Çıkarılan yasada Zehra ninenin mezarı maden sahasında kalıyor! Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy Akbelen’de yüz bin çam ağacının bulunduğu Akbelen ormanlarını katlettikten sonra umduğu kömürü bulamadığı iddia edilen Limak- İçtaş, şirketleri çıkarılan zeytin ve maden yasasının ardından gözünü bölgedeki zeytinliklere dikti. Limak- İçtaş’ın yönettiği YK Enerji A.Ş. köylülerden satın aldığı arazide 151 zeytin ağacını sökmesi köylüleri, çevre ve doğa sevenleri ayağa kaldırdı. Yarın İzmir’den gelecek 50 üniversite öğrencisi bölgede zeytin fidanı dikim yaparken, Bodrum Yurttaş İnsiyatifi üyeleri Zehra Nine’nin (Yıldırım) mezarını ziyaret edecek.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy Akbelen’de yüz bin çam ağacının bulunduğu Akbelen ormanlarını katlettikten sonra umduğu kömürü bulamadığı iddia edilen Limak- İçtaş, şirketleri çıkarılan zeytin ve maden yasasının ardından gözünü bölgedeki zeytinliklere dikti.
LİMAK’EIN SÖKTÜĞÜ ZEYİTN AĞAÇLARININ YERİNE ZEYTİN FİDANI DİKECEKLERMuğlalı köylüler, çevre ve doğa gönüllüleri ve Akbelen köylülerin sert tepki gösterdiği zeytin ağaçlarının sökümünün ardından tepkiler dinmedi. Yarın İkizköy Akbelen ‘e İzmir’den gelecek Ege Öğrenci Forumu ve İzmir Askıda Forumu üyeleri öğrencilerinin sökülen zeytin ağaçlarının bulunduğu bölgeye yakın yerde zeytin fidanı dikimi yapacağı belirtildi.

Forumdan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"İkizköy Akbelen’de yalnızca ağaçlar değil, bir yaşam biçimi, bir halk, bir mücadele yok edilmek isteniyor. Zeytinlikler, Maden Yasası bahane edilerek devlet eliyle yerli ve yabancı şirketlerin dozeri altında eziliyor. Bu sadece doğa talanı değil, bir sistemin tüm çıplaklığıyla kendini ifşasıdır: Halkı değil, şirketi koruyan; yaşamı değil, kârı savunan bir düzen ama İkizköy yalnızlığa terk edilmeyecek
Biz öğrenciler oradayız. Köy muhtarları, toprağını savunduğu için hedef gösterilen yurttaşlar orada.
Demokratik kitle örgütleri, mücadelenin içinde olan kişiler de orada. Vatanın dört bir yanı talan edilirken, tüm toprakları peşkeş çekilirken ülke genelinde seferberlik başlatıp mücadeleye dâhil olmak biz öğrencilerin görevlerinden biridir. Geleceği belirleyen biz gençler, geleceğimizin ve nefesimizin yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Zeytine dokunan, köye saldıran, halkı susturan bu düzene boyun eğmiyoruz. Bu düzenin üniversitelerde de, köylerde de karşısındayız.
İkizköy’deki direnişin daima yanındayız ve mücadelenin her zaman içindeyiz.
Zeytin için, halk için, yaşam için buradayız. Bu mücadele hepimizin”


İkizköy Çevre Komitesi Sözcüsü Esra Işık ise SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada “Limak İçtaş, ormanları kesti, zeytinliklere daldı. Burada sadece doğa ve ekoloji katledilmiyor, bir ülkenin geleceği karartılıyor. Zeytinleri korumaya çalışırken kesenler yerine köylü gözaltına alınıyor. Özel şirket yaptıkları ile köylüye gözdağı veriyor, devletin jandarması, polisi ile.. Bizi yaşadığımız topraklardan sürmek istiyorlar, ne uğruna bir avuç kömür uğruna. Yılmayacağız, susmayacağız, direneceğiz, ne zeytinimizden bir dal ne toprağımızdan bir karış vereceğiz. Bu arada yarın Akbelen’e İzmir’den otobüslerle gelecek öğrenciler zeytin fidanı dikecek. Ardından Bodrum Yurttaş İnsiyatifi üyeleri gelecek. Hafta sonu isi Akbelenliler olarak İzmir, Aydın, Denizli ve Antalya’dan gelecek STK ve çevre örgütlerini ağırlayacağız, sesimizi daha gür şekilde çıkaracağız” dedi.

Bu hafta içerisinde Akbelen’de Zehra ninenin (Yıldırım) mezarını ziyaret ederek bölgede eylem ve basın açıklaması yapacaklarını belirten Bodrum yurttaş İnsiyatifi Sözcüsü Ayhan Karahan ise “Zehra (Yıldırım) Ninemizin iki çocuğu, üç torunu vardı. Zeytini de evlatları yerine koymuştu. Evlatlarını zaman zaman zeytin ağaçları ile yan yana getirip, ‘Hiç birinin diğerinden farkı yok’ derdi. Zeytin ağaçlarını okşarken dallarına, gövdesine çok yumuşak dokunurdu. Konuşurdu onlarla. Kansere yakalandığında da zeytin evlatlarını sevgisinden mahrum bırakmadı. Bir geleneğimiz vardır. Amansız hastalığa yakalanan kişinin başucunda şifa niyetine okumalar yapılır. Zehra nine okumalarını daha çok İkizköy Muhtarı Necja Işık’ın yapmasını isterdi. Artık takatinin kalmadığı, yatağa bağlı kaldığı süreçlerde hep zeytinlerin akıbetini sorardı. ‘Evlatlarım yerlerinde, yurtlarında yaşıyorlar değil mi? Sökülmediler değil mi’ diye sorardı. Ona zeytin ağaçlarının cep telefonuyla çekilmiş fotoğrafları gösterildiğinde yeniden dünyaya gelmiş gibi olurdu. Onun bize vasiyeti; “Evlatlarıma iyi bakın. Kimsenin onları yerinden, yurdundan koparmasına izin vermeyin. Başka memlekette zaten yaşayamazlar” olmuştu. Bizde Zehra Nineye söz verdik. Bedeli ne olursa olsun onun vasiyetini yerine getireceğiz. Kimsenin onları köklerinden koparmasına izin vermeyeceğiz. Şu anda Zehra Ninemizin ebedi istirahatgahı İkizköy Mezarlığı’da çıkan yasa ile “Maden sahası” içerisinde kalıyor. İlk başta inanamadık. Bölgemizin en yetkin harita mühendisleri, şehir plancıları çalışma yaptılar. Pafta, parselleri çıkardılar. Gerçekten İkizköy Mezarlığı'nın 7554 Sayılı Torba Yasa'nın 11. Maddesi ile Maden Kanunu'na eklenen 45. Madde'deki koordinatların içerisinde kaldığı tescillendi. İnanılır gibi değil. Yani bizim ölülerimizin, atalarımızın, ninelerimizin, dedelerimizin yattıkları yerin altındaki kömüre dahi göz dikmiş bir açgözlülük ile insanlık-dışılıkla karşı karşıyayız. Anlayacağınız ölünce de insanlar bunların ölümcül rant hırsından kurtulamayacak. Çizmeyi fazlası ile aştılar. Bu aç gözlülüğe verilecek ne ölümüz var. Ne de dirimiz var. Zehra nineyi de, onun evladı zeytini de vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.


