Dünya genelinde her hafta 1 dil yok oluyor! Peki bir dil neden ölür?
SonTurkHaber.com, Haberturk kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Küçük bir köy topluluğunda 90 kişi tarafından konuşulan bir dil, 30 yıl içinde yarı yarıya nasıl azalır? Dil, kimlik ve prestij arasında sıkışan bu süreç bize, dillerin biyolojik sistemlerden farklı olarak sosyal dinamiklerle nasıl yok olduğunu gösteriyor. İşte detaylar!
DİLİN SÖNÜŞÜ VE KÜRESEL ARDIŞIKLIK
Dünya genelinde yaklaşık 6.900 dil konuşuluyor, ancak uzmanlara göre bunların yarısından fazlası 21. yüzyılın sonuna dek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Küçük topluluklar savaş, katliam ve doğal felaketler gibi ani olaylarla dillerini kaybedebilirken, daha yaygın bir neden, kuşaklar arası dil aktarımının yavaş yavaş kesilmesi. Bireyler sosyal ve ekonomik avantaj elde etmek için prestijli dilleri tercih etmeye başlıyor.
TARİHİN KATLİAMI DİLLERİ ŞEKİLLENDİRİR
El Salvador’da 1932’deki kıyım, Lenca ve Cacaopera gibi yerli dillerin konuşurları arasında kimliklerini gizleme amacıyla terk edilmelerine yol açtı. Bu örnek, dilin yalnızca bir iletişim aracı değil; aynı zamanda aidiyet, politik kimlik ve hayatta kalma stratejisi olduğunu gösteriyor.
ARAPÇA’NIN YÜKSELİŞİ KARŞISINDA KİPTİ DİLİ
Mısır’da Arapça, 7. yüzyılda Kıpti dilinin kullanımını büyük ölçüde azalttı. İnsanlar hem ayrımcılıktan kaçmak hem de sosyal avantaj kazanmak için Arapça konuşmaya yöneldi. Kıpti, akademi ve dini ritüellerde kaldı; ama günlük dil olarak terk edildi, böylelikle ‘prestijli’ dil politikaları küçük dillerin yok oluşunu hızlandırdı.
TAYAP: PAPUA YENİ GİNE’DEKİ GÖLGE DİL
Papua Yeni Gine’de yalnızca birkaç yüz kişinin konuştuğu Tayap dili, yaklaşık 30 yılda konuşur sayısını 90’dan 45’e düşürdü. Kökeni antik bir adaya uzanan dilin yok oluşunun nedeni, haberleşme açısından daha güçlü olan Tok Pisin’in prestiji ve yeni nesile çekim gücü. Böylelikle Tayap, her geçen gün kökünden kopuyor.
DİL ÖLÜMÜNÜN SOSYAL MEKANİZMASI
Diller, biyolojik türler gibi doğal nedenlerle değil, sosyal sistemlerin baskısı altında ölür. Dil öldüğü zaman, konuşan bireyler ona olan bağlılıklarını yitirmiştir; ebeveynler, çocuklara öğretmemeyi tercih eder hale gelir. Bu süreç çoğu zaman bilinçli bir tercih değil, ekonomik, kültürel ve politik baskıların sonucu olarak ilerler.
CANLANDIRMA MÜCADELELERİ
Dil yaşamaya geri dönebilir. İbranice’nin yeniden dirilişi tarihsel bir başarıdır. Diller, kayıt altına alınabilir, kamusal hayata taşınabilir ve okullarda öğretilerek canlanabilir. Ancak bunun için devlet politikaları, sivil inisiyatifler ve yerel toplulukların ortak çalışması şart.
Kaynak: Brittanica, Lithub


