Bastığınızda bile ölmüyor: Keneler bu yüzden peşimizi bırakmıyor Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Yaz aylarının kabusu haline gelen keneler, sadece taşıdıkları hastalıklarla değil neredeyse yok edilemez yapılarıyla da endişe yaratıyor. Uzmanlara göre, fiziksel olarak ezilse bile hayatta kalabilen bu parazitler, doğadaki en dayanıklı canlı türlerinden biri. Bilimsel veriler, kene popülasyonunun azalmamakta ısrar etmesinin ardında sıradan yöntemlerle öldürülememeleri olduğunu gösteriyor.
EZİLMEYE, İLAÇLARA VE SUYA DİRENÇLİLERZoologlara göre kenelerin vücut yapısı, dış darbelere karşı neredeyse zırh gibi. Kalın dış iskeletleri sayesinde basınçla ezilmek yerine sadece şekil değiştirebiliyorlar. Pek çok tür, suya atılsa bile günlerce hayatta kalabiliyor. Tarımsal ilaçlara karşı geliştirdikleri direnç ise her geçen yıl daha da güçleniyor.
ABD’deki Cornell Üniversitesi’nden parazitoloji uzmanı Dr. Mark Neff, bu konuda şu açıklamayı yaptı:
“Keneler, sadece biyolojik olarak dayanıklı değiller; aynı zamanda çevresel stres faktörlerine karşı evrimsel olarak güçlü adaptasyon geliştirmiş canlılardır. Bir kenenin kısa sürede ölmesini beklemek, doğasını anlamamak olur.”
Kenelerin bu kadar zor yok edilebilmesi, doğrudan insanlara yönelmelerine neden olmasa da, doğal düşmanlarının azalması, iklim değişikliği, yapılaşma ve tarım faaliyetleri onların yaşam alanlarını insanlara daha da yaklaştırıyor. Özellikle kırsal alanlara yakın şehir bölgelerinde, son yıllarda kene temasına bağlı vakalarda belirgin bir artış yaşanıyor.
Türkiye’de 2025'in ilk 6 ayında kene ısırması sonucu 18 ölüm gerçekleşti. Uzmanlar, bu sayının yalnızca görünen yüz olduğunu, pek çok vakanın kayıt altına alınmadığını söylüyor.
NE YAPMALI?Kenelerle mücadelede bireysel önlemler hala en etkili yöntem. Uzmanlar, açık alana çıkarken uzun giysiler giymeyi, pantolon paçalarının çorap içine alınmasını ve eve döndükten sonra mutlaka vücut kontrolü yapılmasını öneriyor. Keneyle temas durumunda ise asla elle koparılmamalı, doğrudan sağlık kuruluşuna başvurulmalı.


