Çocuk istismarı soruşturmasında tahliye gelişmesi! Sadece 20 gün tutuklu kaldı! Garabet demek yetersiz kalıyor Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Akıllara durgunluk veren olay 2024 yılında başladı. İstismar skandalı, çiftin boşanmasından sonra ortaya çıktı. Baba iş insanı S.K., haftada bir gün 4 yaşındaki çocuğunu görme hakkına sahip bulunuyor. 2024 yılı Mayıs ayında babasının yanına gidip geldikten sonra çocuğunun bazı tavır ve söylemlerinden şüphelenen anne emniyete şikayette bulundu. Emniyet tarafından koruma kararı alınsa da bu süre zarfında baba çocukla görüşmeye devam etti.
AKILLI SAAT İLE TAKİP ETTİİstismardan şüphelenen anne iddiasının delilendirmek ve olayın iç yüzünü öğrenmek için çocuğuna akıllı saat alarak konumunu takip etmeye de başladı. Anne, babanın oğlunu alışveriş merkezine götürdüğünü söylediğini ancak konumun başka bir adreste gösterdiğini iddia etti.
TUTUKLANDI 20 GÜN SONRA TAHLİYE EDİLDİKüçük çocuğun alınan ifadesinde istismar iddialarına dair detaylı bir ifade vermesiyle birlikte baba S.K., 1 Mayıs günü tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ancak yapılan itirazlar sonucunda 21 Mayıs günü tahliye edildi. Tahliye sürecinde baba S.K.'nın istismarı redderek deliller sunduğu öğrenildi.
Davayı üstlenen Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği gönüllü avukatı Av. Sevda Demirtaş, süreci SÖZCÜ'ye anlattı.
'GARABET KAVRAMI YETERSİZ KALIYOR'"- Biz dernek avukatları olarak, hukuki garabet diye tanımladığımız pek çok dosya gördük. Fakat bu dosya için hukuki garabet kavramı yetersiz kalmakta zira, dosyada ki ihmallerin ve hukuksuzlukların ne yazık ki sonu yok.
Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince soruşturma yapma yetkisi Cumhuriyet savcısına ait olup, bir adli vakaya ilişkin şikayetin varlığı halinde Cumhuriyet savcısının vakit kaybetmeksizin delilleri toplaması gerekir, özellikle cinsel saldırı ve cinsel istismar dosyalarında delillerin kaybolma süresi de dikkate alındığında bu husus daha da önem arz etmektedir. Ancak, pek çok dosyada olduğu gibi bu dosyada da resen yapılması gereken işlemler yapılmamış, toplanması gereken deliller toplanmamış yani etkin soruşturma yürütülmemiştir."
"- Örneğin, suçun mahiyeti gereği en önemli delillerden biri olan hastane raporunun alınması için tarafımızca defalarca talepte bulunulmuş, ancak çocuğun hastaneye sevkine ilişkin karar verilmemiştir. Oysa bu kararın biz talep etmeden savcılık tarafından resen verilmesi ve çocuğun derhal hastaneye sevk edilmesi gerekirdi. Öte yandan istismar olayının gerçekleşmesi sebebiyle tarafımızca 6284 sayılı Kanun uyarınca mağdur çocuk ile şüpheli arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması ve koruyucu ve önleyici tedbir taleplerinde bulunmamıza rağmen kişisel ilişki kaldırılmamış, çocuk tekrar şüpheli ile görüşmek zorunda bırakılmış, çocuğunu korumak isteyen anne hakkında ise tazyik hapsi kararları istenmiştir. Ta ki çocuğun ikinci kez ifadesi alınıp şüpheli tutuklanana kadar kişisel ilişkinin kaldırılması kararı verilmemiştir.
'ÇOCUKLARIN ÖZGÜR YAŞAMASI İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ'"- Tabi ki karara karşı itirazlarımızı sunacağız ve hukuka uygun bir yargılama yapılarak, maddi gerçeğe ulaşılması için gerekli tüm başvuruları yaparak hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz. Ayrıca belirtmek isterim ki; Çocuklara karşı işlenen suçlarda Çocuk Koruma Kanunu, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Lanzarote Sözleşmesini hiçe sayarak yapılan hiç bir yargılamayı kabul etmiyoruz. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak,kadınların ve çocukların eşit, özgür ve güvende yaşaması için mücadele etmeye devam edeceğiz."


