Bu fotoğrafın sokağa yansıması: Hukuka güven ilk kez Diyanet in altına düştü Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Panaroma Araştırma Şirketi'nin Mayıs ayında yaptığı anketi köşesine taşıyan Gazeteci Ertuğrul Özkök, Ekrem İmamoğlu ve CHP'li belediye başkanlarının tutuklanmasının ardından yargıya güvenin Diyanet İşleri Başkanlığı'na olan güvenin altına düştüğünü yazdı.
Özkök'ün "O hazin fotoğrafa bakarken gelen anket; yargıya güven Diyanet’in bile altına düştü" başlıklı yazısından ilgili kısım şöyle:
'ERDOĞAN'IN RAHAT BİR ORTAMDA OKUYUP DEĞERLENDİRMESİNİ İSTERDİM'Bu ayki ankette öyle üç sonuç var ki TRT, AA ve yargı mensuplarına yararlı olabilir
Bu ayki ankette öyle üç sonuç var ki;
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT Yöneticileri ve yargı mensuplarının bu bayramda rahat bir ortamda okuyup, değerlendirmelerini çok arzu ederdim.
Belki ülkedeki şu gerginliği azaltacak bir değerlendirmeye yardımcı olabilirdi.
Önce İstanbul’un 1 milyon oy farkı ile seçilmiş Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve seçilmiş ilçe CHP’li belediye başkanlarına yapılan muameleden başlayayım.
Mayıs ayı TRT ve iktidar medyasının en ağır propagandası ile geçti
19 Mart yargı darbesinin üzerinden neredeyse üç ay geçti.
Benim yaşımdaki insanların 27 Mayıs davalarında bile görmediği olaylara tanık oluyoruz.
İmamoğlu ve arkadaşlarına oy veren insanların vergileri ile de ayakta duran, güya milletin radyo ve televizyonu olması gereken TRT, Yassıada duruşmalarındaki radyodan bile daha ağır bir propaganda aletine döndü.
İçinden beş kuruş çıkmayan kasaları sahte görüntülerle para sayılan makineler gibi gösterecek kadar ileri gitti.
İktidar medyasını hiç saymıyorum.
Aynı Ergenekon, Balyoz kumpaslarındaki gibi, polis ve savcıların kendilerine servis ettiği her şeyi yayıyorlar.
Benim 78 yıllık hayatımda görmediğim zalimlikte ve yoğunlukta bir propaganda kampanyası yapılıyor.
Mayıs ayında, “Bu siyasi bir davadır” diyenler 1 puan arttı, “Hukukidir” diyenler 1,5 puan düştü
Bu kampanya mayıs ayında doruğuna çıktı.
'MUHALİF BELEDİYELERİ BİTİRECEĞİM DİYE...'Peki sonuç?
Panorama mayıs ayı anketine göre;
(*) BİR: Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı sürecini “siyasal” olarak değerlendirenlerin oranı, mayıs ayında 1 puan artarak yüzde 54’e yükselmiş.
Aynı mayıs ayında “Bu hukuki bir süreçtir” diyenler 1,5 puan düşerek yüzde 32’ye inmiş.
Yani TRT’nin AA’nın ağır propagandası, iktidar medyasının, konuşan kafalarının ve trollerinin ağır presi tam tersi etki yaratmış vatandaşın üzerinde.
Yargı ve basın iyice dibe vurdu
'DİYANET'İN ALTINDA KALDI'(*) İKİ: Mayıs ayında yargıya güven, Diyanet İşleri’ne güvenin bile altına düşmüş.
Her 10 Türk vatandaşından sadece 2,7’si yargıya güveniyor.
(*) ÜÇ: Bu ağır propagandanın yargıyla birlikte en ağır maliyeti de basına çıkmış.
Kurumlara güven sıralamasında basın en son sırada yer alıyor.
Her 10 Türk vatandaşından sadece 1,5’u basına güveniyor.
Düşünün, en alttan ikinci sırada ise TÜİK var. Yani her ay bize enflasyon rakamlarını açıklayan ve çok az insanı inandırabilen Türkiye İstatistik Kurumu.
O bile basının üzerinde.
Ama şu da var.
AKP, “Muhalif belediyeleri bitireceğim” derken kendi belediyelerine güveni de dibe vurduruyor.
'MİLLETİN VİCDANI DAHA DA KANIYOR'Ama aynı halk Anayasa Mahkemesi’ne güveniyor
(*) DÖRT: Buna karşılık milletin güvendiği bir yargı kuruluşu var.
Anayasa Mahkemesi.
Hani şu kararları uygulanmayan en üst yargı kuruluşu.
Hani Can Atalay için aldığı “Milletvekili yapın” kararı iktidar tarafından tanınmayan Anayasa Mahkemesi.
Halk, iktidarın sevdiği yargıya güvenmiyor. Ama iktidarın sevmediği Anayasa Mahkemesi’ne güveniyor.
Özet:
Ekrem İmamoğlu ve seçilmiş öteki başkanlara karşı yapılan 19 Mart darbesi, milletin vicdanına hiç sığmamış.
Ergenekon usulü bavul propagandası ağırlaştıkça milletin vicdanı daha da kanıyor.
Bence bayramda bunu bir düşünmek lazım.
'HALK, KÖTÜ YÖNETİM DİYOR'Halk, “Kötü yönetim ve İBB operasyonu” diyor
Yani halk İBB’ye yönelik siyasi davanın ekonomiye olumsuz etki yaptığını düşünüyor.
O da “iktidarın kötü yönetim” kapsamına girdiğine göre, ekonomideki bozulmanın yüzde 63’ünün, “güçlendirilmiş başkanlık hükümetinin kötü yönetiminden” kaynaklandığına inanıyor insanlar.
Bayramda, İstanbul’un seçilmiş belediyelere karşı yapılan bu siyasi operasyonu bir kere daha düşünmek için bir neden daha…
'SAVAŞ ESİRİ GİBİ GÖTÜRÜLÜRKEN...'Bir o fotoğrafa baktım, bir de 25 yıl öncesine döndüm
Bayramda sakin kafa ile değerlendirilecek bir konu daha.
Cumhurbaşkanı bayram mesajında ebedi kardeşlikten söz ediyor.
Çok merak ediyorum, halkın oyu ile seçilmiş insanları savaş esiri gibi götürülürken gösteren fotoğrafları görünce ne düşündü, ne hissetti.
Bugün İstanbul’un seçilmiş Belediye Başkanı’na yapılan suçlamaların aynısı 25 yıl önce kendisine de yapılmıştı.
Kimse ne onu ne eşini ne yakınlarını alıp götürdü
Ama o dönemde onu böyle savaş esiri gibi gösteren bir sahne yaşanmadı.
Evine 200 polisle baskın yapılmadı.
İfadeye davet edildi.
Tutuksuz yargılandı.
Bazılarından beraat etti, bazıları ise Rahşan Ecevit affına girdi.
Kimse eşini gözaltına almaya kalkmadı.
Kimse annesinin, babasının malına el koymadı.
Kimse özel kalem müdürünü, yakınlarını, belediyeye iş yapan insanları tutuklayıp zorla itirafçı haline getirmedi.
Kimse gizli tanık gibi şeye tenezzül etmedi.


