Enflasyon raporu öncesi kritik uyarı: Merkez in gözü hedefte!

Türkiye ekonomisinde gözler, 23 Mayıs Perşembe günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanacak olan yılın ikinci Enflasyon Raporu’na çevrildi. Piyasaların ana gündemi ise “yıl sonu enflasyon hedefinde revizyon olacak mı?” sorusu etrafında şekilleniyor. 

Ekonomist Mustafa Aşkın, TCMB’nin sıkı para politikasına rağmen hem içeride hem dışarıda ekonomiyi zorlayan gelişmelere dikkat çekerek, üst banda yakın bir yıl sonu enflasyonuna vurgu yapılabileceğini söyledi.

Aşkın, Merkez Bankası’nın para politikasını son iki yıldır sıkılaştırma yönünde attığı adımları hatırlatarak, özellikle Mart ortasındaki ekonomi dışı gelişmelerin süreci sekteye uğrattığını belirtti. “Merkez Bankamızın işi kolay değil. Mart’tan bu yana yaklaşık 55 milyar dolarlık rezerv kaybı yaşandı. Bu süreç hem beklentileri bozdu hem de para politikasını zorladı” dedi.

Ekonomist Aşkın, TCMB’nin son aylarda politika faizinin yanı sıra üst bant faizini de artırarak piyasa fonlamasını yukarı taşıdığını ve TL likiditesini düşürmek amacıyla ihtiyatlı adımlar attığını hatırlattı. “Bu hamleler, sıkılaştırma yönünde daha kararlı bir duruşun göstergesi” diyen Aşkın, Merkez Bankası'nın elinden geldiğince sıkı para politikası izlemeye devam ettiğini söyledi.

TCMB'nin daha önceki raporlarında 2024 yıl sonu enflasyon hedefini yüzde 36 olarak açıkladığını, ancak üst bandın yüzde 42,5 gibi bir seviyeye işaret ettiğini aktaran Aşkın, “Muhtemelen bu toplantıda hedef değiştirilmeyecek, ancak yıl sonu için üst banda yakın bir oranın daha fazla dillendirileceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Mustafa Aşkın, Merkez Bankası’nın bir hafta-on gün önceki yönlendirmelerine de işaret ederek, “Yetkililer, sıkı duruşun enflasyon kalıcı olarak düşene kadar süreceğini söylüyor. Bu kararlılık ve sert tutum, Perşembe günkü sunumda da yeniden vurgulanacaktır” dedi.

Ancak Aşkın, Merkez Bankası'nın kontrolü dışındaki faktörlerin önemini de göz ardı etmemek gerektiğini belirtti. Küresel ölçekte gümrük tarifeleri, jeopolitik riskler, Ukrayna-Rusya savaşı ve Ortadoğu’daki gelişmeler gibi unsurların yanı sıra, içerideki olası siyasi veya yapısal gelişmelerin de para politikasının etkinliğini etkileyebileceğini söyledi.