Bölgede jeopolitik değişti

Çok tarihî süreçlerden geçiyoruz.

Jeopolitiği anlamak, toplum olarak içerde de doğru pozisyon almamıza yardımcı olacak.

Jeopolitiği kaçıran CHP muhalefeti, aylardır yanlış yorumlar yapıyor ve tabiri caizse kaybeden ata oynuyor.

Muhalefet gelişmeleri okuyamamaktan kaynaklı, durumdan bihaber ama biz yalın bir cümle ile realiteyi ortaya koyalım.

Ülke olarak en güçlü, en muteber, en etkili çağımıza girmiş bulunmaktayız.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istikrarlı, sürekli ve net biçimdeki Suriye, Rusya-Ukrayna, AB-ABD siyaseti; yılların ardından meyvelerini vermeye başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyaseti; Suriye iç savaşındaki mazlumlara kapısını açan ve bedel ödeyen bir pozisyonla hem Suriyeli sivillerin yanında durdu hem de ülkesini terörden korumak adına sınır ötesi harekâtları gerçekleştirdi.

Suriye’deki muhalefete desten veren Türkiye siyaseti, 13 yıllık mücadelenin ardından kazandı. Türkiye kazandı, Esed ve terör örgütleri kaybetti.

Esed, PKK, Rusya ve İran kaybederken İsrail de sahada oyunu kaybetti.

Bugün Suudi Arabistan’da Trump ve Şara karşı karşıya otururken Recep Tayyip Erdoğan’ı telefonla toplantıya katma mecburiyeti, değişen konjonktür ve jeopolitiğin sonucudur.

Birileri tezvirat üretebilir ama gerçekler gün gibi ortada!

Suriye’de devrim yaşandığında “Türkiye kaybetti, İsrail kazandı” diyenler nerede? İsrail kazandıysa Suriye’nin yeniden inşasını konu alan toplantılara neden İsrail Başbakanı katılmıyor?

Türkiye içinde öyle bir kesim var ki akıl tutulması yaşıyor.

ABD’deki değişimin de farkında değiller.

Erdoğan’ın Trump ile olan iletişiminden rahatsızlar.

Evet, Biden dönemi bitti.

Evet, artık sizi İngiltere de dikkate almıyor.

Güvenlik ve savunma konularında Türkiye’ye yönünü dönen bir Avrupa var.

Çatışmalar, savaşlar Türkiye ara buluculuğunda bitiriliyor.

Türkiye, güney Kafkasya’dan, güney Asya’ya, Avrupa’dan Afrika’ya söz sahibi!

Pakistan savaşında da Ukrayna savaşında da Türkiye muhatap alınıyor.

Dünya diplomasisinin kalbi Türkiye’de atıyor.

Ve Türkiye’de birileri, PKK’nın silah bırakmasına da Erdoğan’ın bölgedeki artan nüfuzuna da akıl erdiremiyor.

Hazımsızlık ve akıl tutulması vizyonsuzluğun neticesi olarak da değerlendirilebilir.

Akıl, tarih ve potansiyel sermayeleri sınırlı olduğundan, bugünü okuyamıyorlar.

Türkiye dışarıda nasıl güçlüyse içeride de en sağlam dönemine giriyor.

FETÖ, PKK, DHKP-C, DEAŞ gibi örgütler kontrol altında.

Sırada diğer paralel oluşumlar var.

Devlet hepsiyle tek tek hesaplaşma sürecinde.

Kim kamu malını kendi ikbali için kullanıyorsa, kim devlet adına haraç kesmeyi normalleştirmişse, kim örgütlenip devleti paçasından aşağı çekmeye çalışıyorsa mutlaka bedelini ödemeli.

Bugün dünden daha iyi. Yarın da bugünden daha iyi olacak. Emin olunuz.

Hem ülkemiz hem de tüm mazlum coğrafyalar için.

Betül Soysal Bozdoğan / Diriliş Postası