Beyne pıhtı atmadan önce vücut hangi sinyalleri veriyor? Haberler Sağlık Haberleri
Haberturk kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Günümüzde kalp ve damar hastalıkları nedeniyle pıhtı oluşması, emboli atması özellikle de inme (felç), dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Bu ciddi tablonun en önemli nedenlerinden birinin şah damarı daralması yani tıptaki adıyla karotis arter stenozu olduğunu belirten Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Macit Bitargil, "Şah damarı, boynun her iki yanında yer alan ve kalpten çıkıp direkt olarak beyine kan taşıyan ana damarlardır. Bu damarlarda zamanla kolesterol yüksekliği, tansiyon yüksekliği, sigara kullanımı, şeker hastalığı ve yaşlanma gibi nedenlerle plaklar oluşabilir" dedi.
Doç. Dr. Bitargil, bu plakların damarı daraltarak beyne giden kan akış paternini bozduğunu kaydederek şunları söyledi: "Oluşan türbülan akım ve damardaki darlık sonucu sistem pıhtı üretebilir. Embolinin beyne ulaşması ve beyindeki ilgili merkezi etkilemesi sonucu geçici iskemik ataklar (TIA) veya kalıcı inme (felç) tablosu gelişebilir."
"BU BELİRTİ VARSA BEYNE PIHTI ATMA İHTİMALİ ÇOK YÜKSEK"Şah damarı hastalığının genellikle sessiz seyrettiğini aktaran Bitargil, ancak bazı öncü bulguların tehlikeyi önceden haber verebileceğini söyledi ve o belirtileri sıraladı:
- Gözde saniyeler süren geçici kararma, görme kaybı,
- Dudak kenarında uyuşma, asimetri oluşması,
- Tek taraf kol veya bacakta ani gelişen, geçici uyuşma veya güç kaybı.
Bitargil, bu belirtilerin genellikle birkaç dakika içinde geçse de, felç habercisi olabileceğini; bu belirtiler varsa yakın bir zamanda beyne pıhtı atma ihtimalinin çok yüksek olduğunu, bu sebeple de mutlaka bir doktora başvurmak gerektiğini söyledi.

Şah damarı tıkanıklığı tanısı için en sık kullanılan yöntemin renkli doppler ultrason olduğunu kaydeden Bitargil, "Bu yöntemle damar içindeki kan akışı, daralma miktarı ve plakların özellikleri kolaylıkla değerlendirilebilir. Bazı durumlarda BT anjiyografi ya da MR anjiyografi gibi ileri görüntüleme yöntemleri de gerekebilir" diye konuştu.
Damardaki daralmanın derecesine ve hastanın genel sağlık durumuna göre tedavi şeklinin değiştiğini söyleyen Bitargil, tedavi hakkında bilgi verdi:
"Kalp ve damar cerrahisi uzmanı bu hastalıkta nöroloji uzmanı ve radyoloji uzmanının görüşlerine dikkat ederek tedaviyi yönlendiren kişidir.
İlaç tedavisi: Hafif daralmalarda, kan sulandırıcılar ve kolesterol düşürücü ilaçlarla kontrol sağlanabilir.
Cerrahi (karotis endarterektomi): Kritik darlık yapan plaklarda damarın açılıp temizlenmesiyle beyne giden kan akışı güvenli şekilde yeniden sağlanır. Bu beyine pıhtı atma riskini en aza indiren bir tedavi yöntemidir. Altın standart tedavi gününüzde hala cerrahi tedavidir. Belirti veren hastada şah damarında yüzde 50-99 darlık olması cerrahi tedavi endikasyonudur. Belirti vermeyen hastada ise yüzde 60-99 darlık olması cerrahi tedavi endikasyonudur. Damarda yüzde 100 darlık (tam tıkalı) varsa cerrahi endikasyon yoktur. Cerrahi tedavi günümüz teknolojisi ile lokal anestezi altında hasta uyanık şekilde iken konforlu bir şekilde uygulanabilmektedir. Dünya çapında bu ameliyatların ölümle sonuçlanma gibi komplikasyon riski (hastadan hastaya klinik tabloyla değişim gösterebilmekle beraber) ortalama yüzde 3 civarındadır. Ama buradaki asıl büyük tehlike ameliyat gerekli görüldüğü halde ameliyatı olmayı reddetmek veya ertelemektir. Ameliyat önerilen fakat ameliyatı kabul etmeyen hastalarda sadece ilaçla takip sonucu ne yazık ki 5 yıl içerisinde büyük bir felç tablosu ve ölüm gelişme oranları ameliyatın yarattığı riske göre kıyaslanamaz derecede çok çok yüksektir. Dolayısla bu hastalarda yüzde 3 riske rağmen cerrahi tedavi seçeneği hala hayat kurtarıcı ve altın standart tedavi yöntemidir.
Stentleme (karotis stenti): Bazı hastalarda daralmış damara kapalı yöntemle stent yerleştirilebilir. Bu tedavi yöntemi daha çok 70 yaşının üstünde, cerrahi tedaviyi kaldıracak durumu olmayan, boyun bölgesinden daha önceden cerrahi operasyon geçirmiş ve/veya radyoterapi görmüş özel bir hasta gurubu için geçerlidir."
KİMLER RİSK ALTINDA?* Erkeklerde 45, kadınlarda 55 yaşın üzerinde olma
* Hipertansiyon hastaları
* Şeker hastaları
* Sigara içenler
* Ailesinde inme öyküsü olanlar
* Kolesterol yüksekliği olanlar
* Hareketsiz yaşam sürenler
* Stresli yaşam
* Kalitesiz uyku
"RUTİN KONTROLLER HAYAT KURTARIR"Şah damarı hastalığı, erken evrede tespit edilip tedavi edildiğinde felç riski ciddi şekilde azalıyor. Doç. Dr. Bitargil, "Risk faktörü olan insanlarda öncü bulgular olmadan beyine pıhtı atma tabloları gelişebilmektedir. Bu hastalık sinsi bir hastalıktır o yüzden rutin kontroller hayat kurtarıcıdır. Bu nedenle özellikle risk grubundaki kişilerin rutin kontrol yaptırmaları hayati önem taşır. Şah damarı tıkanıklığı, çoğu zaman belirti vermeyen ancak ani bir felce yol açabilecek kadar ciddi bir sağlık sorunudur. Erken tanı, doğru tedavi ve düzenli takip ile bu tehlike önlenebilir. Özellikle ailesinde felç öyküsü bulunan, tansiyon, şeker, kolesterol hastalığı olablar, sigara kullananlar, kadınlarda 55 yaş üstü erkeklerde 45 yaş üstünde olan insanlar şah damar ultrasonu gibi basit tarama testi ile risklerini ortaya koyabilirler" diye konuştu.


