CHP li Namık Tan dan, Bakan Hakan Fidan a otoriterleşme tepkisi: Güvenlik devleti, şahsım rejimleri ve torpil...
T24 sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
T24 Haber Merkezi
Eski büyükelçi ve CHP Milletvekili Namık Tan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın bakanlıkta otoriter bir dönüşüm yapmaya çalıştığını öne sürerek tepki gösterdi.
Güvenlik bürokrasine dönüşüm sürecinin altını çizen Tan, laik cumhuriyet değerlerinin yeniden şekillendirilmek istendiğini dile getirdi.
Türkiye'de "günü kurtarmak" adına politikalar kurgulandığını ifade eden Tan, biat ve sadakatin aranan temel kriterler olduğunu vurguladı.
Tan'ın X'teki açıklamaları şu şekilde:
"Hakan Fidan Dışişleri Bakanlığı'nda ne yapmaya çalışıyor?
Hariciye bürokrasisini daha geniş “güvenlik bürokrasisi”* (asker, jandarma, polis, istihbarat, hariciye) ağının entegre parçası olarak gördüğünü her fırsatta tekrarlıyor. Fidan’ın yapmaya çalıştığı şey aslında 2007, 2010 ve 2017 anayasa referandumlarıyla yürütülen, “Türk tipi başkanlık sistemi” çerçevesinde düşe-kalka ilerleyen otoriterleşme sürecinin son aşaması.
Bu süreçte, Türkiye aşamalı şekilde demokratik rejim niteliklerini yitirdi. Yargı ile sivil-askeri bürokrasi siyasallaştı. Buradaki mesele, “güvenlik bürokrasisi”ni yeniden kurgulamak, hak ve fırsat eşitliğine dayalı yurttaşlık üzerine kurulu laik ve demokratik cumhuriyet değerlerinin özünü değiştirmek ve temelini çökertmekten ibaret Erdoğan’ın da, Fidan’ın da tekrarladıkları bürokraside “zihinsel kod değişimi” ifadesiyle ikrar edilen, kurulmak istenen otoriter rejimi sırtlayacak “yeni bürokrasi” kurgusunu ortaya koyuyor.
Burada kurgulanan yeni bir otoriter *“güvenlik devleti”*. Tanıdıklara, “güvenilir kişilere”, birbirlerine yaptıkları yatırımla ve torpille, güvenlik devletinin kadrolarını mutemet kişilerle yeniden inşa etmek istiyor Mesela, Fidan’ın acemi yamağı, Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz ’ın kızının bakanlık sınavını birincilikle kazanmasi buna iyi bir örnek *”Güvenlik devleti”* konusunda otoriterleşme literatüründe zengin bir araştırma birikimi var. Mısır, Rusya, Azerbaycan, OAC, İran, Venezuela çokça çalışılmış. Bunların tamamı, yarı/tam kapalı ”şahsım rejimleri”.
"Anayasa ve mahkemeler önemsiz..."Anayasalar önemsiz, mahkemeler de öyle. Liyakat aranmıyor, sorgusuz biat ve sadakat temel kriter Türkiye’de *”sürekli reform”* iddiasının ardında yapılan şey, günün sonunda bu kurguyu gerçekleştirmeye yönelik bir *“devlet kurumlarını ele geçirme (state capture)”* hamlesinden ibaret… Bunun etkilerini ekonomiden tarıma, yoksullaşmadan yolsuzluğa, dış politikadan savunmaya, çevre felaketlerinden eğitim ve sağlığa kadar her alanda her gün ağırlaşarak görüyor ve yaşıyoruz."


