Diyarbakır’da kara çarşaflı kuyumcu soygunu: Zanlılar yakalandı, altınlar ortada yok
T24 sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Geçtiğimizi günlerde Antalya’dan Diyarbakır’a gelen ve bir kuyumcuyu soyan çarşaflı kadınlar yakalandı fakat 2,5 kilo altına ulaşılamadı. 15 milyon zararı olan kuyumcu, altınların bulunmasının istediğini söyledi.
Diyarbakır merkez Sur ilçesi Gazi Caddesi üzerinde bulunan bir kuyumcuya giren 3 kadın, 2,5 kilonun üzerinde altını çaldı. Olay yerinden uzaklaşan şüphelilere, polis ekipleri iki gruptan biri Silvan’da diğeri de Şanlıurfa’nın Hilvan ilçesinde yakaladı. Aralarında bir çocuğun da bulunduğu 8 kişi gözaltına alındı. Çocuk serbest bırakılırken diğer şüpheliler tutuklanarak cezaevine gönderildi. Soruşturma kapsamında kuyumcuya ait 3 parça altın ele geçirilirken, geriye kalan altınlara ulaşılamadı.
‘Beni oyaladı’Olayın üzerinden 5 gün geçmesine rağmen 2.5 kilo altın bulunamadı. Kuyumcu Mustafa Muzaş'ın yaşadıklarını Amida Haber’e anlattı. Muzaş, “25 yıldır bu işi yapıyorum. Sabah saat 9’a doğru üç çarşaflı kadın geldi. Bir küpeyi tartmamı istediler. Dışarı çıkan kadın vitrindeki altınları göstererek beni oyaladı. Kasam açıktı ve farkında değildim. Diğerleri de kutuyu almış. Şüphelenip onları kovdum ama çok geçti. 10 dakika sonra kasayı açtığımda altınların çalındığını fark ettim” dedi.
Muzaş, şüphelilerin kısa sürede yakalandığını ancak altınların ortada olmadığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Altınların çalındığını fark eder etmez karakola gittim. Polis geldi. Kameralarda her şey kayıtlı. Taksiye binmişler, taksici onları vilayette bırakıyor. Ekipler hırsızları 1-2 saat içinde yakaladı. 7-8 kişi gözaltına alındı, aralarında 18 yaşından küçük bir çocuk da vardı. Çocuk serbest bırakıldı, diğerleri tutuklandı.
Ama malım bulunmadı. Karakolda bana sadece 3 parça altın teslim edildi. 2 buçuk -3 kilo altınım gitti, yaklaşık 15 trilyon lira zararım var. Her akşam akşam 20-25 dakika ben bu altınları toplayıp, kutuya koyup, kayıt altına alıyorum. Dolu olan kutuyu aldılar. Çok mağdur oldum. Hiçbir şey kalmadı, vitrin boşaldı. Hepsi halkın emaneti, benim malım. 25 yıllık emeğim yok oldu. Onlar içeride 50 yıl yatsa da içim rahat etmez. Benim tek isteğim malımın bulunması.”


