Cumartesi Anneleri 1068 inci haftada!
Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini soran ve faillerin yargılanması talebiyle İstanbul-Beyoğlu’nda 1995’ten bu yana eylem yapan Cumartesi Anneleri, bu hafta (13 Eylül 2025) Galatasaray Meydanı’na karanfil bırakarak açıklamalarını okudu.
Cumartesi Anneleri, 12 Eylül 1994’te Ankara-Dikmen’de gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Kenan Bilgin’in akıbeti için adalet istedi. Grup açıklamasında, Türkiye’de cezasızlığın yarattığı adalet krizine dikkat çekerek, gözaltında kaybetmelerde zamanaşımının failleri korumak için kullanılan bir araç olduğunu vurguladı. Açıklamada ayrıca, silah bırakma sürecinin kapsamlı bir demokratikleşme ve hak temelli dönüşüm süreci olarak ele alınması gerektiği belirtildi.
"TÜM KAYIPLARIMIZ İÇİN ADALET İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ"Açıklama bu şekilde:
"1068.haftamızda yine katılımcı sınırlamasıyla bizi Galatasaray Meydanı’ndan ayıran polis bariyerlerinin önündeyiz.
1068 haftadır söylüyoruz: Türkiye’de cezasızlığın yarattığı adalet krizi çözülmeden diğer krizleri çözmek, barışa ve demokrasiye yönelmek mümkün değildir. Çünkü cezasızlık, mevcut sorunların ortak zeminini oluşturmaktadır.
1068 haftadır söylüyoruz: Gözaltında kaybetmelerde zamanaşımı, failleri korumak için kullanılan etkili bir cezasızlık aracıdır. Oysa gözaltında kaybetmeler insanlığa karşı suç kapsamındadır ve zamanaşımına uğratılamaz. Faillerin yargılanarak cezalandırılması, devletin hukuki barışı tesis etme, toplumu ve bireyleri ihlallere karşı koruma ve suçun tekrarını önleme görevinin bir gereğidir.
Adaletin sağlanması için bu hafta bir kez daha tekrarlıyoruz: Silah bırakma ile başlayan sürecin daha geniş kapsamlı bir demokratikleşme ve hak temelli dönüşüm süreci olarak ele alınması zorunluluktur. Türkiye’de barış süreci Kürt sorunu üzerinden başlamış olsa da kapsamlı bir demokratik geçiş sürecine dönüşmek zorundadır.
1068.haftamızda, tanık beyanlarına ve AİHM mahkûmiyetine rağmen etkin soruşturma ve kovuşturma yürütülmeden zamanaşımına sürüklenen Kenan Bilgin dosyasını kamuoyuyla paylaşıyoruz.
35 yaşındaki Kenan Bilgin, 12 Eylül 1994 tarihinde Ankara Dikmen’deki bir otobüs durağında gözaltına alındı ve Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü.
Ailesi, avukatları ve İnsan Hakları Derneği Kenan Bilgin’e ulaşmak için girişimlerde bulundu, ancak Ankara Emniyeti onun gözaltına alındığını inkâr etti. Bunun üzerine 11 tanık, Kenan Bilgin’i şubede işkence altında gördüklerini kamuoyuna açıkladı.
if (!$ISMOBILE) : ?>include(__DIR__.'/320x100.php');?>Bilgin Ailesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak Kenan’ın bulunmasını istedi. Ancak Kenan’ı bulmak ve faillere ulaşmak için girişimlerde bulunan Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Selahattin Kemaloğlu görevini yapması engellenerek Ankara’dan sürüldü.
Soruşturmayı devralan Başsavcı Vekili Özden Tönük ise ailenin ve tanıkların başvurularını dikkate almadı. Tanıklar “Kenan Bilgin’i hücreden alıp götüren polisleri teşhis edebileceklerini” belirtmelerine rağmen hiçbir adım atılmadı. Tönük, tanıkların devleti küçük düşürmeye yönelik gerçek dışı iddialarda bulunduğunu ileri süren üç sayfalık bir rapor yazarak dosyayı kapattı. Bu raporun gerçeği yansıtmadığı, AİHM kayıtlarına geçti.
İç hukukta sonuç alamayan aile, AİHM’e başvurdu. AİHM yargıçları Ankara’ya gelerek incelemeler yaptı; tanıkları, savcıları, polis yetkililerini dinledi. Kenan Bilgin’in tutulduğu gözaltı merkezine giderek tanık beyanlarının mekânsal uyumunu kontrol etti. Mahkeme, Kenan Bilgin’in 12 Eylül 1994’te güvenlik güçlerince gözaltına alındığını, 3 Ekim 1994’e kadar güvenlik güçlerinin elinde olduğunu ancak bu konuda hiçbir kayıt tutulmadığını tespit ederek Türkiye’yi oybirliğiyle mahkûm etti.
AİHM, Bilgin Ailesi’nin iddialarının hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar açık olduğunu belirtti. Buna rağmen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Kenan Bilgin’in Ankara Emniyeti’ne bağlı nezarethanelerden birine alındığına dair hiçbir veriye ulaşılamamıştır” diyerek dosyada zamanaşımı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Karara yapılan itirazlar da reddedildi. Tüm hukuki yollar denendi, ancak hiçbir sonuç alınamadı.
31 yıldır Kenan’ın akıbeti karanlıkta bırakıldı, bilinen failleri korundu.
Kaç yıl geçerse geçsin; Kenan Bilgin için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devleti evrensel hukuk normları içinde hareket etmeye çağırmaktan vazgeçmeyeceğiz."
31 Yıldır soruyoruz: Kenan Bilgin nerede?#CumartesiAnneleri1068Hafta https://t.co/MgVvCI5TLD
— Cumartesi Anneleri (@CmrtesiAnneleri) September 13, 2025


