Erdoğan a haber verin: Lozan olmasaydı
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Her vesileyle şeytanlaştırılan Lozan yıldönümü vesilesiyle yine hedefteydi. Zannedersiniz ki emekliye verecek para bulamamalarından orman yangınlarına.. Ümmete laf anlatamamaktan enerji sıkıntımıza her şeyin sorumlusu Lozan!
Okumayan, merak etmeyen insanımıza hap gibi saçmalıklar sunuluyor. Onlar da bugünün dünyasında ne anlama geldiğinin farkında bile olmadan ÜMMET kavramına sarılıyorlar. İslam’ın doğduğu Arap yarımadasındaki devletlerin bize karşı tutumlarına bakmadan, bir de Erdoğan’ı ümmetin lideri sanıyorlar.
Sanki Lozan olmasaydı.. Ah bir de 2. Abdülhamit Han tahtında otursaydı.. Dünyanın hakimi olacaktık.
Öyle bir durumda Erdoğan ne olabilirdi, geçiyorum.
Sadede geliyorum:
“Osmanlı 10 milyon kilometre karelik bir devletti. Yani bugünün 13 misli büyüklüğünde.. Ama gövde çok kısa sürede çözüldü. 1876’da 2. Abdülhamit devletin başına geçtiğinde 6 buçuk milyon km kareydi. 1909’da tahttan indirildiğinde 5 milyon km kareye inmişti. Biz 1909’dan 1918’e kadar bunu da 252 bin km kareye indirdik. Yaptığımız hatalardan dolayı.. Eğer Atatürk’ün liderliğinde Milli Mücadele olmasaydı, bugün bir Türkiye yoktu. Sevr’de bize düşen 252 bin km kare bir topraktı.”
Şimdi bu sözlere gelecek tepkileri adım gibi biliyorum. Ne cahilliğim kalacak ne yalancılığım.. Yorumlar bir an önce yazmayı, hatta yaşamayı bırakıp mezarda dinlenmem dilekleri eşliğinde yağacak.
Kusura bakmayın.. Sizi hayal kırıklığına uğratacağım. Bu alıntı, kelimesi kelimesine Prof. Erhan Afyoncu’ya ait. Herhalde tanıyorsunuzdur.
Tarihçi, TV programcısı, köşe yazarı..
Ama en önemlisi, 15 Temmuz sonrası icatlarından, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı MİLLİ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ.
*. *. *
Reisçilerin ULU HAKAN diye yere göğe sığdıramadığı 2. Abdülhamit hakkında neredeyse hiçbir şey bilmemeleri tuhaf değil mi!
Hadi onları geçtim Reis’e ne demeli!
* Yeterince okumadığı için bunlardan habersiz.
* Biliyordu ama unutmuş.
* Biliyor ama işine geldiği gibi anlatıyor.
Bu üç şık aslında Saray için her konuda, her sıkıntıda devreye giren bir formül.
Genellikle sonuncu şık çıkartılıyor çekmeceden. Ne tarihin tutması önemli.. Ne herkesin hatırladığı bir konuda tersini savunmak..
Garantili projeleri hatırlasanıza!
Cümleye “cebimizden 5 kuruş bile çıkmayacak” diye başlayıp sonunda “garanti edilen yolcu, insan tutmamışsa farkını devlet ödeyecek” diye bitiren bir cumhurbaşkanından söz ediyoruz.
Elbette, “ne güzel, millet değil devlet ödeyecekmiş” diye yazabilen köşecileri unutmamak lazım.
*. *. *
Yalan söylemenin imana zarar vermediğini.. İslam adına yalanın hoş görülebileceğini düşünenlerle -bırakın mücadeleyi- nasıl iletişim kurulabilir?
Yıllarca bu memlekete “Atatürk döneminde çarşaflı kadınları astılar” diye bile bile yalan söyleyenler yüzünden CHP şeytanlaştırılmadı mı?
Ama haftalardır görüyorsunuz.
Dün 41’incisi düzenlenen Anadolu mitinglerindeki o müthiş kalabalık, şunu bir kez daha kanıtlıyor:
“Herkesi bazen kandırabilirsiniz.
Bazı insanları her zaman kandırabilirsiniz.
Ama herkesi her zaman kandıramazsınız..”
*. *. *
Uzun lafın kısası:
İnsanlar artık kanmıyor.
Bırakın Lozan masallarını da artık Beka sorunu haline gelen uyuşturucu ve kadın cinayetlerine çözüm arayın.
Tabii Diyanet’in “kısa etek giymeyin” hutbesi dışında..


