Dünya durdu! Türkiye büyümede gaza bastı
SonTurkHaber.com, Haber7 kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.

GİRİŞ 11.06.2025 17:44 GÜNCELLEME 11.06.2025 17:45
İlk Yorum Yapan Sen Ol
Facebook'ta Paylaş X'te Paylaş
Dünya Bankası, 2024 yılına ilişkin Türkiye büyüme tahminini yukarı yönlü revize etti. Ocak ayında %2,6 olarak açıklanan büyüme öngörüsü, son güncellemede %3,1’e yükseldi. Küresel ekonomide risklerin arttığı, büyüme beklentilerinin düştüğü bir dönemde Türkiye'nin pozitif ayrışması dikkat çekti. Peki bu revizyonun arkasındaki temel nedenler neler? Türkiye ekonomisini büyümeye iten dinamikler hangi alanlarda yoğunlaşıyor? ALB Yatırım Başekonomisti Doç.Dr. Filiz Eryılmaz Haber7 muhabiri Yavuz Selvi'ye değerlendirdi.
Doç.Dr. Filiz Eryılmaz şunları söyledi:
DÜNYA BANKASI'NIN TÜRKİYE BÜYÜME REVİZYONU
Dünya Bankası en son Ocak’ta revizyon yapmış. Ocak’ta yaptığı revizyon %2,6’ymış. Şimdi yaptığı revizyonda bu yıl Türkiye’nin %3,1 büyüyeceğini söylüyor. Genel olarak dediğiniz gibi, yani dünyadaki diğer ülkelerin %70’ini aşağı yönlü revize ederken, %30’unda yukarı yönlü revizyon var. Bunlardan biri de Türkiye. Peki neden yukarı yönlü 0,5 puanlık bir yükseliş var? Burada ağırlıklı olarak baktığımız zaman, özellikle petrol fiyatlarındaki dünyadaki düşüşün Türkiye’ye olumlu yarayacağını söylüyor. Çünkü petrol fiyatları niye düşüyor? En temel sebebi şu: Trump’ın tarifeleriyle dünya ekonomileri daha yavaş büyüyecek. Dolayısıyla daha yavaş büyüyeceği için petrol talebi az olacak. Fiyatlamasıyla, yani görece resesyon fiyatlamasıyla petrol fiyatlarının düştüğünü görüyoruz. Bir miktar jeopolitik risklerin azalması da etkili. Şimdi petrol fiyatları Türkiye ekonomisi için çok çok önemli. Özellikle Türkiye’nin ithalatı için, ithalat maliyetleri için önemli.

NET İHRACAT VE ÜRETİM MALİYETLERİNE ETKİ
Dolayısıyla ithalat söz konusu olduğunda bu dış talebin, yani ithalat azalacağı için petrol fiyatları düştükçe ve üretim maliyeti azalacağı için bu hem ithalatın azalmasıyla net ihracatın büyümeye pozitif katkı sağlayacağı sürece evrilecek, hem de üretim maliyetleri düşeceği için daha fazla üretim de yapılacak. Çünkü maliyetlerin düşmesi üretimi tetikliyor. Dolayısıyla bu da yine ekonomide üretimi artıracak önemli bir unsur. Bir de şu var tabii, sadece dış ticaret açığı tarafında değil, petrol fiyatları bizim enflasyonumuzda da çok etkili. Dolayısıyla petrol fiyatları düştükçe enflasyonun da daha hızlı düşeceği için daha hızlı faiz de indiriliyor. Dolayısıyla faizin indirilmesi de ekonomik büyümeyi artırıyor. Küresel petrol fiyatlarının düşmesi çeşitli aktarım mekanizmalarıyla, dolaylı ve doğrudan yollarla ekonomik büyümeyi ve üretimi artırıcı bir etki yaratıyor. Onun için ana unsur bu.
İÇ TÜKETİMİN GÜCÜ
Bir diğer unsur şu: Gördüğüm kadarıyla iç tüketim Türkiye’de çok güçlü. Şimdi Trump tarifeleri olduğu için büyümesi ağırlıklı olarak dış talebe bağlı olan ne demek dış talep? Daha çok ihracat yaparak büyüyen, ihracata dayalı ekonomilerde büyüme daha baskılı oluyor. Çünkü ihracat yapamıyorsunuz. Dünyada ihracatın dengesi bozuluyor. Dolayısıyla ağırlıklı ihracat ekonomilerinde büyüme daha çok olumsuz etkileniyor. Ama ağırlıklı ihracat değil de iç talep, yani iç tüketimle büyüyen ekonomilerde Trump tarifelerinin etkileri biraz daha sınırlı kalıyor.

FAİZLERDE BEKLENTİLER VE TÜKETİMİN ETKİSİ
Şimdi Türkiye’de ağırlıklı olarak iç talebe bağlı, iç tüketime bağlı büyüyen bir ekonomi olduğu için iç talebi de güçlü devam edecek. Orada şöyle bir varsayım var: Yani yılın ikinci yarısı itibariyle faizler deneceği için iç talepte bir toparlanma da bekleniyor. Onun getirdiği etkiyle birlikte iç talep de güçlü olacağı için bu da yine büyümeyi destekleyecek ana unsurlardan biri. Yani diğer ülkelere göre görece iç tüketimimizin güçlü olması da yine yukarı yönlü revizyonların başında geliyor.
Tabii ihracata da değinmişler. Yani bizim ana ihracat pazarımız Avrupa. Avrupa’nın Trump tarifeleriyle daha yavaş büyüyecek olması elbette ki olumsuzluk oluşturur. Ama dediğim gibi iç talep güçlü olduğu için ve faizler indirileceği için bu bizim güçlü yanlarımızdan biri. Bu nedenle yukarı yönlü revizyon var.

BÜYÜMENİN SARKAN ETKİSİ
Bir de şu var: 2024’ün son çeyreğinin beklentilerden daha güçlü büyümüş olmasını da biz bunu “büyümenin sarkan etkisi” diyoruz bunu da yine karşımıza getiriyorlar. Eğer bir dönemde büyüme beklenenden daha güçlü geliyorsa bu, diğer dönemlerde de daha güçlü büyüme elde edileceği anlamına gelir.
Bir de şu var: TL reel olarak değerli. Tabii bunun dezavantajları var ihracat üzerinde ama TL’nin reel olarak değerlenmesi, yani görece doların daha ucuz olması aslında ithalat maliyetlerini düşüren önemli bir unsur. Bunun da yine büyümeye katkı sağlayacağını bu yön itibarıyla söylüyorlar.
KAYNAK: HABER7
Yavuz Selvi Haber7.com - Muhabir editör

Editör Hakkında İstanbul Medipol Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden 2022 yılında mezun oldu. Daha sonra aynı bölüm ve üniversitede yüksek lisansa başladı. 6 ay Haberler.com'da gündem editörü olarak çalıştı. Mart 2023'ten itibaren ise Haber7.com'da muhabir olarak çalışmasına devam etmektedir.
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
GÖNDER


