Darbe günlerinden bugüne kayyum
Halktv sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Bazen tarih tekerrür etmez, sadece kılık değiştirir. Bugün yaşadığımız tablo mesela. CHP İstanbul İl Başkanlığı’na mahkeme eliyle kayyum atandı. Gerekçe kongre usulsüzlükleri, ihtiyati tedbir… Ama netice şu. Seçilmiş bir yönetim görevden alındı, yerine atanmış bir heyet geldi.
Bu manzarayı gören kuşaklar için hafıza hemen 12 Eylül günlerine kayıyor.
12 Eylül askeri darbesinden sadece 45 gün sonra, 27 Ekim 1980’de 2325 sayılı Kanun çıkarıldı. Adı bile ürkütücüydü.
Faaliyetleri Durdurulan Siyasi Partilere Kayyum Tayin Hakkında Kanun.

O kanunla birlikte CHP’nin başına Cezmi Kartay, Ural Sözen ve Vahdet Aydın kayyum olarak atandı. Partinin malvarlığı bu üçlü eliyle idare edildi. Ardından bütün partiler feshedildi, malları Hazine’ye devredildi. Demokrasiye zincir vurulmuştu.
Aradan 45 yıl geçti. Bu kez bir mahkeme, CHP İstanbul İl Yönetimi’ni görevden aldı, yerine geçici bir kayyum heyeti tayin etti. Hukuki dayanak başka. Kongre sürecinde usulsüzlük iddiaları. Ama sonuç aynı.. Sandığın iradesi devre dışı bırakıldı.
Darbe döneminde de, bugün de değişmeyen şey şu. Partilerin seçilmiş organları yerine dışarıdan atanan heyetler geliyor.
1980’de bu işin adı “sıkıyönetim ve darbe hukuku” idi.
Bugün adı “mahkeme kararı ve ihtiyati tedbir.”
1980’de çıkarılan kayyum kanunu, darbe günlerinin kara lekesi olarak arşivde duruyor. Bugün CHP İstanbul İl Örgütü’ne kayyum atanması ise günümüzün demokrasi siciline not düşülüyor.
Tarih tekerrür etmiyor belki, ama uyarıyor.
Sandık, kayyumla yan yana geldiğinde, demokrasinin adı sadece kağıt üzerinde kalır.


