Erdoğan ABD de başka; Bahçeli Türkiye de başka konuştu Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TRÇ İttifakı önerisi için açıklamalarında ısrarını sürdürürken; Erdoğan ABD ziyaretinde Bahçeli’nin Türkiye-Rusya-Çin (TRÇ) ittifakı önerisinin hatırlatılması üzerine, “Doğrusu ben onu tam takip edemedim, hayırlısı olsun” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Erdoğan'ın kayıtsız kalışının adından ilk kez konuştu. Bahçeli TASAV Başkanı ve MHP Ekonomik ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İsmail Faruk Aksu’ya yaptığı değerlendirmelerde şunları söyledi:
“Türkiye’nin NATO üyeliği eğer Türkiye’yi NATO içinden gelebilecek muhtemel saldırılara karşı korumanın ötesine geçemiyorsa, bazı NATO müttefiklerimiz en hayati önceliklerimizi ve taleplerimizi görmezden gelebiliyorlarsa, kamuoyunda da bu noktada ciddi bir tepki yükselmişse Türkiye’nin tarihsel vizyonuyla mütenasip biçimde her iki yöne bakma zamanı gelmiştir
NEDEN ‘TRÇ’ İTTİFAKIMHP Lideri Devlet Bahçeli, anlattığı gelişmeler ışığında neden böyle bir açıklama yapma gereği duyduğunu ise şöyle açıkladı:
Türkiye’nin acil güvenlik ihtiyaçları bulunmaktadır. Türkiye, komşularının toprak bütünlüğünü herkesten fazla isteyen ve bunun için en ağır bedelleri ödeyen bir devlettir. Vasıtalı savaş unsurlarıyla, petro-dolar siyasetleriyle, lobicilikle buna karşı mücadele eden tüm aktörlerle baş başa kalmayı da göze alabilecek kapasitededir. Bununla birlikte, bölgesel olarak daha kalıcı daha uzun soluklu istikrar ve güvenlik bölge devletlerinin dayanışma içinde olmaları ve temel ilkelerde anlaşmalarına bağlıdır.
Avrasya bölgesi, tarih boyunca mücadele alanı olmuştur. Bu alanın kimi bölgeleri tarihte; mihver bölge, pilot bölge, kalpgâh bölge diye anılmıştır. Fakat Avrasya’ya hâkimiyetin dünyaya hâkimiyetin en önemli aşaması olduğuna kuşku olmamıştır.
Avrasya, Avrupa ve Asya’nın birleşimidir. Bunun merkezinde de Hazar Havzası bulunur. Hazar Havzası, Türkiye için tam bir bitişik alandır. Türkiye bu havzadan akan hidrokarbon kaynaklarının menfez ülkesi durumundadır. Buradan etki alır, buraya etkide bulunur.
Öte yandan dünyanın ekonomik üretimi doğuya, uzak Asya’ya kaymıştır. Japonya, Çin, Güney Kore, Endonezya, Malezya, Singapur, Hindistan, Pakistan hatta Vietnam gibi ülkelerdeki toplam üretim Batı ülkelerindeki toplam üretimi aşmış, katlamıştır. Bunun geri döndürülmesi de şimdilik mümkün görünmemektedir. Eskiden sınırlı alanlarda ve taklit ürünlerde kendini gösteren Asya üretimi bugün en yüksek kalitede en teknoloji yoğun ürünleri içerecek biçime gelmiştir.
Dünyanın kuzey sektöründe ise Rusya tüm sarsıntılara rağmen askeri ve siyasi bir güç olarak varlığını sürdürmektedir. Batı’dan “NATO’nun genişletilmemesi, Rusya sınırlarında askeri yığınaklar olmaması, Rusya dışındaki Rusların varlıklarına zarar verilmemesi” gibi talepleri vardır. Elbette bu talepler, Ukrayna topraklarının işgal edilmesini haklı çıkarmaz. Ancak perde arkasında daha çok boyutlu bir Batı-Rusya mücadelesi olduğu da herkesin malumudur."


