DEM Parti den orman yangınları tepkisi
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Şırnak’ta Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde ''Ekokırıma geçit yok, doğa talanına karşı yürüyoruz" yürüyüşü düzenlendi. Kentte son dönemlerde artan ağaç kesimlerine tepki göstermek amacıyla düzenlenen yürüyüşe DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
Yürüyüşün ardından konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, Besta bölgesinde ağaç kesimlerine karşı 2 gün sürecek nöbet eylemi yapılacağını belirterek, ''Taşımıza, toprağımıza, ağacımıza, havamıza, suyumuza sahip çıkmak için bizler bugün Akbelen'e, Cudi'ye, Sinop'a Hokaya, Dersim'e, Samanta'a, Dikmece'ye nasıl sahip çıktıysak Besta’da kesilen ağaçlarımıza sahip çıkmaya geldik. Nöbet tutmaya geldik. Ağacımıza sonuna kadar sahip çıkacağız'' diye konuştu.
"YÜREĞİMİZ YANARKEN ÇOCUKLARINA UÇAKLAR ALDILAR"Konuşmasında Türkiye’deki orman yangınlarına değinen Hatimoğulları, Türkiye'nin dört bir yanı yangın yerine döndüğünü belirterek, şöyle konuştu:
''Gerçekten yangın yerine her yer alev alev. Aylardır ormanlar yanıyor. Biri sönmeden öteki başlıyor. Türkiye'nin doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi her yeri cayır cayır yanarken iktidar bunları izledi ne yazık ki. İzledi ve söndürmek için uçak almak yerine kendi çocuklarına yatlar, katlar, uçaklar aldılar. Oysa yanan her bir ağacımız ülkemizin, toplumumuzun, bizlerin ciğeridir. Yanan her ağaç yanan her böcek, yanan bütün canlılar bizlerin, bu doğanın, bu coğrafyanın kalbidir, yüreğidir. Bizim yüreğimiz yanarken onlar zevk-i sefa içinde çocuklarına uçaklar alırken ne yazık ki bu yangınları söndürecek uçak almıyorlar. Buradan iktidara bir kez daha çağrımızı yineliyoruz. Ormanların yakılmasına, bile ve isteğe müsaade etmeyin. Ayrıca önlem alınmalı. Bu konuda elinizi taşın altına koymalısınız. Yanan her ormanın neden yandığını, özellikle dile ve isteğe yakılanların neden yakıldığını en iyi Türkistan coğrafyası deneyimlemiştir. AKP iktidarı geldiği günden bugüne kadar leblebi dağıtır gibi maden ve enerji şirketlerine ruhsat dağıtıyorlar.''
"ŞIRNAK'TA AĞAÇ KESİMİ KABUL EDİLEMEZ"Şırnak’ta ağaç kesiminin kabul edilemez olduğunu kaydeden Hatimoğulları, şunları söyledi:
''Ağaçları güvenlik amacıyla kestiler ama korucularla beraber o ağaçları ayrıca da sattılar ve para kazandılar. Kürdistan coğrafyasını adeta çoraklaştırmayı antik bir çehresine bir politika yürütülüyor ne yazık ki. Bunları kabul etmek mümkün değildir. Bizler ağacımıza sahip çıkarken tarihimize de sahip çıkıyoruz. Bizler ağacımıza sahip çıkarken ana dilimize, rüyalarımıza, hislerimize, duygularımıza da sahip çıkıyoruz. Siyanürle altın aramak, Amerikalı, Fransız şirketlere Türkiye coğrafyasını peşkeş çekmek, bu iktidarın en mahir olduğu işlerden biri oldu ne yazık ki. Bakın Akbelen'de, Kaz Dağlarında direnişler devam ediyor. Biz analarla, kadınlarla, gençlerle doğamıza siyanürle altın aranmasına karşı çıkacağız, doğamıza sahip çıkacağız. HES’lere, RES’lere, jestlere ve özellikle RES’lerin tarım arazilerinde ve yaşam alanlarında kurulmasına asla izin vermeyeceğiz. Temiz yemlenebilir enerji ajitasyonuyla restleri tarım alanlarına ve yaşam alanlarına yapıyorlar. Bunu kabul etmek mümkün değil, kabul etmeyeceğiz.''
Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta İmralı’da yaptığı çağrıyı hatırlatan Hatimoğulları, sözlerine şöyle devam etti:
''Barış ve Demokratik Toplum Süreci savaşın son bulması içindir. İsrail ve İran savaşına tanık olduk. Büyük bir tehlikeyi kıl payı atlattık. İkinci Dünya Savaşı’nda milyonlarca insanın öldüğünü hatırlatarak söylüyoruz; nükleer silah demek daha çok Hiroşima, Nagazaki demek. O topraklarda yüz yıllardır bir çiçek bile yeşermiyor. Dünyanın yok oluşunu gösteren filmler izliyoruz. Eğer doğamıza sahip çıkmazsak öyle bir dünya ile karşı karşıya kalacağız. Sayın Öcalan’ın çağrısı bunun olmaması içindir. Demokratik toplumu kurarken anadilimize sahip çıktığımız gibi suyumuza, denizimize, toprağımıza da sahip çıkacağız. Bu coğrafyada Nuh’un gemisi doğanın yok olmak ile yüz yüze kaldığı bir zamanda yaşamı yeniden başlatmıştır. 21. yüzyılda adeta bize Nuh’un tufanını yaşatıyorlar. Nasıl Hz. Nuh gemisi ile yeni bir yaşam yarattıysa bizde aynısını yapmaya ant içtik. Besta, Gabar, Cudi’de ağaçlar kesilmesin, Dicle, Nerdüş özgür aksın diye yürüyoruz. Yaşamı savunmak için her zaman alanlarda olacağız. Her yerde direnmeye devam edeceğiz. Ağacımıza, doğamıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.''


