Erdoğan demokrasiyi genişletti ve askeri gücü pekiştirdi!
SonTurkHaber.com, Haber7 kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
‘Terörsüz Türkiye’ ideali neticeye kavuşuyor.
Türkiye 46 yıllık sorunu olan PKK’yı bitiriyor.
“PKK pes etti ve silah bıraktı” manşetlerini atmaya ramak kaldı.
İspanya ETA'nın 58 yıllık silahlı terör faaliyetlerini 2011’de nasıl bitirdiyse, İngiltere binlerce kişiyi öldüren IRA’yı nasıl pes ettirdiyse, Türkiye de PKK’yı bitirecek.
Bu cümleleri kurmamıza neden olan gelişme şu; DEM Parti geçtiğimiz Çarşamba günü PKK terör örgütünün kongresinin toplandığını duyurdu. Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde tüm haber kanalları bu konuyu değerlendiriyor ve kongrede alınan kararların açıklanması bekleniyor.
Süreç nasıl başlamıştı, hatırlayalım.
1 Ekim’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis’in açılışında “iç cephe” vurgusu yaptı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genel Kurul’da DEM Partililerle tokalaştı.
Bahçeli 15 Ekim’de terörün bitirilmesine dönük çağrıda bulundu.
30 Ekim’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, sürece desteğini açıkladı.
28 Aralık’ta DEM heyeti İmralı’ya giderek terörist başı Öcalan ile görüştü.
Öcalan, 27 Şubat’ta PKK’nın miadını doldurduğunu açıkladı ve silah bırakma çağrısında bulundu.
DEM Parti, 9 Mayıs'ta yaptığı duyuruda, uzun süredir beklenen kongrenin yapıldığını duyurdu. Açıklamadaki ifadeler şöyle: “Barış ve demokratik çözüm yolunda yeni bir sayfa açılıyor. Barışın yolunu kesecek hiçbir eyleme izin vermeyeceğiz. Silahların değil siyasetin, ayrılığın değil eşit yaşamın sesi yükselsin. Çözüm iradesi sunan ve sahip çıkan Erdoğan ve Bahçeli’ye teşekkür ederiz.”
Önümüzdeki süreçte PKK tamamen tasfiye edilecek. Sürecin işleyişine dair yöntem ve usulün devlet bürokrasisi tarafından çalışıldığını düşünüyorum. Bu anlamda muğlak bir alan yok diyebiliriz.
PKK’nın silahları teslim etmesi, suça bulaşmamış olanların serbest bırakılması, suç unsuru barındıranların yargılanması, PKK yöneticilerininse yabancı ülkelere dağılarak ülke dışında yaşam sürdürmeleri bekleniyor.
Sürece dair en kritik husus süreçlerin çok hızlı bir şekilde hayata geçirilmesidir.
DEM Parti içindeki farklı fraksiyonlar, PKK’nın tasfiyesinden rahatsız olan İsrail odaklı kesimler, gidişatı akamete uğratmak için fitne tohumları ekecek ve girişimlerde bulunacaklardır. Bu gibi bozucu etkilere karşın ivedilikle sonuca ulaşmak için gayret ortaya koymak, en temel hususlardandır.
Diğer husus; YPG meselesi. PKK’nın bir türevi olan Suriye’deki oluşum İsrail’in etkisi altında. Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve tam egemenliğinin karşısında olan İsrail, Türkiye’ye karşı da kullanılabilecek bir aparat olan YPG’den vazgeçmek istemez.
Bu süreçte Türkiye, Suriye ve Irak hükumetleri PKK ve türevleri konusunda net bir duruş sergiliyor. Bu bağlamda Amerikan desteğini alan İsrail’in tüm çabaları boşa çıkartılmalı ve Suriye’nin kuzey kesiminde de demokratik, anayasal ve siyasallaşma süreçleri işletilmelidir. Hız konusu elbette Suriye için de kritik önem taşıyor.
GÜÇLÜ OLMAK ZORUNDAYDIK VE BAŞARDIK!Bölgede jeopolitik değişti.
Konjonktür tamamen ama tamamen Türkiye’nin yanında.
Bu süreç ilmek ilmek dokundu ve on yılları aşan bir emeğin ve istikrarlı politikaların sonucudur.
Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, “ülkedeki sorun alanları” cesurca dile getirildi.
Demokratik açılımların yapılmasıyla paralel, yerli savunma sanayiindeki atılımların temelinin atılması aynı zamana denk düşüyor.
Erdoğan iki hamleyi eş zamanlı bir şekilde yürüttü.
Erdoğan bir taraftan TRT’ye, Kürdi kanalı açtırırken diğer taraftan SİHA projelerinin önünü açtı.
Hem demokratikleşme hem de askeri yetenek ve donanımların geliştirilmesi, terör sorununun çözümündeki en temel iki husustur.
Türkiye dünya konjonktüründe bölgesel güç olurken, Suriye konusundaki istikrarlı duruşu neticesinde de ana aktör oldu. Ve büyük bir değişim yaşandı.
Büyük değişim devam etmekte.
Güçlü olmak, haklılığı korumak ve istikrar!
İşte Yeni Türkiye!
Betül Soysal Bozdoğan / Diriliş Postası


