ÇED Başkanı Akgün den Marmara Denizi Koruma Eylem Planı açıklaması

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ÇED İzleme ve Çevre Denetimi Başkanı Barış Ecevit Akgün, müsilajla mücadele için devreye alınan Marmara Denizi Koruma Eylem Planı kapsamında açıklama yaptı. İstanbul Tuzla Gisaş Rıhtımı’nda konuşan Akgün, belediyelere tanınan ileri biyolojik arıtma tesislerine geçiş takviminin sona erdiğini belirtti. Akgün, Bakanlık sorumluluğundaki yeni denetim sürecine yönelik bilgi verdi.

�

‘TÜM DENİZLERİMİZİ 428 NOKTADA İZLEME ÇALIŞMALARINI YÜRÜTÜYORUZ’

ÇED İzleme ve Çevre Denetimi Başkanı Barış Ecevit Akgün, "2021 yılında yaşadığımız müsilaj tehdidinin ortadan kaldırılması amacıyla 4-5 Haziran tarihlerinde, çeşitli çalıştay ve toplantılar yaptık. Nihayetinde 6 Haziran 2021 tarihinde Marmara Belediyeler Birliği bünyesindeki belediyelerimiz sanayi odaları, üniversiteler, ilgili kamu ve kuruluşları ile birlikte Bakanlığımız koordinasyonunda, Marmara Denizi Eylem Planı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum tarafından kamuoyu ile paylaşıldı. Akabinde de Marmara Denizi'ni daha iyi çevresel koşullara ulaştırmak amacıyla, 134 alt faaliyetten oluşan Marmara Denizi Bütünleşik plan, yayınlanarak yürürlüğe girdi. Marmara Denizi’ndeki izleme noktası sayılarının arttırılması, Marmara Havza‘sındaki atık su arıtma tesislerini online olarak izlenmesi ve bölgedeki denetimlerin Türkiye Çevre ajansımız vasıtasıyla arttırılması yönünde görevlerimiz vardı. Tüm denizlerimizi 428 noktada izleme çalışmalarını yürütüyoruz dedi.

�

‘TÜRKİYE GENELİNDE 445 ATIK SU ARITMA TESİSİNİ İZLİYORUZ’

Akgün, "Eylem Planı kapsamında Marmara Denizindeki izleme sayımızı 91’den 150’ye çıkardık. Türkiye genelinde 445 tane (Atık su arıtma tesisleri) online olarak izliyoruz. Eylem planı kapsamında yine Marmara bölgesinde 1 metreküpe sınırlama getirdik. Hali hazırda Marmara Havzasında, 69 Kentsel Atık Su Arıtma Tesisi, 16 sanayi, 18 OSB ve 24 soğutma suyu deşarjlarını online olarak izliyoruz. Çevre denetimleri gerçekleştiriyoruz. 2021 yılından bugüne kadar 274 bin 855 tesis ve deniz aracını denetledik. Bu denetimlerde de 2 bin 922 işletme ve deniz aracına da 1 milyar 855 milyon civarında idari ceza uyguladık. 268 işletme içinde faaliyetten men kararı aldık. Bakanlığımızca 50 metreküp günlük kapasitenin üzerinde olan 445 atık su arıtma tesisi gezildi incelendi ve hangilerinde revizyon ihtiyacı var hangilerinde kapasite yetersiz hangileri ileri arıtma tesisine geçmesi gerekiyor bunların tespitleri yapıldı. Bu gerçekten hareketle, Marmara Denizi Eylem Planı’nda, bölgede bulunan atık su arıtma tesislerinin azot ve fosfor giderini de sağlayacak şekilde ileri atık su arıtma tesisine dönüştürülmesi eylemi de yer almaktadır" dedi.

�

‘MARMARA DENİZİNE KIYISI OLAN 7 İLDE DENETİMLERİMİZE BAŞLADIK’

Başkan Akgün, "2022 yılında çevre kanunu ile ilgili bir düzenleme yapıldı, bölgedeki ileri biyolojik arıtma tesisinin kurulması için 15 Haziran 2025 tarihi ne kadar süre verildi. Kanundaki sürelerin dolmasını takiben sayın bakanımızın talimatıyla il müdürlükleri tarafından yürütülen denetim çalışmalarına katkı sağlamak amacıyla merkez denetim ekiplerimizi bölgeye sevk ettik ve 23 Haziran tarihinden itibaren Marmara Denizine kıyısı olan 7 ilde denetimlerimize başladık. Hali hazırda 50 denetim ekibi ve 24 laboratuvarın katılımı ile denetimler devam ediyor. Marmara Havzası'nda kentsel atık su arıtma tesisleri Sanayi tesisleri, OSB’ler, tersaneler, atık kabul tesisleri, soğutma suyu deşarjları gibi, 480 tesisi deneyim planlamasına aldık. Bu denetimler sonucunda standartları sağlamadığını tespit ettiğimiz her atık su arıtma tesisine çevre kanunu kapsamında 668 bin lira idari para cezası uygulayacağız. İleri atık su arıtma tesisini kurma zorunluluğu olmasına rağmen bugüne kadar bu arıtma tesisini kurmayan belediyelere her bir arıtma için 3 bin 343 lira idari para cezası uygulayacağız" dedi.

�

‘İDARİ YAPTIRIMLARI KARARLILIKLA UYGULAMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Akgün, "Marmara Denizi’nde azot ve fosfor yükünün yüzde 50 civarında azaltırsak, Marmara Denizi’nin 4 ila 6 yıl arasında kendi ekosistemini iyileştireceği ve iyi çevresel sonuçlara ulaşacağını değerlendiriyoruz. Dolayısıyla bu bölgede ileri atık su arıtma tesislerine geçmek, azot fosfor yükünü sıfırlamak azaltmak, bizim için bir tercih değil yasal olarak da çevresel anlamda da bir zorunluluk dolayısıyla biz bu bölgede ileri arıtmaya ve deşarj standartlarına ilişkin hem denetimlerimizi hem de denetimler sonucundaki idari yaptırımları kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Mobil laboratuvarımızı, aldığımız atık su verilerinin denetimlerinde kullanıyoruz" dedi.