Diyarbakır da Dini Nikahlı Eski Eş Tarafından Öldürülen Genç Kızın Annesi: Kızımın Ölümünden Babası da Sorumlu
Sondakika sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Yenişehir'de 15 Temmuz akşamı İlayda Alkaş, bir arkadaşının doğum günü çıkışı ailesiyle evine giderken dini nikahla birlikte yaşayıp ayrıldığı C.A.'nın silahlı saldırısına uğradı. Alkaş kanlar içerisinde yığılırken, C.A. kaçtı. İlayda Alkaş hastanede hayatını kaybetti, kaçan şüpheliyi yakalama çalışmaları sürüyor.
"TEHDİT EDEREK TEKRAR EVİNE GÖNDERDİ"İlayda'nın 7 ay boyunca C.A. tarafından şiddet gördüğünü belirten annesi Hülya Alkaş, "İlayda'm katili ile 2024 yılı Ekim ayında tanıştı, kasım ayında da evlendi. Resmi nikah yapmadılar. Kızım beni arayıp, 'ben o evde şiddet görüyorum. Benim adıma bankaları patlatmak istiyorlar. Bunlar silah kaçakçısı. Anne evlerinde, tavanlarında silah doludur. Bunların kokain tezgahları var. Anne lütfen gel, beni kurtar' dedi. Ben de kızımı sivil polis arkadaşlarla gidip getirdim. 5 gün kadın sığınma evinde kaldık. 7 ay boyunca kızım o evde hapisteymiş gibi yaşadı. Kızımı hiçbir şekilde dışarıya çıkarmamıştı. Kızımı kapıya ve pencereye bile çıkarmamışlar. Kızım o evde kölelik hayatı, hizmetçilik hayatı yaşadı. Çünkü bunlar çete insanlar, mafya insanlar. Kızım bizde kaldıktan sonra babası zorlayarak ve tehdit ederek tekrar evine geri gönderdi. Kızım babasına, 'baba ne olur beni dinle, beni dinle' diyordu. Babası zaten kaynanasıyla iş birliği içindeydi ve sürekli telefonla konuşuyordu" diye konuştu.

Kızının ölümünden eşi M.A.'nın da sorumlu olduğunu iddia anne Alkaş, "Mayıs ayında gece saat 01.00 civarıydı. Kapım çalındı. Bir baktım İlayda ve babası. İlayda'nın gözü mosmor, yüzü şiş içindeydi. Ne olduğunu sorunca babası, İlayda'nın kendi kendini dövdüğünü söyledi. Ben de 'kendini nasıl döver, öyle bir şey nasıl olur' dedim. Eşim çıkınca, kızım bana kaynanasının şekerliği kafasında kırdığını, görümcesi ve eşinin öldüresiye tekme tokatla dövdüğünü söyledi. İlayda, o esnada babasının orada olduğunu ve 4'üncü kattan atlamaya çalıştığını, babasından kendisini kurtarmasını istediğini söylemiş. Fakat babası, kızıma 'kendini aşağı at' demiş. Babası onu dövdükleri zaman bile 'ben karışmıyorum, ben ilgilenmiyorum. Öldürüyorsanız öldürün' demiş. Kızımın ölümünden babası da sorumludur. Kızım bana kendisini kurtarmamı, bu şehirden gitmek istediğini söyledi. Taksiyle Batman'a gittik. Batman'dan uçakla İzmir'e gittik. İzmir'de 20 gün kaldık. 20 gün kaldıktan sonra kızım dedi ki 'Anne Antalya'ya gidelim.' Antalya'da da kaldık. Bunlar sürekli İlayda'yı arayıp, ölümle tehdit ediyorlardı" dedi.

Hülya Alkaş, "Kızımın çocuğunu da bunlar öldürdü. Kızım 2 aylık hamileydi. Darbetmeleri sonucu kızım düşük yaptı. Çünkü benim kızımı korkutmuşlardı. 'Senin ağabeyini, kız kardeşini ve anneni öldüreceğiz. Biz Antalya'dan 1 ay önce geldik ve kızım özgürlüğüne kavuşmuştu. Kızım bana olay günü, 'Gazi Köşkü'ne götür' dedi. Biz takip edildiğimizi bilmiyorduk. Bilsem hiç dışarı çıkarır mıydım? Gazi Köşkü'ne gittik. Doğum günü kutlamasıydı. Ben, kızım, M.A. ve İlayda gittik. Sonra oradan döndük. Taksi binanın önüne değil, yan tarafında durdu. Yan tarafında durduktan sonra biz binanın içine girdik. Silah sesleri binamızın içinde de yankılandı. Peş peşe değil, çok ateş etti. Ondan sonra ben de yere düştüm. Diğer kızım da merdivenden çıkıyor, ona da sıkmış. Benim İlayda'm yerdeydi, kanlar içindeydi. C.A. onu katletti. Katili C.A. Lütfen bütün Türkiye İlayda'nın sesini duyun. İlayda'nın kanı yerde kalmasın. Sayın savcım, hakimim, Sayın Cumhurbaşkanım, sizden ricam kızım burayı hak etmedi. Kızım bu ölümü hak etmedi. İlayda Alkaş ölümsüzdür. İlayda cennet kuşumdur. Kızımın hayalleri, umutları vardı. Bana, 'ben üniversiteye gideceğim. Ebe olacağım' derdi. Benim kızımdan ne istediler? Ben kızımı koruyamadım. Keşke kızımın üstüne atlasaydım. Kurşun bana değseydi, ben ölseydim. 2 tane göğsün sol tarafına, kalbine ve bacaklarına vurmuştu" diye konuştu.

İlayda'nın kız kardeşi M.A. ise şöyle konuştu: " Adli Tıp Kurumu'na giderken babamın ailesi beni darbetti. Acımız yeniydi. Ben ablamın cenazesini bile göremedim. Babamın ailesi hakkında da soruşturma açılsın. Babama soruşturma açılsın. Sesimizi duyun, o caniye müebbet verilsin. Şu an benim ve annemin can güvenliği yok. Adam, ablamı öldürmeden sürekli, 'anneni ve kız kardeşlerini öldürürüz' diye tehdit ediyordu. Şu an katil etrafta geziyor. Biz evimize gidemiyoruz. Bizi evimizden ettiler. Zaten bir daha Diyarbakır'a gidemeyeceğiz."


