Dervişoğlu: İmamoğlu soruşturmalar kamu vicdanın yer bulmuyor

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i ziyaret etti. Dervişoğlu ve Özel, ortak basın açıklaması yapıp soruları yanıtladı.

Özel: Trump'ı kınıyorum, Trump'ı kınamayan Erdoğan'ı da kınıyorum

Dervişoğlu, soruları yanıtlamadan önce şunları dile getirdi:

Sayın Genel Başkan'la da böyle maziye yayılmış bir dostluğumuz ve mevkidaşlık hukukumuz var. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de birlikte çalıştık. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaşanan gelişmelerle alakalı olarak olumlu olumsuz bazı konular üzerinde de sürekli görüş alışverişinde bulunuyoruz. bu kapsam içerisinde 18 Haziran günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaşanan her ikimiz açısından da iş kazası olarak nitelendirilebilecek bir olayla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bir müracaatımız oldu. O müracaat kapsamında kendisine bilgi verdim ve konuyla ilgili desteklerini talep ettim.Aynı hassasiyeti kendileri de zaten en az bizim kadar hissediyorlar ve gereğinin yapılması noktasında arkadaşlarımızın teknik çalışmalarının sonunda mümkün olacak olan katkıyı vereceklerine olan inancımı sizlerle paylaşmak isterim. hem bu konuyu konuştuk hem Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu temel sorunları konuştuk.Türkiye'nin dış politika alanındaki açmazlarını konuştuk. Türkiye'nin adalet alanında yaşadığı sıkıntıları karşılıklı olarak paylaştık ki Cumhuriyet Halk Partisi bütün olup bitenlerden diğer siyasi kurumlara oranla daha fazla etkileniyor. haksızlığın, adaletsizliğin, hukuksuzluğun hüküm sürdüğü Türkiye kimsenin arayışına ve beklentisine cevap verebilecek Türkiye değildir. ne tür bir Türkiye hayaline sahip olduğumuzu da karşılıklı olarak görüştük. bu konuyla ilgili fikir alışverişinde bulunduk. adalet duygusunun zedelenmemesi için atılması gereken adımların da müştereken atılmasına yönelik kararlılığımızın devam ettiğini birbirimize ifade ettik. Hem zat-ı alilerine hem de heyetine bizlere göstermiş olduğu misafirperverlik ve kadirşinaslık için teşekkür ediyorum. bu görüşmeler devam edecek. Türkiye hepimizin ve dolayısıyla Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu bütün olumsuzlukları birlikte aşma iradesini Türk milletinin her bireyinin yerine getirmesi düşüncesinden hareketle siyasi partilerimizin de o alandaki sorumluluklarını unutmayacağımızı kamuoyunu bilmesini kamuoyunun bilmesini istiyorum.

Dervişoğlu, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın yayımladığı masumiyet karinesi hakkındaki yazı üzerinden İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na yönelik soruşturmaları değerlendirdi. Dervişoğlu şunları ifade etti:

Soruşturmaların, kovuşturmaların ve yargılamaların hukuksuzluğu üzerinden bir kamuoyu kanaati oluştuğu için ve tartışmanın o alanda meydana gelmesi mümkün olduğu için bütün bunlar tartışılıyor. Yani hem İstanbul'da yapılan birtakım yargılamalar, Ekrem Bey ile ilgili olan birtakım yargılamalar hem de yurt satında karşı karşıya bulunduğumuz bazı hususlarla ilgili yapılan soruşturmalar ve kovuşturmalar hukuki olmadığı gerekçesiyle kamuoyu vicdanında yer bulmuyor.Eskiden iddialameler millet adına yazılırdı. Geride bıraktığımız dönemler içerisinde cemaat adına yazılan iddianamelere şahitlik ettik. Mahkemeler Türk milleti adına karar verirdi. Cemaat adına karar alan mahkemelerin varlığına geçmiş dönemde şahit olduk. Şimdi de şahıslar adına karar veren mahkemeler ve yazılan iddianameler var. O sebeple bütün bu tartışmaların odağında hukuksuzluğun yanında bu iş başında bulunan yönetime bir güvensizlik durumu da söz konusu oluyor. Onu bertaraf edebilmek adına da birtakım algı yönetimine algı yönetimine elverişli birtakım siyasi hamleler yapılıyor. O konuya oradan bakıyorum.

Dervişoğlu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un 400'ü aşkın vekille Anayasa'nın Meclis'te değişebileceğine ilişkin sözleri hakkında da şunları ifade etti:

Diğeri bir kere altını çizerek söylüyorum. Yeni bir anayasa yapmak bizim anayasa yapma mantığına, evrensel anayasa yapma mantığına ters ve aykırı bir durum. Türkiye'de ancak bir anayasa değişikliği yapılabilir. O zamana kadar geride bıraktığımız süreçlerde yaşanmış değişiklikler de zaten bu kapsamdadır. Mevcut anayasanın üçte ikisi değiştirilmiştir. Eğer bu anayasa değişikliğini Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yakalamaları muhtemel olan nitelikli çoğunluk üzerinden yapmaya kalkışırlarsa şayet o Türk milletini yok saymak anlamına gelecektir ve dolayısıyla bugün bütün bunlara teşebbüs edenlerin de milletten ne derece korktuğuna delalet edecektir.Meseleye bir de o yönüyle bakmak lazım. Bir mutabakat metni olan anayasanın milletin onayına sunulmadan yaşama geçirilmek istenmesi arzusu dahi bunların hukuka ve adalete ya da yasaların nasıl inşa edile edileceğine dair olan inanca ve güvence nereden baktıklarının delili olarak karşımızda duruyor. Milletin olmadığı bir anayasa inşa edilecekse milletin onu kabul etmesinin mümkün olmayacağını herkesin bilmesi gerekir diye düşüncelerimi ifade etmiş olayım.

TBMM Başkanı Kurtulmuş'un partilerin Grup Başkanvekillerini çağırması hakkında Dervişoğlu şöyle konuştu:

Terörsüz Türkiye ile ilgili komisyon üzerinde konuşulacağını söylediniz.Yarın öyle bir görüşme yok. Meclis Başkanı grup başkan vekillerimizi davet etmiş ve iç tüzükte arzuladıkları değişiklikleri onlarla konuşmak üzere bir toplantı tanzim etmişler.Dolayısıyla bir yanlış anlaşılma olmasın. Meclis Başkanlığının daveti terörsüz Türkiye Komisyonu ile alakalı değil. O yanlışlığı bir düzelteyim. İsterim. ikinci olarak da yarın zaten en başındaki konuyla ilgili yani 18 Haziran'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaşanan o iletişim kazası, iş kazası ile ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanıyla bir araya geleceğiz. Grup Başkan vekilimizle birlikte. O zaman görüş ve düşüncelerimizi kendisiyle paylaşırız. Dışarıda eğer bir yanlış anlama var ise dışarıda basın mensubu arkadaşlarımızla gerekli açıklamayı yapacağız. Bazı alanlarda oluyor bu. Oldu bitti gibi tanımlanıyor. Sizleri de yanlış bilgilendiriyorlar. Mesela benim bugün Adalet ve Kalkınma Partisi ziyaretim de hem sosyal medyada hem basın mensuplarının arasında manipüle edilerek servis edilmiş haberler sınıfına dahil işlerdir. O konuda da bize istediğiniz zaman ulaşabiliyorsunuz. Bir eksiklik ya da yanlış anlaşılma varsa bize ulaşmak suretiyle o yanlışlığı düzeltebilirsiniz.

Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın ABD'nin ismini anmadan İran'a saldırıya tepki göstermesine ilişkin de şunları ifade etti:

Bizim tepkimiz aradan uzunca bir zaman, demeyelim de saatler geçtikten sonra hala Sayın Cumhurbaşkanı'ndan bir kınama gelmediğinden kaynaklıydı. Yani her fırsatta kınama yapan bir Cumhurbaşkanının bu sefer yaşananlara karşı mesafeli davranması münasebetiyle biraz biz tepkimizi ifade etmek ihtiyacı hissettik.Hala yapmış olduğu açıklamada net bir kınama yok gördüğüm kadarıyla, değil mi? Sizin okuduğunuz şeyde. Yani bir vatandaş tepkisidir bu. Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenlerin bölge coğrafyasında ve ilgi alanımıza giren coğrafyalar üzerinde yaşanan bu kabil gelişmelere daha net tepkiler vermesini beklemek hem siyasetçiler olarak hem de bu ülkenin evlatları olarak hepimizin hakkıdır diye düşünüyorum.