Bedelli askerlikte kışla mecburiyeti ne zaman son bulacak?
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Kıymetli okuyucularım, hepinizin öncelikle Kurban Bayramı’nı en içten dileklerimle tebrik ederim. Sağlıklı, mutlu, huzurlu ve sosyal güvenceli nice bayramlara aileniz ve sevdiklerinizle birlikte erişmenizi dilerim.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her gencin gönlünde yatan ortak bir duygu vardır: Vatan borcunu hakkıyla yerine getirmek. Askerlik, bu anlamda sadece bir görev değil; bir şeref, bir sadakat ve milletle bütünleşme anıdır. Bu yönüyle kutsaldır, vazgeçilmezdir.
Ancak günümüzde bedelli askerlik uygulaması çerçevesinde 28 günlük temel eğitim süresi, gençler arasında artan bir şekilde tartışılmaktadır. Bu tartışmalar askerlik görevini değil, sadece ve sadece 28 günlük kışla eğitiminin pratikteki fayda ve gerekliliğini sorgulamaktadır. Bedelli askerlik hakkının kendisi bir tercih meselesidir; o ayrı bir başlıkta değerlendirilmelidir. Bizim meselemiz bu kısa süreli eğitim gerçekten gerekli midir, yoksa sembolik bir prosedür mü haline gelmiştir?
28 Günlük Eğitim: Temel Askerlik mi, Sembol Mü?
Bedelli askerlik kapsamında kışlaya alınan gençler, 28 gün boyunca temel eğitim alıyor gibi gözükse de bu sürecin içeriğine yakından baktığımızda eğitimden ziyade idari bir süreç olduğu görülüyor. Silah kullanımı, askeri disiplin, manevra bilgisi gibi konularda gerçek anlamda bir yeterlilik kazandıracak düzeyde bir program uygulandığını söylemek güçtür.
Kamuoyunda da giderek daha sık dile getirilen bir gerçek var: 28 gün, askeri yetkinlik kazandırmak için ne yeterli ne de verimli bir süredir. Bu kısa zaman diliminde yapılanlar daha çok törensel düzenlemeler ve günlük rutine bağlı uygulamalardan ibarettir. Dolayısıyla, “vatana hizmet” gibi ulvi bir görevi sembolleştirmek değil, onun ruhunu yaşatmak esas olmalıdır.
İş Hayatında Kaybolan 28 Gün
28 gün kulağa kısa bir süre gibi gelebilir. Ancak bu dört haftalık süreç, özellikle çalışan gençler için telafisi zor kayıplara yol açabilmektedir. Bedelli askerlik için kışlaya giren birçok genç, mevcut işinden ayrılmak zorunda kalmakta, geri döndüğünde ise aynı görevde yeniden işe başlama imkânı bulamamaktadır.
Küçük işletmelerde, özel sektörde ya da proje bazlı çalışan gençlerin bu geçici yokluğu; işveren tarafından risk olarak görülmekte, bu da dönüşte işsiz kalmalarına ya da daha düşük şartlarla yeniden iş aramak zorunda bırakılmalarına neden olmaktadır. Geçici bir vatanî görevin ardından kalıcı bir geçim sıkıntısıyla karşı karşıya kalan bu gençler için, 28 günlük süreç sadece bir prosedür değil, bir kırılma noktası hâline gelmektedir.
Sosyal Güvenlik Açısından
Bu süreç yalnızca iş kaybıyla sınırlı değil. Sosyal güvenlik sisteminde de aksamalara yol açmaktadır. İşten ayrılmak zorunda kalan gençlerin sigorta prim ödemeleri kesintiye uğramakta, bazı durumlarda emeklilik günü hesaplamaları bile etkilenmektedir. Özellikle staj, çıraklık ve genç girişimcilik gibi süreklilik gerektiren durumlarda; bu 28 günlük zorunlu ara, ileride telafi edilmesi güç sorunlara neden olabilmektedir.
Kısa süreli bir askerlik görevinin, bireyin uzun vadeli sosyal güvenlik planlarında boşluk oluşturması, devletin de çözüm araması gereken bir adalet sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Gençlerin Yükü Hafifletilmeli
Bugünün gençliği, geçmişe kıyasla daha erken yaşta sorumluluk üstlenmekte, iş kurmakta, aile geçindirmekte ve gelecek planları yapmaktadır. Birçok genç bedelli askerlik başvurusunu, bu planların tam ortasında yapmaktadır. 28 günlük kışla süresi ise, bu planları askıya almak, geciktirmek hatta bazıları için riske atmak anlamına gelebiliyor.
Evlilik arifesinde olan bir genç, kredi ödemesi bulunan bir serbest meslek sahibi ya da yurtdışında yaşayan bir vatandaş için bu süre, sanıldığından çok daha büyük bir maliyet yaratıyor. Hal böyleyken, bu 28 günün mecburi olması bir zorunluluktan çok, bir zorluk olarak karşımıza çıkıyor.
Zorunlu Eğitim Yerine Etkili Alternatifler
Eğitim, sadece fiziki ortamda değil; dijital altyapılarla, uzaktan bilinçlendirme modülleriyle de sağlanabilir. Millî Savunma Bakanlığı, çağın gereklerine uygun bir yöntemle temel askerlik kültürünü gençlere online platformlar üzerinden aktarabilir. Bu sayede ne kutsal askerlik görevinden taviz verilmiş olur, ne de gençlerin omzundaki yük artırılmış olur.
Devlet, vatandaşına güvenmeli; milletine sadakat duyan gençlerini gereksiz formalitelerle yormamalıdır. Unutulmamalıdır ki, bu gençler zaten devletine borcunu ödüyor. O hâlde bu borcun karşılığında, devletten de bir anlayış ve kolaylık beklemeleri en doğal haklarıdır.
28 günlük temel eğitim süresi, maksadını aşmış sembolik bir uygulama haline gelmişse; bu durum artık gözden geçirilmeli, modernize edilmelidir. Askerlik görevine gölge düşürmeden, aksine bu görevin ruhuna sadık kalarak gençlerin hayatlarını kolaylaştıracak düzenlemeler yapılmalıdır.
Askerlik, milletle devlet arasında kurulan en güçlü bağlardan biridir. Bu bağı daha da kuvvetlendirecek olan şey; devletin, milletinin evlatlarını anlaması ve onların yükünü hafifletmesidir.
SORU
Merhaba Mehmet Akif Bey, işyerinden çıkarıldım. 4 ay oldu patronum kıdem tazminatımı ödemedi. Artık beni oyaladığını düşünüyorum. Şimdilerde ise bayramdan sonra ödeyeceğini söylüyor bende faiz talep ediyorum. Faiz ödemem diyor ve buna hakkım olmadığını belirtiyor. Ne yapmalıyım. Müslüm Bey/Tekirdağ
CEVAP
Müslüm Bey, kıdem tazminatına faiz isteyebilirsiniz. 1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesinde bu husus belirtilmektedir. En yüksek banka mevduat faizi uygulanmalıdır. Dava açmadan önce yasal olarak Arabuluculuk başvurusunda öncelikle bulunmalısınız.


