Bu okula ‘en zekiler’ gidiyor
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Türkiye’nin en potansiyelli ve zeki öğrencilerinin kabul edildiği Araştırma Geliştirme Eğitim ve Uygulama Merkezi (ARGEM) her yıl ortaokula 30, liseye 30 olmak üzere 60 öğrenci kabul ediyor. Bu öğrenciler, Türkiye’nin dört bir yanından sınıf öğretmenlerinin üstün yetenek ya da zekâya sahip olduğunu düşünerek önerdiği öğrencilerden oluşan 50 bin kişilik bir havuz içinden farklı zekâ ve yetenek testleri uygulanarak seçiliyor. Bu testler sonucunda 130 IQ’ya sahip çocuklar BİLSEM’lere gitme hakkı kazanırken, 145 ve üstü olanlar ARGEM’e davet ediliyor. Öğrenciler yatılı öğrenim gördükleri ARGEM’de derslerin yanı sıra 14 farklı atölyede bilimsel ve sanatsal faaliyetlerde bulunuyor. Eğitim, öğrenim yaşamlarını Üsküdar’da Boğaz manzaralı bir kampuste geçiren öğrenciler, kendileri için hazırlanmış özel müfredatla ve seçilmiş öğretmenlerle ders işliyor.
ÜSTÜN ZEKÂLI ÇOCUKLAR
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Mustafa Otrar, İstanbul Üsküdar’da bulunan bu özel okulun öğrenci seçimini nasıl gerçekleştirdiğini, amacını ve dışarıya kapalı kampusta nasıl bir eğitim verildiğini Hürriyet’e anlattı: “Özel yeteneklilik insanların sosyoekonomik durumuyla, coğrafyasıyla, yaşayışıyla ve başarısıyla ilgili değil. Burada hediye edilmiş bir durumdan bahsediyoruz. Okuma yazması olmayan bir anne babanın çocuğunun 150 IQ olması, annesi babası akademisyen olan çocuğun IQ’sunun 150 olması kadar mümkün. Ama çocuklarımızın her koşulda aynı eğitim imkânına sahip olmadıklarını da biliyoruz. 145 IQ üzerinde farklı imkânlara ihtiyaç duyan çocukların çeşitli ve objektif tanılama aşamalarından geçtikten sonra yatılı öğrenim gördüğü, devletin üstün zekâ ve potansiyelli çocuklar için ekonomik durumu ne olursa olsun ihtiyaçlarını karşıladığı Türkiye’deki tek okul burası.
SEÇİLMİŞ ÖĞRETMENLER
2017 yılında kurulduktan sonra ilk mezunlarımızı 2021 yılında verdik. Bu zamana kadar 80 öğrencimiz başarıyla mezun oldu. Ancak burası üniversiteye öğrenci hazırlayan bir kurum değil. Burası çocukların yeteneklerini en üst düzeye çıkarmak için uğraşılan bir kurum. Erken yaşta akademik dünyayla tanışma, patent, marka, üretim, uluslararası yarışmalar gibi yolların önünü açıyoruz. 210 ARGEM öğrencisi için seçilmiş özel bir öğretmen kadrosu, nitelikli ve çok sayıda rehber öğretmen, hazırlanmış ayrı bir müfredat ve hazırlanmış özel ders araç gereçleri söz konusu.
Bunların dışında içeride 14 atölye var, öğrenciler için geziler ve yaz kampları düzenleniyor. Onların kendilerini sosyal olarak geliştirebilecekleri koşullar da sağlanıyor.”
50 BİNLİK HAVUZDAN 60 ÖĞRENCİ
Doç. Dr. Mustafa Otrar, öğrencilerin nasıl seçildiğiyle ilgili şu bilgileri verdi: “Bu çocuklarımızın tespiti için ilk olarak ‘özel yeteneklilik’ konusunda eğitimler verdiğimiz sınıf öğretmenlerimizin gözlemlerini esas alıyoruz. Bu bir başlangıç noktası ve her yıl değişkenlik gösterse de bu yolla ortalama 50 bin öğrencilik bir havuz oluşuyor. Bir komisyon kararıyla bu tespitler teyit ediliyor. Ardından değerlendirme aşamaları başlıyor. Uluslararası standartlar 90-110 IQ seviyesini normal değer olarak kabul ediyor. Bunun üzerindeki IQ seviyelerinde ‘özel yeteneklilik’ başlıyor. Öğretmen gözlemleri ve tabletle yapılan ilk test sonrası üçüncü basamakta bireysel değerlendirme süreci başlıyor. BİLSEM’lere kabul edilecek öğrenciler için 130, ARGEM’e davet edeceklerimiz için minimum 145 IQ şartı arıyoruz. Tabii rakamlar yanıltıcı olabilir. Biz o yüzden sadece rakamlara bakarak hareket etmiyor, görsel sanatlarda, müzikte, dilde özel yeteneği olan çocukları da bulmaya yönelik çalışıyoruz. Diğer yandan bu bir sınav değil, tanılama. Piyasadaki bazı aktörler, ‘BİLSEM garantili eğitim veriyorum’ diyerek ebeveynlerin duygularını sömürüyorlar ve bunu bir pazara dönüştürüyorlar. Velilerimiz BİLSEM’lerin sınav yapmadığını, burada başarılı olmak ya da olmamak gibi kavramlar olmadığını unutmamalı.”
‘YETENEK AVCILARI’NA KARŞI ‘MAHREMİYET’
Otrar, çocukların zekâ testi sonuçlarının büyük bir gizlilik içinde tutulduğunu söyledi: “Burada çocukların zekâ testi sonuçlarıyla ilgili mahremiyetlerine özel bir önem veriyoruz. Her bir öğrencinin belgesi kapalı zarfta gizli evrak olarak saklanıyor. IQ skorları mecbur olmadıkça anaya babaya bile söylenmez. Onlar sadece çocuklarının normalin üstünde bir IQ’ya sahip olduğunu bilirler. Eğer bu hassasiyet gösterilmezse bu çocuklarımız uluslararası ‘yetenek avcıları’nın hedefi haline gelir. Dünya yarışmalarında birinci olan programcı, algoritmacı öğrencilerimiz var. Tarım teknolojilerinde dünya birincisi olmuş öğrencilerimiz, dilde çok yetenekli çocuklarımız var. Bu kurum özel yetenekli olduğu için özel ilgilenilmesi gereken çocuklara ihtiyaç duydukları olanakları sağlamak için var. Eğer Usain Bolt’u keşfedip ona bir pist, bir antrenör sağlamıyorsanız ona bu imkânları sağlayacak bir düzine insan sıraya girer. Yetenek de kendisine cazip gelen tarafa doğru akar. Biz en iyi kurumların alternatifini sunuyoruz.”


