Diplomatlara saldırı son damla oldu: AB/Batı İsrail e karşı sertleşiyor
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırım karşısında artık Avrupa Birliği’nin (AB) de sabrı taştı nihayet. İspanya, Fransa, Belçika gibi önemli üye ülkeler Birlik ile İsrail arasındaki özellikle ticari ilişkileri düzenleyen çerçevenin gözden geçirilmesi konusunda adım attılar sonunda. İsrail’in sözkonusu çerçevenin gerektirdiği insan hakları standardını karşılayıp karşılamadığını değerlendirecek AB. Değerlendirme sonunda yaptırımlaeın hayata geçirilmesi olasılığı yüksek.
Öte yandan İngiltere de İsrail’le serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereyi askıya alarak, yaptırım kararlarını açıkladı. Londra, İsrail büyükelçisini de Dışişleri Bakanlığı'na çağırdı. Bu adımların atılması için yeterince gerekçe var zaten. Bunlara bir de dün Batı Şeria’da aralarında bir Türk diplomatın da bulunduğu batılı diplomatlara İsrail tarafından ateş açılmasını da ekleyin, AB’nin sert tutum almasını anlamak kolaylaşır. Avrupa Parlamentosu’nun İrlandalı üyesi Barry Andrews “Diplomatlarımıza böyle davranıyorlarsa, Filistinlilere nasıl davrandıklarını siz düşünün” dedi olaydan sonra.
Tabii AB’de tüm üye ülkeler benzeri tutumu almış değiller. Bunlardan biri olan Almanya, insani durumdan endişe dıuyduğunu söylemekle beraber İsrail ile ortaklık anlaşmasının sürmesinden yana. Bu nedenle Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Kanada Başbakanı Mark Carney’in saldırıları durdurmaması, insani yardımı engellemesi halinde İsrail’e yaptırım uygulayacaklarını içeren mektuba Almanya Başbakanı Friedrich Merz imza atmadı.
AB’nin yaptırımı gerçekten İsrail üzerinde bir baskı yaratır mı? Avrupa Komisyonu’nun 2024 verilerine göre İsrail toplam mallarının yüzde 32’sini AB’den tedarik ettiğine göre AB İsrail’in en büyük ticaret ortağı durumunda. Bu da yaptırımı güçlü kılabilir soykırımcı devlet üzerinde.
Bu girişim önemli olsa da gecikmiş bir adım kuşku yok ki. Geçen yıl İspanya ile İrlanda, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e gönderdikleri bir mektupla Ortaklık Anlaşması’nın gözden geçirilmesini talep ettiklerinde Gazze’de İsrail’in öldürdüğü insan sayısı 28 binlerdeydi. Bugün 50 bini geçti neredeyse.
Almanya ile Avusturya’nın tarihsel bagajları nedeniyle İsrail’e açıktan tavır almamaları anlaşılabilir, ama Avusturya Başbakanı Christian Stocker bile “Filistin halkı Hamas'ın terörünün bedelini ödemek zorunda değildir, uluslararası hukuka her koşulda saygı gösterilmelidir” demek zorunda kaldığına göre İsrail destekçilerinin de sabrını taşırıyor.
AB’nin en tutucu, en sağcı üyesi Polonya'nın – AB Konseyi dönem başkanı aynı zamanda- Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakanı Adam Szlapka dün Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada “Sizi temin ederim ki tüm devletler Gazze'deki insani krizle ilgili ciddi endişelerini dile getirmiştir” diyerek İsrail’e eleştirel bakanlar arasında yerini almış oldu.
İngiltere ile Fransa ne tür yaptırımlar düşünüyor peki? Öncelikle insani hukuk ihlallerinden sorumlu kişi ya da kurumları hedef alabilirler. Fransa bir adım da daha atabilir, o da, Filistin Devleti'ni resmen tanımak olabilir. Macron’un bunu Haziran ayında Fransa’nın Suudi Arabistan ile New York’ta eş başkanlığını yaptıkları bir toplantıda duyurması olasılığı çok yüksek.
Görüldüğü üzere AB harekete geçmiş durumda ama İsrail’le ilgili kararının ne zaman çıkacağı belli değil. Kararlaştırılan her hangi bir eylem siyasi bir karar ise bu Komisyon'un, üye devletlerin onayını gerektirecek. Onay oy birliğini şart koşuyor, bu işleri zorlaştırıyor haliyle. Hatırlatalım, planlanan yaptırımların Batı Şeria'daki aşırılık yanlısı yerleşimcileri, hatta İsveç'in de önerdiği gibi bazı İsrailli bakanları da kapsayacak şekilde genişletilmesi yönündeki girişimler, Macaristan'ın şiddetli muhalefeti nedeniyle şu ana kadar başarısızlıkla sonuçlandı.
Ama AB içinde İsrail’e yönelik öfke durmadığı gibi gittikçe artıyor. Özellikle Avrupa Parlamentosu’ndaki sosyalist temsilciler “İsrail’le ortaklık anlaşmasının askıya alınmasını, İsrail'e tam bir silah ambargosu uygulanmasını, yasadışı yerleşim bölgelerine ticaretin yasaklanmasını” istiyor.
Bakalım olacak mı?
Oluncaya kadar umarım kurtarılacak bir Filistinli kalır Gazze’de.


