Cam şişe içerisinde tespit edilen partiküllerin mikroplastik olup olmadığı belli değil
Dha sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Fransız Gıda, Çevre ve İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı'nın 'cam şişelerde daha fazla mikroplastik bulunduğu' yönündeki açıklamalarının ardından ÇÜ Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi ve Mikroplastik Araştırma Grubu Kurucusu Prof. Dr. Sedat Gündoğdu, çalışmanın birtakım handikaplar barındırdığını, elde edilen partiküllerin kimyasal olarak mikroplastik olup olmadıklarının yeterince değerlendirilmediğini ifade etti.

'KAPAKTAN VE FARKLI RENKLERLE BOYANMASINDAN KAYNAKLANIYOR'
Sonuçların bu şekilde paylaşılmasının endişe verici olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sedat Gündoğdu, "Çalışma cam şişelerde daha fazla mikroplastik bulunduğunu ifade ederken; eksik bilgiler verildiği için insanlarda 'plastik kullanmıyorduk, cam şişede de mikroplastik varmış. Ne yapacağız' gibi bir tedirginliğe yol açtı. Cam şişelerdeki plastik kirliliği çalışmada da belirtildiği üzere kapaktan kaynaklanıyor. Kapaklardan ayrılan partiküllerin kaynağı da ambalaj üreticilerinin gereksiz şekilde kapakları farklı renklere boyamasından kaynaklanmaktadır. Ancak çalışmanın handikabı bazı markalarda cam şişe içerisinde tespit edilen partiküllerin yüzde 80 kadarının mikroplastik olup olmadığının tespit edilememiş olmasıdır. Bir mineral taneciği ya da insan kaynaklı da olsa mikroplastik olmayan parçacıklar, herhangi bir içeceğin içerisinde bulunabilir. Sosyal medyada da çok yaygın videolar var. Herhangi bir içeceği süzüp, mikroskop altında baktıklarında çok farklı parçacıklar görülebiliyor. Bunların belki bir kısmı mikroplastik olabilir, bir kısmı olmayabilir. Burada önemli olan hangi tip partikülün mikroplastik olarak tanımlandığıdır" diye konuştu.

'TESPİT EDİLEN MİKROPLASTİKLERİN DE RİSK ANALİZLERİ YAPILMAMIŞ'
Elde edilen partiküllerin onaylanmış ve kabul görmüş standart yöntemlerle mikroplastik olup olmadığının doğrulanması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Gündoğdu, "Biz de yaptığımız çalışmalarda doğrulayamadığımız partikülleri sonuç olarak vermiyoruz. Bu çalışmanın temel handikabı da doğrulayamadıkları sonuçları da sonuç olarak verdikleri için cam şişelerin içerisindeki içeceklerde daha fazla partikül bulunmuş gibi bir sonuç rapor edilmiş. Ayrıca tespit edilen mikroplastiklerin risk analizleri de yapılmamış. Buradan gönül rahatlığıyla söylemek mümkün; tüm içeceklerde mikroplastik bulunabilir ama bu mikroplastikler eğer ki içeceklerin ambalajları plastikse çok çok daha fazla olacaktır. Özellikle çok daha küçük boyutlu mikroplastiklerin plastik ambalajlardan gıdaya geçtiğini unutmamak lazım. Bunlar insan sağlığı açısından daha büyük risk teşkil ediyor" dedi.

'CAM ŞİŞELERİN KAPAKLARINI BOYAMAKTAN VAZGEÇSİN'
Ambalaj üreticilerine de çağrıda bulunan Gündoğdu, şöyle konuştu: "Açıkça belirtmek gerekirse bir gıdanın içerisinde mikroplastik, nanoplastik ya da ilgili başka kimyasalların olup olmaması ambalajda kullanılan malzeme ile doğrudan ilişkilidir. Buradan gıda ambalaj üreticilerine de bir çağrı yapmak isterim; cam şişelerin kapaklarını boyamaktan vazgeçmemiz gerekiyor. Çünkü bunun herhangi bir katkısı yok, aksine zararı var. Artık teknolojinin geldiği bu noktada kapaklar yeniden tasarlanabilir ve boyama yapılmak isteniyorsa petrol türevli ve toksik maddeler yerine doğal kaynaklı boyalar ile boyanırsa cam şişedeki mikroplastik oranı sıfıra indirilebilir. Ancak plastik ambalajlar için bu söz konusu değildir."


