Emeklilerin hayali bir kez daha suya düşecek: SGK uzmanında çarpıcı 2026 uyarısı Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Emeklilik, yıllarca çalışan ve prim ödeyen vatandaşların iş yaşamını noktaladıktan sonra sosyal güvenlik sistemi üzerinden aylık ve sağlık haklarından yararlanması anlamına geliyor.
Türkiye’de ise emeklilik, Avrupa’daki örneklerinden farklı olarak, çoğu kişi için “çalışmadan yaşayabilme” değil, kısıtlı imkânlarla ayakta kalma mücadelesi anlamına geliyor. Dünya Gazetesi yazarı Özgür Erdusun, köşe yazısında Türkiye’de emeklilik sisteminin sorunlarını rakamlarla ortaya koydu.
Erdusun’un değerlendirmesine göre Türkiye’de emeklilerin gelir düzeyi uzun yıllardır düşük seviyelerde seyrediyor. Ocak 2025 itibarıyla açlık sınırının 26.413 TL, yoksulluk sınırının ise 86.036 TL olduğu görülüyor. Bekâr bir çalışanın yaşam maliyeti ise 33.982 TL’ye ulaştı.
Buna karşın, en düşük emekli aylığı 16.881 TL seviyesinde kalıyor. Dul ve yetim aylıkları ise çok daha düşük. En düşük yetim aylığı 2.521 TL’den başlarken dul aylığı 6.725 TL’ye kadar düşebiliyor. Bu rakamlar açlık sınırının bile oldukça altında.
Avrupa’da ise tablo farklı. Almanya’da ortalama emekli aylığı 1.300-1.500 Euro seviyesinde. Fransa, Hollanda ve Belçika gibi ülkelerde sosyal devlet mekanizmaları sayesinde düşük gelirli emeklilere ek yardımlar yapılıyor. Türkiye’de ise en düşük emekli maaşı, Avrupa’daki ortalama emekli maaşlarının yalnızca yüzde 15-20’sine denk geliyor.
Erdusun, Türkiye’de emeklilerin sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam etmesinin önemli bir avantaj olduğunu, ancak bunun tek başına yeterli olmadığını vurguladı. Barınma, gıda, enerji ve sosyal yaşam gibi temel ihtiyaçlar karşılanamadığında emekliliğin gerçek anlamda bir güvence sunmadığını belirtti.
Türkiye’de emeklilik maaşları, açlık ve yoksulluk sınırları dikkate alındığında “çalışmadan yaşayabilme” imkânı tanımıyor.
Erdusun, sosyal güvenlik sisteminin yalnızca sağlık değil, insanca yaşam için yeterli gelir sağlaması gerektiğine dikkat çekti.
Ancak 2026 ve 2027 için açıklanan düşük enflasyon hedefleri doğrultusunda yapılacak zamların beklentileri karşılamayacağını, alım gücünün daha da düşeceğini ifade etti.


