Çatalhöyük’ün direği kadın mı
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Çatalhöyük Araştırma Projesi kapsamında ODTÜ ve Hacettepe Üniversitesi’nden akademisyenler Konya’nın Çumra ilçesinde bulunan UNESCO Dünya Mirası listesindeki Çatalhöyük kent alanında şaşırtıcı keşifler yaptı. Neolitik dönemde 8 bin kişinin yaşadığı Çatalhöyük’te, cinsiyet rolleri hakkında belirsizlikler bulunuyordu. 12 yıldır süren çalışmada 8-10 bin yıl önce yaşayan insanların iskeletleri üzerinde yapılan DNA analizleri biliminsanlarını ilginç sonuçlara ulaştırdı. Araştırma geçtiğimiz günlerde Science dergisinde yayımlandı.
‘KIZ ÇOCUKLARININ HEDİYESİ DAHA ÇOK’
ODTÜ liderliğindeki araştırma 11 ülkeden 47 biliminsanıyla yürütüldü. ODTÜ Biyoloji Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Somel, yaptıkları çalışmayı şöyle anlattı:
“Çatalhöyük’te bundan 8-10 bin yıl önce insanlar ölüleri yaşadıkları evlerin içine tabanlarının altına mezar açıp gömüyorlardı. Dolayısıyla evler kazıldığında farklı zamanlarda gömülmüş kadın, erkek, çocuk, çok sayıda insan iskeleti çıkıyor. Asıl sorduğumuz soru bir evin içine gömülü bireylerin akrabalık ilişkileriydi. Burada gördüğümüz iki sonuç vardı. Birincisi bir evin içine gömülen bireylerin anne tarafından akraba olması. Yani eve gömülen bireyler amca ya da hala çocukları değil, hepsi teyze çocukları gibi anne soyundan akrabalar. Bu durum evin nesilden nesile kadınlar üzerinden aktarıldığı, kadınların o binayla ilişkili kaldığı noktasında güçlü bir fikir veriyor. Kadınların köyde kaldığı, mülkiyetin sahibi olduğu, insanların kendi akrabalıklarını anne soyu üzerinden tarif ettiği anaerkil topluluklar dünyanın çeşitli yerlerinde var ve Çatalhöyük’te de benzer bir yapı görüyoruz. Bir başka ilginç sonuç da cinsiyet meselesiyle ilgili. Mezarlardan çıkan gömü hediyelerine baktığımızda kız çocuklarına çok daha fazla hediye verdiklerini bulduk. İncik, boncuk, seramik, çeşitli taş aletler gibi gömü hediyelerini erkek çocuklarına göre kız çocuklarına daha çok vermişler. Ayrıca erkeklerin anne evinden ayrılarak eşi oldukları kadının evine yerleştiğine yönelik bir tablo da var. Avrupa’da erkek dominant topluluklarda erkek çocuklarının daha iyi beslendiği tespit edilmişken Çatalhöyük’te kadınlarla erkekler arasında bir beslenme farkı da gözükmüyordu. Bu da toplumdaki eşitlikçi ve kadın merkezli yapıya işaret ediyor.
KADIN EGEMENLİĞİ ŞİDDETİ ENGELLEDİ Mİ
Bireylerin yaklaşık yarısı çocuk ve bebek. Bunun doğurganlığın çok yüksek olmasından kaynaklandığı düşünülüyor. Kemik gelişimlerine bakınca iyi yaşadıkları ve sağlıklı oldukları görünüyor, diş çürükleri az. Cinayet tipi insan kaynaklı ölüm örneği ise bildiğimiz kadarıyla yok. Sonraki dönemlerdeki topluluklarda ok ucuyla delinmiş iskeletler bulabiliyoruz ancak Çatalhöyük’te insan kaynaklı ölüm izine rastlamadık. Bu da sonraki dönemlere kıyasla şiddet içeren bir kültürleri olmadığına işaret ediyor. Kimi toplumlarda erkek egemenliğin artmasıyla ortaya çıkan ekonomik rekabet şiddet oranlarının yükselişiyle karşımıza çıkabiliyor. Çatalhöyük’te kadın merkezli bir yapının olması eşit yaşamda olduğu gibi şiddetin ve insan kaynaklı ölümlerin olmamasının da nedeni olabilir.“


