SonTurkHaber.com
close
up
Menu

Cemil Tugay ve Yıldız Ünsal çöp krizi nedeniyle karşı karşıya geldi: İzmir Büyükşehir ve Karşıyaka Belediyesi ekipleri çöpler yüzünden birbirine girdi VİDEO İZLE

96 yaşında ve 4 yıl öncesine kadar göz ameliyatı yapıyordu! Ünlü doktor sağlıklı ve uzun ömrünün 3 sırrını anlattı

‘Akne tedavisinde koruyucu hekimlik önem taşıyor’

Kredi çekmeyi düşünenler dikkat! Faizler son aylarda ilk kez bu seviyeye indi Sözcü Gazetesi

6 isim ihraç edildi! Gürsel Tekin den hodri meydan: Savaşmak istiyorlarsa...

Sistemin üç firarisinden biri: Parayı o yönetiyordu Gündem Haberleri

Gaziantep FK ile Samsunspor un gol düellosunda kazanan çıkmadı

SON DAKİKA... Meteoroloji İstanbul dahil 11 il için sarı kodlu alarm verdi! O güne ve saate dikkat: Şemsiyesiz montsuz çıkmayın!

TBMM’de yeni yasama yılı başlıyor: Entegrasyon” başta olmak üzere infaz, yargı paketi ve trafikle ilgili düzenlemeler gündemde

HGS ÜCRETİ NE KADAR 2025: Hızlı Geçiş Sistemi (HGS) nereden satın alınır? HGS bakiye yüklemesi nasıl yapılır? HGS ihlal cezası ne kadar? Son Dakika Haberleri

Akdeniz’e açılan Küresel Sumud Filosu Türk SİHA’ları tarafından yakından izleniyor VİDEO İZLE

Atletico Madrid Real Madrid maçı hangi kanalda, ne zaman?

Bakan Güler: Türk Donanması, dünyanın en güçlü deniz unsuru haline gelme başarısı göstermiştir

32. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivalinde ödüller sahiplerini buldu

FATİH KARAGÜMRÜK TRABZONSPOR CANLI Trabzonspor, Karagümrük e konuk oluyor! Fatih Tekke nin 11 i belli oldu...

Vicdansız doktor gözaltına alındı

Tır şoförüne saldıran kişi tutuklandı

Netanyahu duyurdu: İbrahim Anlaşmaları na yeni ülkeler katılacak!

Milyar dolarlık skandal ile gündeme gelmişti! Irak petrolü Türkiye ye akmaya başladı

Alev alan kamyonet, girdiği akaryakıt istasyonunda söndürüldü Elazığ Haberleri

Döviz ve faiz vurgununa son milli ekonomiye yön Ekonomi Haberleri

Döviz ve faiz vurgununa son milli ekonomiye yön Ekonomi Haberleri

SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.

Türkiye’de döviz ve faiz vurgunu, büyük bireysel hesapların denetimsiz TL kredilerini dövize çevirerek spekülatif kazanç elde etmesinden kaynaklanıyor. Bu durum, piyasada yapay döviz talebi oluşturarak kurun dramatik şekilde yükselmesine ve faizlerin yüksek tutulmasına yol açıyor. Bireysel döviz kazançlarına uygulanacak yüzde 25 vergi ve etkin denetim, bu “yükseldikçe kazandıran” mekanizmayı kırarak vurgun iştahını azaltabilir. Vergi ve denetim sayesinde TL likiditesi üretim ve yatırım alanlarına yönlendirilerek ekonomide istikrar sağlanabilir. Sonuç olarak, döviz ve faiz üzerinden yapılan spekülatif kazançlar önlenecek, kur istikrarı sağlanacak ve sürdürülebilir büyüme ile düşük enflasyon ortamı desteklenecektir.

Türkiye ekonomisi, uzun süredir döviz kurundaki dalgalanmanın tetiklediği enflasyon ve buna karşı uygulanan yüksek faiz politikalarının oluşturduğu, dünyada eşi benzeri görülmeyen bir kısır döngüyle mücadele etmektedir. Son iki yılda eşi benzeri görülmemiş bir şekilde yüzde 100’ün üzerinde artan kur, ithalat maliyetlerini yükseltip enflasyonu beslerken; yüksek faiz ise hem üretim maliyetlerini artırmakta hem de krediye erişimi zorlaştırarak borçlanma maliyetlerini katlamaktadır. Bu iki yönlü baskı, üretim ve tüketimi daraltarak ekonomik kırılganlıkları derinleştirmekte, konkordato ilanlarını artırmakta, firmaları iflasa sürüklemekte ve sanayicileri işçi çıkarmaya zorlamaktadır.

Manipülasyon oyunları sermaye gruplarının kontrolünde

Son yıllarda Türkiye ekonomisi, döviz kuru şokları, yüksek faiz baskısı ve borsa manipülasyonlarıyla sarsılmaktadır. Bu gelişmeler yalnızca küresel etkilerin değil, aynı zamanda güçlü yerli sermaye gruplarının yönlendirdiği sistematik spekülasyonların sonucudur. Sayıca az ama etkisi büyük olan bu gruplar, bankalardaki mevduatların yüzde 60’ını, kişisel döviz hesaplarında 125 milyar doları ve sahip oldukları şirket ve kurumlar aracılığıyla yaklaşık 80 milyar dolarlık ek döviz varlığını kontrol etmektedir. Toplamda 200 milyar doları aşan bu güç, kur, faiz ve borsa üzerinde kolaylıkla manipülasyon yapmalarına olanak tanımaktadır. Özellikle düşük kredi faizi dönemlerinde, denetimden yoksun biçimde TL bazlı kredi kullanılarak döviz satın alınması, piyasada adeta “taşıma suyla kur yükseltme” mekanizmasını çalıştırmıştır. Bankalardan ucuza sağlanan TL kaynaklarının spekülatif biçimde dövize çevrilmesi, yalnızca döviz talebini yapay olarak şişirmekle kalmamış; aynı zamanda kuru dramatik bir şekilde yukarı sıçratmış, finansal sistemde kalıcı bir oynaklık inşa etmiştir. Bu durum, vatandaşın da satın alma gücünü azaltarak belirsizlik ve tedirginlik oluşturmuş, geniş kitleleri mağdur etmiştir. Bu tablo, aslında TL’nin üretim ve yatırım için değil, dövize saldırı aracı olarak kullanıldığını göstermektedir. Denetimsiz kredi-döviz arbitrajı sayesinde, belirli sermaye grupları hiçbir üretim faaliyetine katkı sunmadan “kur şoklarından servet transferi” yapabilmiştir. Eğer mevcut durumda yürürlükte olan kanun uygulanmış olsaydı, spekülasyon amaçlı vurgun peşinde olan bireysel hesaplar bu tür cüretkâr işlemlerden vazgeçecek, kur üzerinden spekülatif kazanç sağlama iştahları kesilip duracak ve TL likiditesi ekonomiye değer katan alanlara yönlendirilecekti.

Spekülatif atakların nedeni yetersiz denetim ve uygulanmayan vergi düzenlemeleri

Bu bireyler, dövizdeki ani yükselişlerden döviz kazancı elde etmekle kalmayıp, faizlerin arttığı dönemlerde TL cinsinden yüksek kazançlar da sağlamaktadır. Büyük portföyleri sayesinde borsa fiyatlarını yönlendirmekte ve zaman zaman piyasada güven sarsıcı spekülatif ataklara girişmektedirler. Bu etkinin kaynağı sadece sermaye büyüklüğü değil, aynı zamanda yetersiz denetim ve uygulanmayan vergi düzenlemeleridir. Şirketlerin döviz kazançları vergilendirilirken, kanunda olduğu halde bireysel kazançlardan vergi alınmamakta, bu durum dövize yönelimi artırarak piyasa dengesizliklerini derinleştirmektedir. Bu tablo karşısında bireysel döviz kazançlarından vergi alınması, TL’ye olan güveni yeniden tesis etmeyi, dövize dayalı spekülatif kazanç döngüsünü kırmayı ve kuru istikrara kavuşturarak dünyada olduğu gibi uzun vadede %5 enflasyon, %5 faiz ve sürdürülebilir büyümeyi hedeflemektedir.

Mali adalet için gereken vergi oranı hayatı geçirilmeli

Yüzbinlerce işçi çalıştıran, döviz kazandıran ve üretim yapan sanayiciler ile ihracatçılar gelirleri üzerinden yüzde 25’e kadar vergi öderken, hiçbir üretim katkısı olmadan döviz alım-satımıyla kazanç sağlayan bireylerin vergi ödememesi ya da buna göz yumulması hem kamu vicdanını hem ekonomik dengeyi zedelemektedir. Bu nedenle bireysel döviz kazançlarına yönelik, kanunen yüzde 15 ile yüzde 40 arasında uygulanması gereken vergi oranının fiilen hayata geçirilmesi önerilmektedir. Bu adım, mali adaleti sağlayacak, spekülatif davranışları caydırarak piyasaları daha öngörülebilir hale getirecektir. Sistem devreye girdiğinde kur istikrarı sağlanacak, bireyler yeniden TL’ye yönelecek, ithalat maliyetleri ve enerji fiyatları düşecek, faizler gerileyerek yatırım ortamı güçlenecektir. Böylece kısa vadeli kazanç hırsı yerine, üretim ve katma değere dayalı uzun vadeli yatırımlar öne çıkacaktır.

"Dövize dayalı vurgun iştahı kırılacak"

Son beş yılda Türkiye ekonomisindeki kırılganlıkların temelinde, döviz kurundaki ani artışların tetiklediği enflasyon, faiz baskısı ve istikrarsızlık yer almaktadır. Bu süreçte bireysel döviz kazançlarından vergi alınsaydı, spekülatif döviz kazançları önlenerek kur ve faiz baskısı önemli ölçüde hafifletilebilirdi. Sistem, döviz kuru üzerinden elde edilen kazançlara %25 vergi uygulanmasını öngörmektedir. Örneğin, 2020’de 100.000 dolara sahip bir yatırımcının, 2025’te kurun 40 TL olması durumunda elde ettiği 3.900.000 TL döviz kazancının yaklaşık 975.000 TL’si katkı payı olarak alınmakta; geriye kalan net kazanç düşmektedir. Bu da 2025 yılı Eylül kuru ile yaklaşık 75.625 dolara denk geliyor. Böylece kur artık “yükseldikçe kazandıran” değil, yükseldikçe zarar ettiren bir unsur haline gelecek; dövize dayalı vurgun iştahı kırılacaktır.

Vergi uygulamasıyla bireylerin dövize yönelme motivasyonu azalacak

Bireysel döviz kazançlarına uygulanacak %25 vergi, yalnızca spekülatif kazançları caydırmakla kalmaz; aynı zamanda Anayasa’nın 73. maddesinde yer alan “Herkes, mali gücüne göre vergi öder” ilkesine uygun olarak mali adaleti pekiştirir. Üretim yapan sanayiciler ve ihracatçılar yüksek vergi yükü taşırken, yalnızca döviz tutarak kazanç sağlayan bireylerin vergi dışı kalması hem kamu vicdanını hem ekonomik dengeyi zedelemektedir. Bu sistem, adalet duygusunu güçlendirerek tüm kesimlerin ekonomik sorumluluğu paylaşmasını sağlar. Vergi uygulamasıyla bireylerin dövize yönelme motivasyonu azalacak, kur üzerindeki spekülatif baskı kalkacak, TL’nin değerini korumak için uygulanan yüksek faiz politikasına ihtiyaç ortadan kalkacaktır.

'Döviz artacak korkusu'nu ortadan kaldıracak sistem

Tüzel kişilerde olduğu gibi bireylerin de döviz kazançlarına yüzde 25 vergi uygulanması, doların cazibesini azaltacak ve “dolar daha da artacak” beklentisini ortadan kaldıracaktır. Böylece dolar istikrarlı kaldığı için kimsenin vergi vermesi söz konusu olmayacak, kur dengeye oturacaktır. Bu eğilim, yatırımcıları dövizden TL’ye veya alternatif yatırım araçlarına yönlendirecek; şirket ve kurumların da portföy tercihlerinde TL’yi öne çıkaracaktır. Bu sistem, Merkez Bankası’nın faiz indirimi önündeki engel olan “döviz artacak korkusu”nu ortadan kaldıracak; faizler düştükçe kredi maliyetleri gerileyecek ve finansmana erişim kolaylaşacaktır. Sonuç olarak üretim artacak, fiyatlar düşecek, yatırımlar ve istihdam canlanacak, ihracat güçlenecek ve ekonomik büyüme hız kazanacaktır.

Merkez Bankası’nı faizi daha da yukarı çekmeye zorlayan şok etkisi

Döviz kazancı üzerinden alınacak verginin temel hedefi, vatandaşın enflasyona karşı korunma çabasını cezalandırmak değil, tam tersine ekonomiyi bir satranç tahtası gibi kullanarak yüksek kur–yüksek faiz ikilisini silaha dönüştüren büyük bireysel sermaye hesaplarını kontrol altına almaktır. Bakanlığın işaret ettiği binde 2 kambiyo vergisi, teknik olarak bir işlem harcı olup döviz kazançlarının vergilendirilmesiyle uzaktan yakından ilişkili değildir; bu iki mekanizmayı aynı kefeye koymak, ekonomi politiğin özünü bilerek ya da bilmeyerek saptırmaktır. Çünkü gerçekte yaşanan şudur: Kur 20 liradan 40 liraya çıkarak yüzde 100’ün üzerinde dramatik bir artış gösterdiğinde, aynı anda yüzde 100’ün üzerinde ithalat maliyetleri katlanıyor, enerji ve ara malı fiyatları artarak şok etkisi oluşturuyor. Bu şok, enflasyonu yukarı taşıyarak belirli çevrelerin baskısıyla Merkez Bankası’nı faizi daha da yukarı çekmeye zorluyor. Türkiye gibi ithalat bağımlılığı yüksek bir ekonomide, kurdaki her sıçrama cari açığı büyütmekte, sanayi üretiminin maliyetlerini ağırlaştırmakta ve bütçe dengelerini bozarak ekonomik kırılganlığı daha da derinleştirmektedir. Yani kazanan birkaç spekülatif hesap olurken, kaybeden 85 milyon vatandaştır. Bu düzenleme ile amaç, küçük tasarruf sahibini mağdur etmek değil; aksine kurun istikrarlı seyri sayesinde vatandaşın dövizde “siper arama” ihtiyacını ortadan kaldırmak, yenilikçi TL bazlı finansal ürünlere yönelmesini kolaylaştırmaktır. Başka bir ifadeyle önerilen vergi, kur vurgununu besleyen “büyük hesaplara” karşı bir mali fren, Türkiye ekonomisini enflasyonun ana kaynağı olan yüksek kur–yüksek faiz kısır döngüsünden ve aşırı yükselen ithalat giderlerinin makro dengeleri çökertici baskısından kurtaracak stratejik bir müdahale aracıdır. Bu tablo karşısında hâlâ “binde 2 ile yetiniyoruz” demek, Bakanlığın dile getirdiği “bilgi noksanlığı” suçlamasını boşa düşüren, sadece gerçeklerden kopuk bir bürokratik savunma değil, ekonomi yangınına çay kaşığıyla su taşıma gayretinden öteye gitmeyen trajikomik bir yaklaşımdır.

"Türkiye’nin mevcut denetim gücü karşısında hiçbir geçerliliğe sahip değil"

Bilinmelidir ki, büyük sermaye gruplarının vergi uygulandığında sermayeyi yastık altına ya da yurt dışına kaçıracağı yönündeki söylemleri temelsizdir. Vatandaşın bu tehditler karşısında tedirgin olmasına gerek yoktur; çünkü Türkiye’nin altyapısı, kurumsal kapasitesi ve teknolojik yetkinliği bu süreci kontrol altına alabilecek güçtedir. Uluslararası para transferleri, döviz alım-satım ve çekim işlemleri elektronik mekanizmalar üzerinden zaten izlenmektedir. Kanuni düzenlemeler ve yapay zekânın sunduğu denetim imkânları sayesinde süreç etkin biçimde yönetilir. Dolayısıyla rasyonel bir temelden yoksun bu söylemler, toplumun gözünü korkutmaya çalışsa da Türkiye’nin mevcut denetim gücü karşısında hiçbir geçerliliğe sahip değildir.

"Kur artışı olmadığı sürece vergiye tabi bir kazanç da doğmayacak"

Bu sistem, dövizden kazanç sağlayan bireylerin sadece yükselen kurdan kar etmesini değil, TL bazlı tahviller, mevduatlar, reel sektör yatırımları ve kamu destekli fonlar gibi ekonomiye katkı sunan araçlara yönelmelerini teşvik eder. Böylece dövizin artmayacağı bir ortamda vatandaşın aleyhine herhangi bir durum söz konusu olmayacak; çünkü kur artışı olmadığı sürece vergiye tabi bir kazanç da doğmayacaktır. Bireysel döviz kazançlarından vergi alınması, sadece ekonomik bir önlem değil, aynı zamanda döviz üzerinden yürütülen spekülatif saldırılara karşı milli bir savunma hattıdır. Bu sistem, finansal manipülasyonları etkisiz hâle getirerek, Türk milletinin emeğini ve geleceğini korumayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede Bakanlığın, denetimsiz bireysel kazançları izleyerek vergisiz bırakılan döviz kazançlarını mevzuata uygun biçimde vergilendirmesi beklenmektedir.

Önemli haberleri ve güncellemeleri kaçırmamak için SonTurkHaber.com'ı takip edin.
seeGörüntülenme:104
embedKaynak:https://www.yenisafak.com
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 28 Eylül 2025 21:55 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Cemil Tugay ve Yıldız Ünsal çöp krizi nedeniyle karşı karşıya geldi: İzmir Büyükşehir ve Karşıyaka Belediyesi ekipleri çöpler yüzünden birbirine girdi VİDEO İZLE

27 Eylül 2025 10:39see401

96 yaşında ve 4 yıl öncesine kadar göz ameliyatı yapıyordu! Ünlü doktor sağlıklı ve uzun ömrünün 3 sırrını anlattı

27 Eylül 2025 07:14see148

‘Akne tedavisinde koruyucu hekimlik önem taşıyor’

27 Eylül 2025 09:19see144

Kredi çekmeyi düşünenler dikkat! Faizler son aylarda ilk kez bu seviyeye indi Sözcü Gazetesi

27 Eylül 2025 10:09see144

6 isim ihraç edildi! Gürsel Tekin den hodri meydan: Savaşmak istiyorlarsa...

27 Eylül 2025 08:31see141

Sistemin üç firarisinden biri: Parayı o yönetiyordu Gündem Haberleri

28 Eylül 2025 05:18see140

Gaziantep FK ile Samsunspor un gol düellosunda kazanan çıkmadı

27 Eylül 2025 20:29see116

SON DAKİKA... Meteoroloji İstanbul dahil 11 il için sarı kodlu alarm verdi! O güne ve saate dikkat: Şemsiyesiz montsuz çıkmayın!

27 Eylül 2025 09:22see114

TBMM’de yeni yasama yılı başlıyor: Entegrasyon” başta olmak üzere infaz, yargı paketi ve trafikle ilgili düzenlemeler gündemde

28 Eylül 2025 15:04see112

HGS ÜCRETİ NE KADAR 2025: Hızlı Geçiş Sistemi (HGS) nereden satın alınır? HGS bakiye yüklemesi nasıl yapılır? HGS ihlal cezası ne kadar? Son Dakika Haberleri

27 Eylül 2025 15:09see112

Akdeniz’e açılan Küresel Sumud Filosu Türk SİHA’ları tarafından yakından izleniyor VİDEO İZLE

27 Eylül 2025 17:15see112

Atletico Madrid Real Madrid maçı hangi kanalda, ne zaman?

27 Eylül 2025 15:52see111

Bakan Güler: Türk Donanması, dünyanın en güçlü deniz unsuru haline gelme başarısı göstermiştir

27 Eylül 2025 21:15see111

32. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivalinde ödüller sahiplerini buldu

27 Eylül 2025 23:17see111

FATİH KARAGÜMRÜK TRABZONSPOR CANLI Trabzonspor, Karagümrük e konuk oluyor! Fatih Tekke nin 11 i belli oldu...

27 Eylül 2025 19:05see111

Vicdansız doktor gözaltına alındı

27 Eylül 2025 00:03see111

Tır şoförüne saldıran kişi tutuklandı

27 Eylül 2025 00:50see110

Netanyahu duyurdu: İbrahim Anlaşmaları na yeni ülkeler katılacak!

28 Eylül 2025 21:19see109

Milyar dolarlık skandal ile gündeme gelmişti! Irak petrolü Türkiye ye akmaya başladı

27 Eylül 2025 09:54see109

Alev alan kamyonet, girdiği akaryakıt istasyonunda söndürüldü Elazığ Haberleri

28 Eylül 2025 02:27see109
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları