Bölgesel savaşa karşı diplomatik güç
Sabah sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
İsrail'in, İran'a yönelik saldırısı Ankara'yı teyakkuza geçirdi. İsrail saldırganlığının Gazze ile sınırlı olmadığını Lübnan, Yemen ve Suriye'den sonra İran'a yöneldiğini değerlendiren Türkiye, bölgesel savaş riskine karşı diplomasiye şans verilmesi için devreye girdi. İsrail'in çok yönlü operasyonları karşısında İran'ın ilk etapta verdiği sınırlı askeri cevapla yetinmeyeceği, toparlanır toparlanmaz yeniden harekete geçebileceği, bugünkünden çok daha büyük ve tüm Ortadoğu'ya yayılması kuvvetle muhtemel çatışmaların fitilinin ateşlenebileceği öngörüldü.
ANBEAN TAKİP EDİLDİ
Türkiye, 13 Haziran sabahı 03.30'dan itibaren İsrail savaş uçaklarının hava hareketliliğini anlık takip ederken, diplomatik ve istihbari önlemleri de ardı ardına gündemine aldı. Eskişehir'deki Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi'nin yanı sıra, milli uydu ve radar kapasitesi ile İsrail uçaklarının kullandığı hava koridoru, lojistik destek noktaları ve hava ikmal faaliyetleri dikkatle not edildi. O andan itibaren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da İsrail'in, İran'a karşı saldırı başlattığı ve bunun çok kapsamlı olduğu noktasında bilgilendirildi.

ATEŞ, BÖLGEYE YAYILMAMALI
Türkiye'nin önceliğini, "bölgesel savaş riskinin" en aza indirilmesi, Tahran-Tel Aviv hattındaki karşılıklı askeri operasyonların durdurulması oluşturdu. Bu amaçla ilk etapta bölge ülkeleriyle temas kuruldu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan; Azerbaycan, Mısır, Irak ve Lübnanlı mevkidaşları ile acil durum değerlendirmesi yaptı ve doğrudan bilgi paylaşımında mutabık kalındı. Ayrıca ABD'li yetkililerden de İsrail'in bölgeyi ateşe atan saldırganlığını durdurması için girişimde bulunması istendi.
GÜVENLİK ZİRVESİ
İsrail saldırılarının durmayacağını, dalga dalga süreceğini tespit eden Ankara'da, kritik bir güvenlik zirvesi toplandı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın ev sahipliğindeki toplantıya Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Org. Metin Gürak, MİT Başkanı İbrahim Kalın ile askeri ve istihbari kilit isimler katıldı. Toplantıda, İsrail'in, İran'a yönelik hava saldırısıyla başlayan sürecin bölge ülkelerine ve Türkiye'ye muhtemel yansımaları değerlendirildi.

ULUSLARARASI ÇAĞRI
Ankara ayrıca ABD ve önde gelen AB ülkelerinin inisiyatifiyle İsrail-İran arasındaki karşılıklı saldırıların derhal durdurulması, BM Güvenlik Konseyi'nin devreye girmesi, nükleer müzakerelere fırsat tanınması yönündeki çağrılarını da yineledi. Bunun yanı sıra İran'ın, İsrail'e destek verdiğini düşündüğü ülkelerin askeri ve finansal varlıklarına yönelebilecek olası saldırılarının ise tüm bölgeyi ateşe atacağı ve dünya ekonomisinde sarsıcı sonuçlar doğurabileceği de Türkiye'nin uyarıları arasında dikkati çekti. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada da "Gerginliğin, dikkatleri Gazze'de yaşanan soykırımdan başka yöne çekmesine izin vermemeliyiz. Trump'ın nükleer müzakerelere ilişkin başlattığı sürecin ilerletilmesi, nükleer anlaşmazlığın yol açtığı ihtilafın çözülmesinde yöntemdir. Diplomasi, savaşın tek alternatifidir" denildi.
İRAN NELER YAPABİLİR?
Ankara'daki oldukça ayrıntılı risk sınıflandırmasında, İran'la ilgili şu hususlar ön plana çıktı: Bundan sonra İran yönetimi tarafından alınacak kararlar ve halkın tavrı olaylara yön verecek. İran, dış dünyadan koparak kendi kendine yeterlilik politikalarını güçlendirme dönemine girebilir (en olası ihtimal). İran'da rejime olan güvendeki azalma ve özgürlük istekleri nedeniyle iç ayaklanma (orta ihtimal) ve gidişata göre iç savaş (düşük ihtimal) ihtimali ortayaç ıkabilir. İran uzlaşmacı dış politika dönemine girebilir (olasılık düşük), İsrail'e karşı resmi savaş ilanı veya doğrudan askeri misilleme yapabilir. (Şu an bunu uyguluyor).
YABANCI İSTİHBARATA KARŞI ÖNLEM ALINDI
An itibarıyla İran'dan, Türkiye'ye dönük kitlesel göç gibi bir durumun söz konusu olmadığı ancak savaşın uzaması ve çevre ülkelere yayılması halinde, göç ihtimalinin artabileceği belirtildi. Ankara; İran ve İsrail istihbaratının, Türkiye ve diğer bölge ülkelerinde birbirlerini hedef alan "fırsat operasyonlarına" teşebbüs etmemesi için istihbarata karşı koyma önlemlerini de en üst düzeye çıkardı. TSK; etkin keşif gözetleme faaliyetlerine devam ederken istihbarat ve istihbarata karşı koyma alanlarında kendini geliştirmeye odaklanacak.
GELECEK ÖNGÖRÜSÜ
İsrail, İran'ı ve özellikle nükleer programını kendisi için varoluşsal bir tehdit olarak görmekte ve İran'ın nükleer silah üretmesine imkân vermemek için uzun yıllardır hazırlık yapmaktaydı. ABD, küresel hegemonyasını Çin'e kaptırmak üzere olduğunun farkında ve kendisine ayak bağı olabilecek problemleri çözerek Ortadoğu'dan büyük ölçüde çekilmek istemekte. ABD için Ortadoğu'da birinci öncelik İsrail'in güvenliğidir. ABD, anlaşma yoluyla veya askeri olarak bu sorunu bir an önce çözmeye ağırlık verebilir. İsrail'in ana hedefi 1982 Oded Yinon planında da vurgulandığı ve bugün de uyguladığı gibi etrafında küçük ve güçsüz devletçikler oluşturulmasıdır. Bu kapsamda İran'ın bölünmesi için çalışacağı da beklenmelidir.


