SonTurkHaber.com
close
up
Menu

Evlerden bir müddet uzak durun 6.1 lik depremin ardından deprem uzmanından artçı uyarısı! Yüksek olasılık

İsrail Şifa Hastanesi bahçesindeki muhabir çadırını bombaladı: Filistin in sesi olarak bilinen gazeteci Enes El Şerif katledildi VİDEO İZLE

Eşini tabancayla öldürdü, yaşamına son verdi

Bandırmaspor Sakaryaspor maçına damga vuran olay: Caner Erkin direkt kırmızı kart gördü! Hakeme şiddetli... Fanatik Gazetesi Futbol Haberleri Spor

İsrail in Şifa Hastanesi çevresinde gazetecilerin çadırına düzenlediği saldırıda 2 muhabir hayatını kaybetti

Merkez Bankası 2025 Eylül faiz kararı ne zaman, hangi tarihte açıklanacak? Para Politikası Kurulu ne zaman toplanacak?

Gülseven Medya dan Devlet Bahçeli ye ziyaret

HAVA DURUMU 11 AĞUSTOS PAZAR Meteoroloji den yağmur ve rüzgar uyarısı! Ankara ve İstanbul da bugün hava durumu nasıl?

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Pakistan Kültür Müşaviri Adeel Ahmed i kabul etti: Kardeşliğimiz daim olsun Ankara Haberleri

5 yaşındaki çocuğun hayatını kararttı! Osmaniye deki maganda serbest kaldı: Muhammet Hasan’ın hayatı, hayalleri, çocukluğu ne olacak?

CHP İstanbul 29 uncu Kent Yoksulluğu buluşmasını yaptı: Emeklinin sesini daha gür duyurmalıyız

Fenerbahçe den transferde sürpriz hamle: Hırvat on numara Niko Jankovic, İstanbul a geliyor! İşte anlaşma şartları

Çılgın Sayısal Loto da rekor devir! Çılgın Sayısal Loto 9 Ağustos 2025 Cumartesi çekiliş sonuçları nedir? Büyük ikramiye katlanarak artıyor...

Taraf Değiştiren Kelimeler: Millet İradesi

Cezaevindeki Fatih Altaylı Silivri de tutuklu bulunan İmamoğlu ile nasıl röportaj yaptı? İşte o ihtimal!

MasterChef kim kazandı? MasterChef kaptan kim oldu? 11 Ağustos MasterChef mavi takım kaptanı kim oldu, takımlar nasıl oluştu?

Sağlık Bakanı Memişoğlu Balıkesir deki depremde yaralanan vatandaşları ziyaret etti

On binlerce İsrailli, Netanyahu hükümetinin Gazze politikalarını protesto etti

Sındırgı’da 6,1’lik deprem sonrası sahra hastanesi kuruldu, vatandaşlar geceyi stadyumda geçirdi

Konyaspor da Recep Uçar iddialı! Herkesle kafa kafaya oynamak istiyoruz Fanatik Gazetesi Süper Lig Haberleri Spor

CHP den İBB borsası kurduğu iddia edilen avukatın serbest kalmasına tepki: Bu hafta HSK ya bir şikayette daha bulunacağız

CHP den İBB borsası kurduğu iddia edilen avukatın serbest kalmasına tepki: Bu hafta HSK ya bir şikayette daha bulunacağız

SonTurkHaber.com, T24 kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.

T24 Haber Merkezi 

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, partisinin Genel Başkanı Özgür Özel'in açıkladığı İBB borsasına ilişkin olarak konuştu. Yücel, İBB borsası kurduğu öne sürülen avukat Mehmet Yıldırım'ın savcılık ifadesinin ardından tedbiren dahi gözaltında tutulmamasına tepki gösterdi. Yücel, "1 gün bile Vatan Emniyet’te gözaltında tutulmuyor. Yaptığı işler, işlediği suçlar rüşvet vermek, rüşvete aracılık veya irtikap suçu olarak değerlendirilebilir ancak nüfuz ticareti olarak değerlendiriliyor ve bu suçla ilgili ceza miktarı itibarıyla tutuklama yasağı var denilerek adli kontrolle serbest bırakılıyor. Halbuki bu suçun cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis. Yani tutuklama yasağı yok. Vatan Emniyet’e götürülmüyor, 1 gün bile gözaltında tutulmuyor" dedi. Yücel, Özel’in ismini açıkladığı, “Nüfuz ticareti” iddiasıyla yakalanarak gözaltına alınan ve adli kontrolle serbest bırakılan avukat ve onun bağlantılarıyla ilgili de bu hafta içerisinde HSK’ya ayrıca bir şikâyete bulunacaklarını açıkladı. 

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, partisinin MYK gündemine ilişkin olarak açıklama yaptı. Yücel'in açıklaması şöyle: 

"8 yıl önce, Maçka’da bölücü terör örgütü mensupları tarafından açılan ateş sonucunda şehit düşen, kendisi 15 yaşında yüreği Maçka’ya sığmayan Eren Bülbül’ü ve onu korurken şehit düşen kahraman Astsubayımız Ferhat Gedik’i, saygıyla rahmetle ve minnetle anıyoruz. Attığımız her adımı, şehitlerimizi, şehitlerimizin ailesini ve gazilerimizi incitmemenin hassasiyetiyle attığımızın ve bundan sonra da öyle olacağının bir kez daha altını çiziyoruz.

Komisyon toplantısı 

Değerli basın mensupları bugün MYK toplantımızda birçok konuyu görüştük. Bunlardan biri de mecliste kurulan komisyondu. Bildiğiniz gibi komisyon geçtiğimiz hafta çalışmalarına başladı. Komisyon üyesi olan MYK Üyelerimiz Gökçe Gökçen, Murat Bakan ve Grup Başkan vekilimiz Murat Emir MYK’mıza sunum yaptılar. Cumhuriyet Halk Partisinin bu komisyona girmesi, “bu komisyonda Anayasa değişikliği konuşulacak, tartışılacak” gibi gerekçelerle eleştiriliyordu ancak bu komisyonda Anayasa değişikliğinin konuşulmadığı, tartışılmadığını herkes gördü. Biz hep şunu söyledik, kimse Cumhuriyet Halk Partisini olduğu komisyondan korkmasın. Cumhuriyet Halk Partisi Anayasanın, üniter devletin, Şehit Aileleri ve Gazilerimizin hassasiyetlerinin teminatıdır.
Yine geçtiğimiz hafta gerçekleşen 2. toplantını gizli yapılması konusunda eleştiriler yöneltildi. Hatırlarsanız Erdoğan “İsrail’in sıradaki hedefi Türkiye” dediğinde de meclis gizli oturumda toplanmıştı. Meclis İç tüzüğüne göre Ulusal Güvenliği ilgilendiren konularda gizli oturum yapılabilir. Bu istisnai bir durumdur. Komisyonun 2. toplantısında İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı ve MİT Başkanı sunum yaptı. Dolayısıyla MİT’in sunum yaptığı bir toplantının gizli oturum olarak yapılması çok doğaldır. Ancak bu oturum Cumhuriyet Halk Partisinin başvurusuyla tam tutanak olarak tutanak altına alınmıştır.
Burada şunun altını çizmek isterim; Cumhuriyet Halk Partisi bu komisyon kurulmadan 9 ay önce “Demokrasi ve Adalet Komisyonu” adı altında bir kurmuştu. Bu komisyon zaten demokrasi, toplumsal barış, eşit yurttaşlık, adalet ve hukukun üstünlüğü gibi ana başlıklar üzerinde aylardır çalışmakta idi. Yarın gerçekleştirilecek 3. toplantıdan önce CHP’li komisyon üyelerimizce bir basın toplantısı yapılarak Cumhuriyet Halk Partisinin yaptığı çalışmalar ve komisyona getirilecek önerilerin ana başlıklarını kamuoyuyla paylaşacaklardır. Örneğin bu komisyona Şehit Aileleri ve Gazilerimizin davet edilmesi, Türkiye Barolar Birliğinin, Akademisyenlerin, bilim insanlarının davet edilmesi ve katkı sağlamaları Cumhuriyet Halk Partisinin en önemli hassasiyetlerinden bir kaçıdır. Şunun bilinmesini isteriz ki; ülkemizin ve milletimizin menfaatine olan her noktada Cumhuriyet Halk Partisi sorumluluk almaktan çekinmeyecektir.

Balıkesir depremi 

Dün akşam merkez üssü Balıkesir'in Sındırgı ilçesi olan ve birçok kentimizde hissedilen 6,1 büyüklüğündeki depremde yaşamını yitiren 81 yaşındaki vatandaşımıza Allah’tan rahmet, ailesine baş sağlığı ve sabır diliyorum. Yaralı olarak kurtarılan 29 vatandaşlarımıza ise acil şifalar diliyorum.
Deprem anında ve sonrasında GSM operatörleri yine kilitlendi, halkımız sevdiklerine yine ulaşamadı.
Rusya’da 8.8’lik depremde hiçbir can kaybı yaşanmazken, Balıkesir merkezli 6.1 şiddetindeki depremde can kaybı yaşanıyor. Sabah saatlerinden itibaren Balıkesir’de artçı depremler adeta büyük depremin haberini veriyor, alarm çanları çalıyor ancak beklenen bir depremde ne yazık ki bir canımızı yitiriyoruz, çok sayıda yaralı var. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğiyle yüzleşmek için daha kaç şiddetinde deprem olmasını bekliyorsunuz? Bu mesele fıtrat, kader diyerek geçiştirilemeyecek bir meseledir. Deprem bir Türkiye gerçeğidir. Türkiye bir deprem ülkesidir… Ve bu gerçeğin bilinciyle hareket eden geleceğin Cumhurbaşkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu,
2019’dan bu yana İstanbul’un altyapısına yaklaşık 65 milyar liralık yatırım yaptı.

Afet güvenliği için de önemli adımlar atarak Deprem Risk Azaltım Sistemini hayata geçirdi.
İstanbul’un olası depremlere karşı daha dayanıklı hale gelmesini planlamak için İstanbul deprem eylem planını oluşturdu. Hızlı Tarama Yöntemi ile İstanbul’da depreme karşı dayanıksız, risk oranları yüksek 1.556 binanın tespiti gerçekleştirildi, 96 binada ise resmî süreç başlatıldı.

"Kolay ölümler ülkesi"

Ve 19 Mart hukuk darbesiyle sadece; milletin derdiyle dertlenen geleceğin cumhurbaşkanı tutsak edilmedi, İstanbul’da olası bir depremde yaşanması kuvvetle muhtemel olan felaketlerin önüne geçmek için yürütülen çalışmalar da sekteye uğratılmış oldu. Ve depremin değil, kötü yapılaşmanın, çürük ve denetimsiz binaların can aldığını ne yazık ki bir kez daha tecrübe ettik. Bu ülkede binaların, yolların çökmesi için deprem de gerekmiyor. Konya’da daha bu yılın başında durduk yere çöken binada 5 canımızı yitirmiştik. Kolay ölümler ülkesi haline gelen Türkiye’de her geçen gün hayatta kalmanın imkânsız hale gelmesini kabul etmiyoruz. Yetkililerden deprem sonrasında can kaybı ve yaralı açıklamalarından fazlasını bekliyoruz. Artık ormanı yangınlarında, depremde, selde, sıcakta, soğukta yitip giden bir cana dahi tahammülümüz kalmadı.

Sahte diploma skandalı

Bu ülkeyi 23 yıldır tek başına yöneten anlayışın, aslında ülkenin ahlaki ve toplumsal yapısını nasıl bozduğunun, liyakati nasıl yerle bir ettiğinin kanıtı olan bir haftayı geride bıraktık. Biz “Bu ülkenin başına daha kötü ne gelebilir?” dedikçe, Hukukun üstünlüğünü ve liyakati yok eden, adamcılıkta, kayırmacılıkta sınır tanımayan AKP anlayışının yarattığı çürümüş sistemde sahte diplomalıların, insanların yıllarca okuyarak, emek vererek, sınavlara girerek hak kazandıkları meslek ve mevkileri nasıl gasp ettiklerini,
Devletin kurumlarında hiç hak etmeden nasıl yükseldiklerini ağzımız açık kalarak izledik.
Devlet, güven ve güvence demektir. Mazbata, diploma, tapu, pasaport... Devletin verdiği bu belgeler sadece kâğıt parçası değildir. Bunlar ev sahibinin, üniversite mezununun, seçilmiş belediye başkanının, yurttaşın teminatıdır. Bu belgeleri devlet verir. Değerleri ve güvenilir olmalarının sebebi de budur.
Resmî belgede, elektronik imzada, pasaport üzerinde yapılan her türlü sahtecilik devlete olan güveni sarsar. Saraylar yapmak, yangın söndürme uçağı almak yerine kendine uçak filosu oluşturmak, uzun konvoylarla gösteriş yapmak devlete itibar kazandırmaz.
Devlete itibar kazandıran sadece güvendir. Devletin kurumlarına güvendir. Hukuk düzenine güvendir.
Devletin kurumlarına güven olursa, hukuk düzenine güven olursa, ekonomik düzen güven olursa devlete güven olur, devletin itibarı olur. AKP iktidarı bu millete bir kez daha "Nerede bu devlet?" sorusunu sordurmuştur. Devlet kurumlarında "liyakat" yok edilmiş, yalan dolan, hile hurda ne üzücüdür ki, her bir kuruma sirayet etmiş durumda…
Sahte diplomalar peynir ekmek gibi dağıtılmış…. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi hala “400 akademisyenin usulsüz atandığı yönündeki iddia, dosya şüphelilerinden birinin soyut beyanına dayanmaktadır" diye açıklama yapıyor… AKP Sözcüsü 4 gün sonra yaptığı açıklamada “Devlet kurumlarının 1 yıl önceden fark ettiği durum söz konusudur. İlgili kurumlar uyarılmıştır. Sonuna kadar gideceğiz" diyor. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi bu sefer de “İddialar ve Gerçekler” diye bir bülten yayınlıyor… İşin özü, kamuoyunu tatmin edecek dört başı mamur bir açıklama yapan hala yok…

"Psikoloğa gidiyorum diye bir halı yıkamacıya gitmiş olabilirsiniz"

Neresinden tutsanız elinizde kalan bir durumla karşı karşıyayız. Psikoloğa gidiyorum diye bir halı yıkamacıya gitmiş olabilirsiniz… Avukat sandığınız kişi depremde hayatını kaybeden bir avukatın diplomasını kullanacak kadar ahlaksız ve vicdansız biri olabilir… Gençlerin umutlarını çaldınız!
Yıllarca emek verip çalışan, namuslu, dürüst, çalışkan gençlere “Her şey boşuna mıydı?” sorusunu sordurdunuz… Siz nasıl bir iktidarsınız ki bu toplumu bir büyük şüphenin içine itip, devlete güveni, devletin kurumlarının itibarını yok ettiniz. Güçler ayrılığını yok edip yargının bağımsız ve tarafsız yapısını ortadan kaldırdınız. Bugün yaşananların sorumlusu 19 Mart yargı darbesi ile onlarca belediye başkanımızı, çalışma arkadaşlarımızı tek bir somut delil olmaksızın cezaevine gönderen bu çarpık sistemin mimarlarıdır.
Devletin temelinden adaleti çekip alan da yargıya müdahale edip bağımsız ve tarafsız yapısını ortadan kaldıran da AKP iktidarıdır. İktidara geldiği andan itibaren kritik pek çok davadaki müdahaleleri ile AKP, bugün yargıdaki çürümüşlüğün temel sorumlusudur. Yıllar içindeki bu müdahaleler nedeniyle bugün adalete güven %20’lere düşmüştür. Kimin hangi mahkemede yargılanacağını bildiği, yani “tabii hâkim” kuralının geçerli olduğu, dolayısıyla kendisini yargılayacak hâkimin tarafsızlığından kimsenin şüphe etmediği sistemi alt üst ettiniz...

İzBB soruşturmasında ikinci mahkeme heyeti atanmasına tepki 

Bakın İzmir Büyükşehir Belediyesi dosyalarında tutuklu sanıkların tahliyesine karar veren İzmir 17. ve 27. Asliye Ceza Mahkemesi hakimleri, ağır ceza mahkemelerine üye olarak atandı… Yine İzmir'de eski belediye başkanımız Tunç Soyer ile İl Başkanımız Şenol Aslanoğlu'nun yargılanacağı İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ikinci bir heyet görevlendirildi… İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin davaya bakacak bir heyeti zaten var… Siz bu ikinci heyeti hangi saikle görevlendiriyorsunuz? Bu ikinci heyet birinci heyetin yapmadığı neyi yapacak?
Sürekli yargı bağımsız ve tarafsız diyen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a soruyorum; Böyle bir durum hukuk sistemimizde olağan, rutin bir uygulama mıdır? Elbette değil… Benzer bir uygulama, 15.5 milyonun imzası ile Cumhurbaşkanı adayımız olan Sayın Ekrem İmamoğlu için İstanbul’da görevlendirilen Akın Gürlek davasında yaşandı… Ekrem Başkanın Akın Gürlek ile olan davasında, Ekrem Başkanın tüm suçlamalardan beraat etmesi yönünde oy kullanan hâkimin görev yeri değiştirildi ve İş Mahkemesi’ne atandı… Ekrem Başkanın diploma iptali davasına bakan İstanbul 5. İdare Mahkemesi Başkanı araştırma yazısı istedi ve daha yürütmeyi durdurma talebi hakkında karar veremeden görevden alındı…
Sayın Yılmaz Tunç! Başkanı olduğunuz Hakimler Savcılar Kurulu bu değişiklikleri hangi saikle, hangi kriterlere göre yaptı? Şimdi kalkıp yine, yeniden, bir kez daha “Türkiye’de yargı bağımsız ve tarafsızdır” mı diyeceksiniz? Bu görev değişiklikleri bir tesadüf mü? Yoksa CHP'yi suçlu gösterme planının iktidar tarafından dizayn edilen yargı ayağı mı?

"Tunç, isterse günde 20 kez 'yargı bağımsız' desin"

Türkiye’de başka hiçbir dönemde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı bu kadar ayaklar altına alınmamıştır.
AKP bunu bilinçli ve sistematik bir şekilde adım adım yapmıştır. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç isterse günde 20 kere “yargı bağımsız ve tarafsız” diye açıklama yapsın kimse buna inanmıyor çünkü ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.

Murat Çalık'ın tutukluluğuna tepki 

İnsanı insan yapan değerler vardır. Sevgi, saygı, hoşgörü gibi… Adalet duygusu ve vicdan da bunlardan biridir. Şu anda bu ülkede her kim olursa olsun, insanım diyen herkesin vicdanını sızlatacak bir süreç, bir dram yaşanıyor. Geçmişte iki kez kanser atlatmış, cezaevine girdiğinden bu yana riskli kabul edilecek düzeyde kilo kaybetmiş olan Beylikdüzü Belediye Başkanımız Murat Çalık, ısrarla ve de ısrarla tutuklu yargılanarak adeta canıyla test ediliyor. Kaçma şüphesi olduğuna dair somut hiçbir bilgi, belge ya da delil olmamasına rağmen, Beylikdüzü halkının oylarıyla seçilmiş, kamu görevi ifa eden bir kişi,
Yurt dışına çıkış yasağı, belirli periyodlarda karakola imza verme, ev hapsi gibi bir ya da birkaç Adli Kontrol tedbiri uygulanmak suretiyle tutuksuz yargılanabilecek iken, tutuk hali devam ettirilmek suretiyle hem kendisine, hem ailesine hem de sevenlerine eziyet ediliyor.
Daha kovuşturma dahi başlamadan, daha kendisini yargılayacak yetkili hâkim huzuruna dahi çıkmadan, sağlığını tehdit eden cezaevi koşullarında tutulmak suretiyle peşin peşin ceza infaz ettiriliyor.  Bakın buradan bir kez daha sesleniyorum. Bu eziyete son verin. Tutuklu yargılama Allah’ın emri değildir. Tutuklu yargılamanın koşulları Ceza Muhakemesi Kanununda sayılmıştır. Bu koşullar yoktur. Yasalarımıza göre tutuksuz yargılama asıl, tutuklu yargılama istisnadır. Murat Çalık tahliye edilmelidir.

Fatih Altaylı'nın kanalına erişim engeli: Çünkü bu boş koltuk, iktidarı fena halde korkutuyor!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 Haziran’da Fatih Altaylı’nın kanalında yayınlanan ve tarihe atıf yaparak, birtakım analizler, tespitler yapan bir videodan nasıl olduysa "Cumhurbaşkanını tehdit" suçu bulmuş ve re'sen soruşturma başlatmıştı. Bu soruşturma kapsamında Gazeteci Fatih Altaylı 51 gündür tutuklu… Özgürlüğünün gasbedilmesi Fatih Altaylı’nın gazetecilik yapmasına engel olamadı…
Silivri’den de yazıyor, yorumluyor ve halkın haber alma özgürlüğüne hizmet ediyor.
Yetmedi Fatih Altaylı'nın YouTube kanalı hakkında erişim engeli kararı verildi. Akıllarınca Fatih Altaylı’nın boş koltuğuna bile operasyon düzenlediler. Şimdi ise yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçlamasıyla Fatih Altaylı hakkında bir soruşturma daha açıldı, 3 yıla kadar hapsi isteniyor. Çünkü bu boş koltuk, yandaş medyanın bütün izlenilirliğinden de fazla izleniyor. Çünkü bu boş koltuk, iktidarı fena halde korkutuyor.
Mesele şu; Fatih Altaylı yorumladıkça halk gerçekleri öğreniyor, halk gerçekleri öğrendikçe AKP’nin iktidarı sallanıyor… Ne yaparlarsa yapsınlar, ilk seçimde gidişlerini engelleyemeyecekler.

LGS'de şaibe iddiası 

Sahte diplomalı akademisyenlerin öğrenci yetiştirdiği bir düzende ne vicdandan ne de ahlaktan bahsedilebilir… Bugün ülkemizde, eşit eğitim hakkından, adil sağlık hizmetinden ve en acısı yaşam hakkının güvence altında olduğundan söz etmek mümkün değildir. Ne yazık ki, en küçüğünden en büyüğüne vatandaşlarımızın hiçbir konuda hiçbir güvencesi yoktur. LGS sınavı sona ermeden sorular wattsappa düşüyor... Yenidoğan bebekler hastanede öldürülüyor... Kadınlar evde, sokak ortasında şiddete uğruyor, hiçbir önlem alınmıyor.

Kadın cinayetlerine tepki 

Bu iktidarın kadının yaşam hakkını koruyamadığı, kadın cinayetlerini önleyemediği gerçeğinin adı dün;
Özgecan Aslan’dı, Emine Bulut’tu, Ceren Damar’dı, Şule Çet’ti, Münevver Karabulut’tu, İkbal Uzuner’di, Ayşenur Halil’di. Rojin Kabaiş’ti. Bugün ise Saliha Ozan… Meclis çalışanıydı. 6284 Sayılı Kanun, kanunu yapan Meclis’in çalışanını korumaya yetmedi… Saliha Ozan sadece boşanmaya çalışan bir kadındı…
Mahkemeden 6284 kapsamında koruma talebinde bulundu ama devletin koruyamadığı Saliha Ozan, 37 yerinden bıçaklanarak öldürüldü…
Sadece isimlerin değiştiği ama sonucun hiç değişmediği, plazadan atılarak öldürülen, üzerine beton dökülerek öldürülen, varile basılarak öldürülen, denize atılarak, ormana bırakılarak öldürülen, parçalara ayrılarak öldürülen, sosyal medyada canlı yayında öldürülen, sokak ortasında kılıçla öldürülen ama hep öldürülen, her seferinde, farklı senaryolarla, her şekilde hep öldürülen kadınlar…

"Türkiye kadın mezarlığına dönüştü"

Türkiye türlü senaryolarla öldürülen kadınların ülkesi haline gelmiştir. Türkiye kadın mezarlığına dönüşmüştür. Bıkmadan usanmadan üstüne basa basa söylemeye devam edeceğiz ki kadın cinayetleri politiktir. Çünkü;

“Bir kereden bir şey olmaz” demek politik bir söylemdir.
“Kadın ile erkek eşit olamaz. Fıtrata aykırı” demek politik bir söylemdir.
“Kız mıdır kadın mıdır bilmem” demek politik bir söylemdir.
“Kadınlar iş aradığı için işsizlik artıyor” demek politik bir söylemdir.
“Kadın yüksek sesle kahkaha atmamalı, iffetsizliktir” demek politik bir söylemdir.
“Kadınların kariyeri anneliktir” demek politik bir söylemdir.
“Kadın evin süsüdür” demek politik bir söylemdir.

İstanbul Sözleşmesi vurgusu: Politik bir karar

Ve İstanbul Sözleşmesini feshetmek, AKP iktidarının almış olduğu politik bir karardır.
Kadının yaşam hakkını korumamak AKP iktidarının politikasıdır.
Buradan bir kez daha AKP iktidarına sesleniyoruz; Kadına yönelik şiddeti, kadın cinayetlerini kınayarak, lanetleyerek, ah vah ederek geçiştiremezsiniz! Cezasızlık algısının katilleri yüreklendirdiği bu düzen son bulmalı! Kadını görmeyen, duymayan, koruma kararlarını uygulamayan, bir gece yarısı kararnamesiyle, tek imzayla İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan AKP zihniyeti kadına yönelen şiddetin suç ortağıdır. Saliha Ozan’ı koruyamayan, 6284’ü etkisiz bırakan bu sistem, kadını yaşatmıyor. Eğitim sistemini, bilinçli ve sistematik bir şekilde çökertenlerin ve sahte diplomalıların düzeni kadının yaşam hakkını elinden alıyor. Bir zamanlar birileri şöyle demişti: “Bu ülkenin başbakanı olarak açıkça ifade ediyorum, Dicle’nin kenarında kurdun kaptığı koyun bile benim mesuliyetim altındadır” Ama ne kadını koruyabildi, ne doğayı… Ne ağacı koruyabildi, ne ormanı, ne de can dostlarımızı… Ne toplum düzenini koruyabildi, ne adaleti, ne de ahlakı…
Hal böyleyken Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç bir basın açıklaması yaptı ve aile arabuluculuğu diye bir şey açıkladı... Bu da AKP'nin yeni icadı... Boşanmayı hızlandıracak ama kadınları ekonomik açıdan ortada bırakacak bir sistem müjde gibi duyuruluyor. Elbette uzun süren boşanma davaları sorun ama bu önerilen sistem de çözüm değil. Boşanma kararını maddi manevi tazminat ile nafakadan ayırmak, boşanan kadınların haklarının yıllarca bekletilmesi anlamına gelecektir. Aile içi şiddetin bu kadar yaygın olduğu, kadına yönelik şiddetin bu kadar arttığı bir dönemde aile arabuluculuğu kavramının ortaya atılması sorunları daha da içinden çıkılmaz hale getirecektir. Kadına yönelik baskının bu kadar büyüdüğü bir ülkede bu uygulama eşitsizliği derinleştirecektir.
Arabuluculuk sisteminin sağlıklı işleyebilmesi için kadınların baskı ve korku altında olmaması gerekir.
Arabulucular, eşinden ayrılmak isteyen ve uzaklaştırma kararı aldıran kadınları erkek şiddetinden nasıl koruyacak? Toplantı yeri nasıl belirlenecek, ortamda güvenliği kim sağlayacak? Bu soruların cevabını vermeyenlerin, her konuda eksik buldukları ve her fırsatta “bizi kıskanıyorlar” dedikleri Avrupa'yı bu konuda örnek göstermeleri de manidar!
Avrupa’daki güçlü sosyal güvenlik sistemini, kadın korumacılığını, güvenlik mekanizmalarını görmezden gelip bunu Avrupa'daki gibi uygulayacağız demek şu an için sadece bir hayaldir… İstanbul sözleşmesinden imzasını çeken, kadını pek çok alanda ikinci sınıf gören, toplumsal cinsiyet eşitliği kavramına karşı çıkan bu iktidarın atacağı adımlar, elbette kuşku ve kaygı uyandırmaktadır.

Ekonomik kriz 

23 yılda eğitimden diplomayı ve liyakati, sokaktan ve sosyal hayattan kadını koparıp almak için her şeyi yapan AKP iktidarı, çarşı pazardaki kalabalığı da, esnafın siftahını da aldı… İşçinin, emekçinin, emeklinin, üreticinin alın terinin karşılığını da aldı. Gülen yüzlerdeki gülümsemeyi çaldı yerine çaresizliği yerleştirdi.
Asgari ücret 22 bin 104 lira, en düşük emekli maaşı 16 bin 881 lira, açlık sınırı 26 bin lira, yoksulluk sınırı 86 bin lira. İşte bu 4 rakam ekonominin ne halde olduğunun özetidir. İktidarın vicdansızlığının kanıtıdır. Halkın çaresizliğinin ta kendisidir. Bu ülkenin çocuklarının karnı doymuyor, anne babalarının yüzleri gülmüyor, dedelerinin ninelerinin parası hayatta kalmaya yetmiyor ama iktidara sorsan ekonomi günden güne büyüyor. Mehmet Şimşek’e sorsan her gün yeni bir tek haneli enflasyona düşüş tarihi açıklıyor.
AKP Türkiye’sinde, hem Avrupa'da kamu harcamalarının milli gelire oranı en düşük ülkelerden biri olurken hem de Avrupa'da milli gelire oranla en fazla faiz ödeyen 5'inci ülke olabiliyoruz.
Çünkü parayı işçiye, emekçiye, emekliye, esnafa, çiftçiye, depremzedelere, orman yangınlarını söndürmeye, sosyal yardımlara değil faiz yolu ile yandaşın cebini doldurmak için harcıyoruz.
İktidar vergide eşitliği sağlamadığı gibi gelirden en büyük payı alan kesimlere bir de üstüne faiz ödüyor, haliyle para emekçinin cebine değil para babalarının cebine giriyor.
Sonra da Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün 2024 yılı Türkiye Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 180 ülke arasında 34 puan ile 107'nci oluyoruz. Yolsuzluk Algı Endeksinde, güçlü, bağımsız kurumlara, özgür ve adil seçimlere sahip olan ülkeler ile bizim gibi baskıcı otoriter rejimlere sahip ülkeler arasında çok keskin bir zıtlık vardır. Tam demokrasilerin Yolsuzluk Algı Endeksi ortalaması 70’in üstünde olurken bizim gibi kusurlu demokrasilere sahip, sahte diploma dağıtan ülkelerde 34 puan oluyor. Tüm bunlara rağmen AKP iktidarına göre ekonomi şaha kalkıyor, Avrupa bizi kıskanıyor. Ekranlar “asgari ücrete ara zammı akıllarına bile getirmesinler” diyen yöneticilerle dolmuş, kiralar uçmuş, emekçi kesim için tatil hayal olmuş, çiftçinin mahsulü elinde kalmış, esnaf kepenk indirmiş, hazine ilk 7 ayda 1.4 trilyon açık vermiş!
Faiz gideri 1.2 trilyona ulaşmış ama TÜİK Temmuz enflasyonunu açıklarken makyajlı verilerle pembe bir tablo çizmenin derdinde...

"Sarayın şatafatı da, sokağın sefaleti de, bir sandıkla son bulacak"

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek,"44 ayın en düşük enflasyonu" diyerek sevinç naraları atıyor, halkın yüzünün güldüğü yok. 44 aydır maaşı eriyen işçi, emekçi, alım gücü her gün azalan memur gülmüyor gülemiyor. Halkın alım gücü 7 ayda yüzde 20 azalmış, hala masal anlatıyorlar. Türkiye’de hayatta kalmak, ciddi bir yaşam mücadelesine dönüşmüş durumda… AKP’nin rakamlarıyla sokağın gerçekleri örtüşmüyor. Memleket tel tel dökülüyor. 86 milyon sandığın önüne geleceği günü iple çekiyor.
Sarayın şatafatı da, sokağın sefaleti de, bir sandıkla son bulacak, yakındır…

İBB borsası 

Bu iktidar devletin temeline dinamit koymuştur. Adalet kavramının içini boşaltan, yargıya güveni neredeyse sıfırlayan, sadece ama sadece tek bir kişinin koltuğu için yargıyı çetelere teslim eden bir anlayışla mücadele ediyoruz. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in İBB soruşturmasıyla ilgili açıkladığı bilgi, yargı sistemine ve adalete güveni tamamen ortadan kaldıracak niteliktedir. İnsanlar haksız birtakım suçlamalarla tutuklanıyor. Bazı kişilerce, içerideki, cezaevindeki şüphelilerin, serbest bırakılma, yakınlarına kavuşma ümidi üzerinden bir pazar oluşturuluyor ve bunun için milyarlarca liralık bir sistem kuruluyor... Sistemin adı İBB Borsası…
Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in geçtiğimiz hafta adını verdiği Mehmet Yıldırım isimli avukat birçok şüphelini avukatlığını yapıyor... Bu soruşturmanın başından beri tüm avukatlara, yalnız tek bir şüpheliyle görüşebilirsin, tek bir şüphelinin avukatı olabilirsin diye bir sınırlama getiriliyor ama bu avukata öyle bir sınırlama yok. Neden çünkü bu avukat özel yetkili… Savcılar adına pazarlık yapıyor...
Ümit tacirliği yapıyor, işlediği suç en hafifinden nüfuz ticareti… Bir büyük yargı skandalı ile karşı karşıyayız.. Adalet terazisinde bir milim oynamayan, kanunları pusulası bilmiş tertemiz savcılarımızı ve avukatlarımızı tenzih ederek söylüyorum… Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, Tuzla mitingimizde bu avukatı 86 milyona duyuruyor. Bu şahıs İBB davası borsası kapsamında “nüfuz ticareti” yaptığı iddiasıyla Antalya’da gözaltına alınıyor. Savcılıkta ifade verdikten sonra ev hapsi veriliyor.

Mehmet Pehlivan'ı hatırlattı 

1 gün bile Vatan Emniyet’te gözaltında tutulmuyor. Yaptığı işler, işlediği suçlar rüşvet vermek, rüşvete aracılık veya irtikap suçu olarak değerlendirilebilir ancak nüfuz ticareti olarak değerlendiriliyor ve bu suçla ilgili ceza miktarı itibarıyla tutuklama yasağı var denilerek adli kontrolle serbest bırakılıyor. Halbuki bu suçun cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis. Yani tutuklama yasağı yok. Vatan Emniyet’e götürülmüyor, 1 gün bile gözaltında tutulmuyor. Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan sırf avukatlık faaliyeti nedeniyle gözaltına alındı, Vatan Emniyet’te 1 gece gözaltında kaldı, ifadesi alındı ve serbest bırakıldı.
İkincide ise Savcı çağırdı, Savcının davetine icabet etti ve kendi ayaklarıyla, avukatları eşliğinde gittiği Savcılıkça tutuklamaya sevk edildi ve tutuklandı.
Yine İBB dosyasında görev yapan bir başka Avukat Onur Büyükhatipoğlu sırf avukatlık faaliyeti nedeniyle 4 gün Vatan Emniyete gözaltında tutuldu. Ve savcılığa çıkarılınca kendisine sadece 4 soruldu.
Çifte standarda bakar mısınız değerli arkadaşlar! Mehmet Yıldırım’a 1 gün bile gözaltı yok, adli kontrolle serbest, diğer avukatlara Vatan Emniyet’te gözaltı ya da tutuklama… Mehmet Yıldırım’ı tutuklayamazlar, çünkü kendi adamları!

HSK'ya tekrar şikayette bulunulacağını açıkladı 

7 Ağustos tarihinde İBB dosyasından tutuklu şüpheli Murat Kapki ifade veriyor. Diyor ki “Buraya avukatlar geliyor, seni para karşılığı tahliye ettiririz diyorlar” diyor. Bu avukatlar kimdir? Bununla ilgili savcılık bugüne kadar ne yaptı? Bu dosyada görev yapan bazı savcıların kadınları çocuklarıyla, insanları eşleriyle tehdit ettikleri iddialarına ilişkin, bu kişilerin isimlerinin de olduğu şikayet dilekçemiz 3 hafta önce HSK’ya verilmiş idi. Bu yeni gelişmelerle ilgili de; yani Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in ismini açıkladığı, “Nüfuz ticareti” iddiasıyla yakalanarak gözaltına alınan ve adli kontrolle serbest bırakılan avukat ve onun bağlantılarıyla ilgili de bu hafta içerisinde HSK’ya ayrıca bir şikâyete bulunacağız.
AKP’nin talimatlı yargısına mensup olanların dokunulmazlığı akıl alır gibi değil! Tüm bunlar tek adam, koltuğundan olmasın diye tezgahlanıyor... Bu tezgâhı kuranlar, bunun parçası olanlar, bu pisliğin ortaya çıkmayacağını sananlar bu kez çok sert bir kayaya çarptılar... CHP azimli ve kararlı kadroları ile bu iktidarın tüm foyalarını ortaya çıkaracaktır. Devlete güveni sarsan, tedavi görmesi gereken insanlara eziyet çektirmekten utanmayan, torbacıların narkotik polisi olmasını bile engelleyemeyen, dokunduğu her şeyi çürüten bu iktidarın değil 2 buçuk yıl, 2 buçuk gün bile görevde kalmaması gerekir.
Erken seçim artık ihtiyaç olmaktan çıkmış bir zorunluluk haline gelmiştir.
AKP'nin 23 yıllık iktidarının ülkeye bıraktığı miras şudur:

* Sahte diplomalı sözde hekimlerin reçete yazdığı,
* Sahte diplomalı sözde öğretmenlerin okullarda görev yaptığı,
* Bakanların kendi şirketlerine dezenfektan sattığı,
*Hastanelerde bebeklerin can verdiği,
* Sokakta, evde kadınların şiddet gördüğü,
* Diyanet İşleri Başkanının Büyük Önder Atatürk'ün adını anmadığı,
* Atatürkçü teğmenlerin ordudan uzaklaştırıldığı,
* Gençlerini tutuklayan,
*Sınavlarına şaibe karışan,
* Öğretmeni atanmayan,
*Emeklisi 16 bin lira maaş alan, işçisi 22 bin lira ücret alan,
*Kira fiyatları cep yakan,
*Vatandaşı beslenemeyen,
*Yaz aylarında kiraz yenilemeyen, Kurban Bayramı dışında et alınamayan, yumurta alırken bile hesap yapılan,
*Seçilmiş belediye başkanlarının iftiralarla tutuklandığı,
*Ekonominin inisiyatifsiz yöneticilere, eğitimin tarikatsever bakanlara, diplomasinin deneyimsiz kadrolara, yargının çetelere teslim edildiği,
*Neşesi kalmayan, gelecek ümidi azalan, yarınını göremeyen bir ülke...
Tablo kötü ama hiçbir zaman karamsar değiliz. Hiç kimse unutmasın… Gecenin en karanlık zamanı, şafağa en yakın zamandır. Birleşerek, büyüyerek, dayanışarak verdiğimiz bu kutlu mücadelenin sonunda, bu ülkede hakça bölüşüp, kardeşçe yaşayacağız…."

En son güncellemeleri ve haberleri takip etmek için SonTurkHaber.com'ı izlemeye devam edin, biz durumu takip ediyor ve en güncel bilgileri sunuyoruz.
seeGörüntülenme:27
embedKaynak:https://t24.com.tr
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 11 Ağustos 2025 18:11 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Evlerden bir müddet uzak durun 6.1 lik depremin ardından deprem uzmanından artçı uyarısı! Yüksek olasılık

10 Ağustos 2025 20:45see530

İsrail Şifa Hastanesi bahçesindeki muhabir çadırını bombaladı: Filistin in sesi olarak bilinen gazeteci Enes El Şerif katledildi VİDEO İZLE

11 Ağustos 2025 01:05see241

Eşini tabancayla öldürdü, yaşamına son verdi

10 Ağustos 2025 06:04see219

Bandırmaspor Sakaryaspor maçına damga vuran olay: Caner Erkin direkt kırmızı kart gördü! Hakeme şiddetli... Fanatik Gazetesi Futbol Haberleri Spor

10 Ağustos 2025 18:24see208

İsrail in Şifa Hastanesi çevresinde gazetecilerin çadırına düzenlediği saldırıda 2 muhabir hayatını kaybetti

11 Ağustos 2025 00:31see202

Merkez Bankası 2025 Eylül faiz kararı ne zaman, hangi tarihte açıklanacak? Para Politikası Kurulu ne zaman toplanacak?

10 Ağustos 2025 13:16see197

Gülseven Medya dan Devlet Bahçeli ye ziyaret

10 Ağustos 2025 09:48see193

HAVA DURUMU 11 AĞUSTOS PAZAR Meteoroloji den yağmur ve rüzgar uyarısı! Ankara ve İstanbul da bugün hava durumu nasıl?

11 Ağustos 2025 01:50see182

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Pakistan Kültür Müşaviri Adeel Ahmed i kabul etti: Kardeşliğimiz daim olsun Ankara Haberleri

11 Ağustos 2025 18:11see160

5 yaşındaki çocuğun hayatını kararttı! Osmaniye deki maganda serbest kaldı: Muhammet Hasan’ın hayatı, hayalleri, çocukluğu ne olacak?

11 Ağustos 2025 13:14see160

CHP İstanbul 29 uncu Kent Yoksulluğu buluşmasını yaptı: Emeklinin sesini daha gür duyurmalıyız

10 Ağustos 2025 16:53see118

Fenerbahçe den transferde sürpriz hamle: Hırvat on numara Niko Jankovic, İstanbul a geliyor! İşte anlaşma şartları

10 Ağustos 2025 08:38see117

Çılgın Sayısal Loto da rekor devir! Çılgın Sayısal Loto 9 Ağustos 2025 Cumartesi çekiliş sonuçları nedir? Büyük ikramiye katlanarak artıyor...

10 Ağustos 2025 10:23see116

Taraf Değiştiren Kelimeler: Millet İradesi

11 Ağustos 2025 05:41see115

Cezaevindeki Fatih Altaylı Silivri de tutuklu bulunan İmamoğlu ile nasıl röportaj yaptı? İşte o ihtimal!

11 Ağustos 2025 13:26see115

MasterChef kim kazandı? MasterChef kaptan kim oldu? 11 Ağustos MasterChef mavi takım kaptanı kim oldu, takımlar nasıl oluştu?

12 Ağustos 2025 01:08see114

Sağlık Bakanı Memişoğlu Balıkesir deki depremde yaralanan vatandaşları ziyaret etti

11 Ağustos 2025 04:42see112

On binlerce İsrailli, Netanyahu hükümetinin Gazze politikalarını protesto etti

10 Ağustos 2025 08:42see112

Sındırgı’da 6,1’lik deprem sonrası sahra hastanesi kuruldu, vatandaşlar geceyi stadyumda geçirdi

11 Ağustos 2025 06:04see112

Konyaspor da Recep Uçar iddialı! Herkesle kafa kafaya oynamak istiyoruz Fanatik Gazetesi Süper Lig Haberleri Spor

11 Ağustos 2025 01:33see112
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları