Boom boom geliyor!
Hurriyet sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Son dönemde moda otoritelerinin dilinde dolaşan boom boom kültürü aslında ne demek? Moda dünyasının yeni takıntısı olan bu kavram abartının, zenginliğin, gösterişin hatta biraz da ‘fazla fazla’ olmanın estetiğini anlatıyor. Yani boom boom’u 80’lerin altın varaklı görkemi, Y2K ışıltısı ve 2000’lerin kırmızı halı ihtişamının birleşimi olarak da tanımlayabiliriz. Kürkler, parlak satenler, devasa hacimli silüetler, taşlı elbiseler... Ve hepsi tek bir şeyi söylüyor:
‘Beni gör, beni fark et.’
2025 sonbahar defilelerine baktığımızda görüyoruz ki bu ruh hali açıkça podyuma taşındı. Milano’da Gucci’nin neon satenleri ve kürkleri, Paris’te Balmain’in hacimli devasa silüetleri, New York’ta Tom Ford’un renk patlaması yaşatan takımları... Hepsi aynı soruyu sorduruyor: Moda yeniden gösteriş trendi-
ne mi dönüyor? The Guardian’da bununla ilgili rastladığım bir yazıda boom boom kültürünü ‘birdenbire gelen bir ruh hali değişimi’ ve aslında ‘uzun süredir bastırılan enerjinin patlaması’ olarak tanımladığını gördüm. Sessiz lüksün özellikle genç nesil tarafından sıkıcı olarak adlandırılabilecek tarzı yerine boom boom kültürü göz alıcı bir şekilde kitlelere sesleniyor.
‘Sahnedeyim, beni görün’
Aslında minimalizm hâlâ yaşamlarımızda, özellikle şehirli kadının gündelik hayatında güçlü bir konfor alanı sunuyor. Sessiz lüks; yalın silüetler, logolardan arınmış tasarımlar ve ‘görünmez’ bir zarafetle modanın sakin tarafını temsil ediyor. Ama öte yanda genç kuşakların görünür olma arzusu devreye girince moda artık daha fazlasını talep ediyor. Sessiz lüksün dinginliği boom boom’un patlayan renk paleti karşısında biraz geri çekiliyor belki de. Z Kuşağı’nın TikTok videolarında ve sokak stillerinde boom boom kültürünün yükselişini görmek mümkün. Abartılı aksesuarlar, yüksek topuklularla eşleştirilen parlak pantolonlar, tüyler, püsküller... Bunlar yalnızca kıyafet değil, aynı zamanda sanki ‘Ben sahnedeyim, beni görün’ demek...
Şahsen bu geçişi kendi stilimde de hissediyorum. Minimalizmin güvenli çerçevesinden çıkıp aniden parlayan bir saten elbiseye ya da yeni sezon için alışveriş listemi hazırlarken iddialı bir kürke (yapay) gözüm takılabiliyor. Ya da eskiden daha nötr tonlara hatta siyahın görünmezliğine elim giderken şimdi canlı renklere çekiliyorum. Bu belki de içimizdeki görünür olma, varlığını ispatlama ihtiyacının modadaki yansıması. Sessiz lüks bize dinginlik sundu; boom boom kültürüyse yeniden oyunu, şovu, dişiliği hatırlatıyor. Bu tezat iki kültür bize şunu diyor: Moda sadece giydiğimiz kıyafetlerden ibaret değil; aynı zamanda ruh halimizin yansıması. Ve anlaşılan o ki bu kış, ruh halimizi ‘patlayan’ renklerle, adeta sahne ışıltısıyla yansıtacağız.
Renkli saçlar yeni kimlik manifestosu mu?
Son dönemde gençler arasında hızla yayılan bir trend renkli saçlar. Ama alışıldık sarı ya da kızıl tonlarında değil; mavi, pembe, yeşil gibi cesur renklerden bahsediyoruz. Artık ‘aykırı’ tiplerin ‘cesur’ tercihi değil renkli saçlar. Billie Eilish’in bir dönem yeşil saçlarıyla yarattığı ikonik görüntü
ya da Manifest grubunun üyesi Zeynep Oktay’ın artık kendiyle özdeşleşmiş mavi saçları bu trendin en güncel örnekleri. Görünen o ki renkli saçlar yalnızca bir güzellik tercihi değil, aynı zamanda güçlü bir ifade biçimi. Peki, neyin ifadesi? Bireysel özgürlüğün, farklı olma cesaretinin, kendi farkını görünür kılmanın bir manifestosu…
Mavinin Zeynep Oktay’da olduğu gibi özgürlük ve sıradışılıkla, yeşilin Billie Eilish’in asi ve kurallara meydan okuyan tavrıyla, pembenin ya da lavantanınsa daha nahif ve romantik bir ruh haliyle bütünleşmesi tesadüf değil. Burada asıl mesele renkten daha çok; o rengin hangi duygu ve kimlik arayışıyla birleştiği.
Bu arada saçın tamamının boyandığı örnekler az. Aralardan görünen renkli tonlar daha çok dikkat çekiyor. Ama ona rağmen saç rengini değiştirmek, kıyafet ya da aksesuar seçiminden çok daha radikal bir adım. Çünkü kimliğin en görünür kısmı olan yüzle doğrudan bağ kuruyor. Bu dalga bize genç kuşakların ‘Ben buradayım’ deme biçimlerinden biri: Sınırları zorlamak, kalıpları kırmak ve kendi hikâyesini görünür kılmak... Yani artık manifestolar yalnızca kıyafetlerle değil, saç renkleriyle de yazılıyor.
HER TARZA UYGUN
Püskülleri ve taşlarıyla abartılı tarza güzel bir örnek.
H&M, 4.299 lira
Saten pan-
tolonu yapay kürklerle tamamlayıp boom boom havasını arttırın.
Mango,
2.999 lira
Taşlı bir Mary Jane ayakkabı tarzınıza şıklık katar.
Tory Burch, 11.795 lira
Rengi ve hacimli omuzlarıyla stilinizi gösterişli hale getirin.
Zara, 1.490 lira

