Birlik varsa süreç değerli olur Gündem Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da ‘Terörsüz Türkiye’ tanımıyla açıkladığı süreç, teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki açıklaması ve terör örgütü PKK’nın kendini feshetmesiyle önemli bir viraja girdi. 11 Mayıs 2025’te toplanan PKK kongresinin örgütün silahlı terör faaliyetlerini durdurduğu açıklandı. Kongrenin ardından açıklanan bildiride bu durum gerekçeleriyle sıralandı. Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, bildiriye dair Yeni Şafak’a özel değerlendirmelerde bulundu. Yaycı, “Abdullah Öcalan'ın bir terör hükümlüsü yerine silahları bıraktıran adam olarak dünya kamuoyuna takdim edileceği, bölücü Kürt hareketinin siyasi çizgisinin daha radikal olacağı endişesi içindeyim. Eğer bu silah bırakmanın amacı Türkiye sınırları dahilinde Kürt kökenli vatandaşlarımızın Türk bayrağı ve Türk milleti çatısı altında birlikte yaşamaksa, çok iyi. Ama bu adımlar Pan-Kürdizm düşüncesi bir bölücü ve ayrıştırıcı siyaset haline getirilirse bu Türkiye'de de Orta Doğu'da da istikrara hizmet etmez” dedi.
BİLDİRİDE KELİME OYUNU VAR
PKK’nın fesih bildirgesinde güvenlik güçlerince etkisiz hale getirilen teröristlere şehit denildiğini vurgulayan Yaycı, şunları söyledi: “Bir kısım medyanın da bu sinsi oyunun içinde. PKK’yı meşru bir aktör gibi gösteriyorlar. Bildiride yer alan ‘şehit’, ‘Kürdistan’, ‘52 yıllık tarihi mücadele’, ‘yurtsever halkı şehitleri anmaya çağırma’, ‘Önder Apo’ ifadelerini sansürleyip, kamuoyunu yanlış yönlendiriyorlar. KCK çatısı altındaki birçok yapı (PYD, YPG, PEJAK, SDG, ATEŞİN ÇOCUKLARI, HPG) yerinde dururken, sadece PKK’yı feshettik demenin bir anlamı yoktur. PKK ‘fesholdum’ diyor ama KCK altındaki PYD, YPG, HPG, PJAK, PCDK gibi yapılar yerinde duruyor. Bu bir kelime oyunudur. Kongre PKK’yı feshetmiş, peki kongreyi kim feshedecek? Bunu kimse sormuyor. Sadece ‘PKK’ adını kağıttan silip KCK yapısı aynen bırakılıyor. Üstelik bu çatı altında uluslararası terörist örgüt olarak tanınan tek yapı PKK güya feshedilerek KCK çatısı altındaki diğer terör örgütleri temize çıkarılmış olmuyor mu?”
MEŞRU GEREKÇEMİZ YOK OLACAK
KCK yapısında yalnızca PKK’nın uluslararası terör örgütü sayıldığına dikkat çeken Yaycı, “Biz operasyonları bu zeminde yapıyoruz. ‘PKK feshedildi’ dersek, PKK ile aynı yapı olduğunu bildiğimiz ama farklı isimlendirilen ve sınırlarımızda ve hatta İstanbul’da dahi birçok kanlı saldırı gerçekleştiren Suriye’deki YPG’yi ne yapacağız? YPG’nin içerisinde PKK yok, çünkü PKK fesholdu demeyecekler mi? YPG’nin PKK olduğunu bildiğimiz halde, bu sözde fesih kararı ile kendimizin elindeki terörle mücadele hususundaki meşru gerekçemiz yok edilmiş olmayacak mı? İsmi silinmiş, ama başka isimlerle karşımızda duran terör örgütüyle nasıl mücadele edeceğiz? PKK’nın gerçek çatısı KCK’dır! Kongresi var, yasaması var, yürütmesi var, yargısı var. Adeta bir devlet gibi yapı oluşturmuşlar. PKK diyerek tüm yapı gizleniyor! Bu yapıların tümü, yani KCK tümden tasfiye edilmeden bazılarının dediği barış olmaz!” ifadelerini kullandı. Yaycı, PKK’nın tüm bileşenlerinin dağıtılmadan terör meselesinin bitmeyeceğini ifade etti. Önümüzdeki günlerde güçlendirilmiş yerel yönetim gibi kavramların ortaya atılabileceğini savunan Yaycı, bunun federasyon anlamına geldiğini belirterek, silah bırakan malum yapının da ana hedefinin bu olduğunu iddia etti.
İFTİRA ATTILAR
Bildirinin Lozan Antlaşması’nın açıkça hedef aldığını hatırlatan Yaycı, terör örgütünün sözde yönetim yapısının anayasa değişikliği yoluyla kendi kaderini tayin etmeyi hedeflediğini açıkladığını, bu durumuna ilişkin bildiride, PKK’nın meşru mücadelesiyle sağlandığı yönünde vurgular yapıldığını anlattı. Bildiride Türkiye Cumhuriyeti ve TSK’nın birçok kez soykırımcı ilan edildiğini dile getiren Yaycı, “Bu çok açık bir iftiradır ama çok önemli bir amacı vardır. Malum soykırım suçu, uluslararası bir insanlık suçudur ve zaman aşımına tabi değil. Bu bildirideki bu hadsiz iftiraya devletimiz açıkça karşı çıkmazsa bazı çevreler bunu maalesef bir kabullenme gibi algılayacaklar. Bu iftiraların arkasında yatan temel niyet: Lozan’ın feshi, anayasanın yok sayılması ve Türkiye’nin parçalanmasıdır! PKK’nın sözde silahlı mücadeleye başlamasının sebebi olarak doğrudan TSK ve Türkiye Cumhuriyeti gösteriliyor. Kendilerinin terörist olmadığını, adeta ‘Terör yapmaya mecbur bırakıldık’ demeye çalışıyorlar. Bu iftiraların tek bir amacı var: Devleti suçlu, teröristleri mağdur göstermek” şeklinde konuştu.
Cihat Yaycı, “Fesih Bildirisi’nin son bölümlerinde seferberlik hücreleri kurulacağı, komünal yaşam tarzına geçileceği, demokratik uluslaşmanın sağlanacağı, yeni anayasa ile Kürt-Türk kurucu halkların birlikte demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti inşa edeceği yazıyor. Bunlar Türkiye’nin federasyona sürüklenmesi, parçalanması anlamına gelir. Sevr’i fiilen uygulamaya koymaktır. Bu yapı, Suriye’de, Irak’ın kuzeyinde, şimdi de Türkiye’de aynı planı uygulamak istemektedir” değerlendirmesinde bulundu.
DAHA ÖNCE DE SÖYLEMİŞLERDİ
Yaycı, PKK’nın sözde yöneticilerinden Duran Kalkan’ın PKK’ya ait bir yayın organında Nisan 2025’te yayınladığı ‘Asrın Menifestosu ile Özgürlüğe’ başlıklı yazıya da dikkat çekti. Bu yazıda terörist Kalkan’ın, ‘Örgüt şekil değiştiriyor, ama asla bitmiyor’ mesajı verdiğini anlatan Yaycı, “PKK yeni taktiklerle, yeni yöntemlerle, başka isimler altında varlığını sürdüreceğini açık açık ilan ediyor. ‘PKK bitti’ diyenlere bizzat terörist başı Kalkan cevap veriyor: Hayır, bitmedi, dönüşüyor” diye konuştu. Kalkan’ın Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne vurgu yaptığını belirten Yaycı, “Bu iftiraların arkasında yatan temel niyet Türkiye’nin parçalanmasıdır” vurgusu yaptı.


