür zirveden inmeyen Brad Pitt…

ONU TANIMAMIZIN ÜZERİNDEN 34 YIL GEÇTİ

Brad Pitt, 1991 yapımı “Thelma & Louise” filminde tüm dikkatleri üzerine çekip sinema dünyasının vazgeçilmez isimlerinden biri haline geldi ve son 30 yıldır gişe hasılatı açısından güvenilir bir isim olmaya devam etti.

Pitt’in son filmi ‘F1’ bekleneni verdi ve gişede yaklaşık 300 milyon dolar hasılat elde ederek Apple'ın en yüksek hasılat yapan filmi oldu.

Bunda filmin teknik başarısı kadar başroldeki Brad Pitt’in de payı büyük… 61 yaşında olmasına rağmen hâlâ yakışıklılığını koruyan usta oyuncu aynı zamanda bu tür filmleri için fitliğiyle de iyi bir seçenek olmaya devam ediyor.

ANGELINA JOLIE’YLE TUTUŞTUĞU KAVGADA DA GALİP GELDİ

Üstelik Brad Pitt uzun yıllar özel hayatındaki çalkantılarla gündeme geldi ve eski eşi Angelina Jolie onunla ilgili oldukça ciddi şiddet iddialarında da bulundu.

#MeToo hareketi Hollywood’u sardıktan sonra hakkında bu tür iddialar olan erkek yıldızlar birer birer piyasadan silinirken Brad Pitt zirvede kalmaya devam etti.

Hayranları ondan vazgeçmedi, yapımcılar ve yönetmenler onunla çalışmak için sıraya girdi.

Ve son 35 yılda 60’tan fazla filmde oynayan Brad Pitt’in imajı başına ne gelirse gelsin sarsılmadı.

İLETİŞİM UZMANLARI BU BAŞARININ SIRRINI ANLATTI

İletişim uzmanları bu başarının altında yatan şeyin yer aldığı projelerin sayısından çok kalitesi olduğunu söylüyor.

"Pitt'in kariyerinin ilk yılları, keskin bakışları ve kaslı vücuduyla izleyicilerin yarısını hipnotize eden ‘yakışıklı kalp hırsızı’ rolleriyle şekillendi. Ancak 90'ların ortasından sonlarına kadar olan dönem, Pitt için dönüm noktası oldu, çünkü iki kült filmde, ‘Seven’ ve 'Fight Club'da, yıldızlar kadrosunun başrolünü üstlendi. O andan itibaren hem erkek hem de kadın hayranlarının ilgisini ve hayranlığını kazandı."

“ZARAFETLE YAŞLANDI”

İletişimciler Pitt'i Robert Redford ile karşılaştırarak, onun “genetik, ölçülü yaşam tarzı ve en önemlisi, kendini özdeşleştirdiği rollere sadık kalması sayesinde” yaşlanmayı “zarafet ve şıklıkla” başardığını söylüyor.

2000'li yıllarda Pitt, “Troy”, “World War Z” ve “Mr. and Mrs. Smith” gibi gişe rekorları kıran aksiyon filmlerinin yanı sıra “Ocean’s 11” üçlemesine yöneldi.

Ayrıca Quentin Tarantino'nun “Inglourious Basterds” ve “Once Upon a Time…in Hollywood” filmlerinde de yer aldı ve bu rolleriyle de büyük sükse yaptı.

“Once Upon a Time…in Hollywood” filmiyle yıllarca hayalini kurduğu Oscar ödülüne de ulaştı.

Oysa Brad Pitt 2014’te ilk Oscar’ını çoktan almış, adını tarihe yazdırmıştı. Pitt, 2014 yılında en iyi film ödülünü kazanan “12 Years a Slave” filminin yapımcısı olduğu için Oscar heykeli de ona gitti.

KALP HIRSIZI, GİŞENİN KRALI

PR uzmanı Matt Wolf, Pitt'in akıllı projeler bulma konusunda yetenekli olduğunu söylüyor ve “Brad hala cazibesi hiç azalmamış, herkesin tanıdığı bir isim. İyi materyalleri belirleme ve özgün performanslar sergileme eğilimi, gişede başarısını sürdürmesinin nedeni” diyor.

Brad Pitt'in ilk eşi Jennifer Aniston'dan ses getiren ayrılığı (İkilinin evliliği Pitt’in Angelina Jolie’yle aşk yaşaması yüzünden bitmişti) ve Angelina Jolie ile uzun süren boşanma davası gibi tartışmalara rağmen “halkın çoğunluğu arasında net pozitif bir algı” yarattığı konuşuluyor.

“Brad Pitt, karşılaştığı tartışmalara rağmen, halkın çoğunluğu arasında net pozitif bir algı yaratan bir itibar inşa ederek, gişede güçlü bir varlığa sahip, son derece başarılı bir aktör olmaya devam etti”

ON PARMAĞINDA ON MARİFET VAR

Brad Pitt'in sarsılmayan imajının ardında “romantik başrol oyuncusu olarak başlayıp daha ciddi rollere geçiş yaparak, yapımcı, stil ikonu ve hayırsever olarak çok katmanlı bir isim yaratması” olduğu düşünülüyor.

“Zor zamanlarda aşırı düzeltmeler veya dikkat çekmek için tuhaf davranışlarda bulunmaz. Zamanın, yüksek kaliteli çalışmalarının ve sabırlı bir bekleyişin imajını düzeltmesine izin verir”

Brad Pitt'in bu kadar sevilme nedenlerinden biri de karşılaştığı zorluklar konusunda dürüst olması.

HER ZAMAN AÇIK SÖZLÜ OLDU

Ünlü oyuncu daha önce alkol sorunu ya da kişisel başarısızlıkları konusunda hep açık sözlü davranarak içini dökebilen bir isim oldu.

Bu da izleyicilerin gözünde onu “affedilebilir” kılıyor.

Hakkında suçlamalar olmasına rağmen manipülatif ya da saldırgan bir tavır sergilemediği için hoşgörüyle karşılanıyor ve kusurlarına rağmen sevilen bir isim olmayı başarıyor.

HERKES ONU AFFETMEYE HAZIR

"Örneğin alkol sorunu gibi, kişisel başarısızlıklarını sansasyonel hale getirmeden kabul ediyor. Bu, izleyicilerin onu savunmacı bir tavır sergilediğinden daha fazla affedici olmasını sağlıyor. Ona yöneltilen bazı suçlamalar ciddi olsa da bunları küçümsemek istemiyoruz, ancak kamuoyundaki imajı hiçbir zaman saldırgan, manipülatif veya kasıtlı olarak zarar verici olarak algılanmadı. Şu ana kadar, halk ona karşı hoşgörülü davranıyor gibi görünüyor. Kusurlarına rağmen onu hala seviyorlar."

Brad Pitt verdiği son röportajlardan birinde aynı açık sözlülükle “Ben inatçı biriyim, ama aynı zamanda, bir hata yaptığımda, bunun sorumluluğunu üstlenip itiraf etmekte oldukça iyiyim. Ve şimdi, ‘Bununla ne yapacağım? Bunu nasıl düzeltebilirim ve bir daha olmaması için ne yapabilirim?’ diye bir arayış içindeyim” diyerek yıkılmaz imajını korumak için hatalarından nasıl ders çıkardığını anlatmıştı...