Erdoğan: Hiç kimse muhalefet ediyorum bahanesiyle kendi ülkesini yabancılara şikayet edemez, ekonomisini batırmaya çalışmaz
T24 kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sadece 28 Şubat döneminde değil öncesinde ve sonrasında da MÜSİAD, daima demokrasiden, adaletten, hukuktan, özgürlüklerden yana güçlü bir duruş sergiledi" dedi. Erdoğan, muhalefeti hedef alarak; "Bunun adı ekonomik tetikçiliktir, journalleciliktir, ispiyonculuktur. Düzelme umudu da giderek azalmıştır. Hiç kimse muhalefet ediyorum bahanesiyle kendi ülkesini yabancılara şikayet edemez, ekonomisini batırmaya çalışmaz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, MÜSİAD 28. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"28. Olağan Genel Kurul'a başarılar diliyorum. MÜSİAD'da hizmet etmiş kardeşlerime bugün bir kez daha teşekkür ediyorum. Bir bayrak değişimi yaşanmıştı. Genel Başkanlığı yürüten Mahmut Asmalı kardeşim görevi Burhan Özdemir kardeşimize devretti. Mahmut Bey'e gayretleri ve özverili çalışmaları için tebrik ediyorum. Burhan Bey'den Türkiye'nin kalkınmasına katkı sağlamasını istiyorum.
MÜSİAD çatısı altında hizmet etmiş herkese teşekkür ediyorum. 1999 yılında Pınarhisar'a gitmeden önce MÜSİAD'ın beni fahri üye olarak kabul etmesini her zaman şükranla hatırladım. Sadece 28 Şubat döneminde değil öncesinde ve sonrasında MÜSİAD, demokrasiden ve özgürlükten yana bir duruş sergiledi. MÜSİAD üretmekten Türkiye için çalışmaktan asla vazgeçmedi. 35 yıldır duruşunuzu ve samimiyetinizi muhafaza ettiniz. Kanaat ve bereket kavramlarıyla ticaret yapmayı ihmal etmediniz. Türkiye'nin 23 yılda yazdığı başarı hikayesinde emeği olanlardan biri de MÜSİAD ailesidir.
Dünyamız değişimlerin yaşandığı kritik bir süreçten geçiyor. Salgın döneminde son 60-70 yılın zirvelerine çıkan enflasyondaki direnç henüz kırılamadı. Enflasyon korkusu dünyanın birçok ülkesinde ekonomi politikalarının temel belirleyici unsuruna dönüştü. Gümrük tarifeleri üzerinden alevlenen restleşmelerin de olumsuz etkisiyle bir müddet daha belirsizlik atmosferinin devam edeceği anlaşılıyor.
Geniş bir yelpazede riskler ve tehditler giderek artıyor. Görüyoruz ki; küresel ekonomi fırtınalı bir denizde ilerlemeye çalışıyor. Suların sakinleşmesi biraz daha vakit alacaktır. Hükümet olarak fırtınalı sularda gemiyi güvenle ulaştıracak tecrübe ve iradeye sahibiz.
Rasyonel bir zeminde kararlarımızı uyguluyoruz. Bundan iki sene önce hayata geçirdiğimiz program ile ekonomimizin temellerini güçlendirdik. Dış kırılganlığımızı azalttık. Böylece kalıcı ve sürdürülebilir büyüme için sağlam bir zemin oluşturduk. Son iki yılda çok ciddi mesafe katettik. Yıllık enflasyon 11 aydır kesintisiz düşüyor. Nisanda son 40 ayın en düşük seviyesine ulaştık. İnşallah devamı da gelecek.
Depremin yaralarını hızla sararken geçen yıl başlattığımız harcama disiplini ve tasarruf tedbirlerini bu yıl da sürdürüyoruz. Kayıt dışılıkla mücadelemiz de devam ediyor. Hesabını kitabını doğru tutanı korumaktır devletin görevi. Kayıt dışılığa göz yummak işini doğru yapan kardeşlerimizin hakkını yedirmektir. Dış dengede de tablo olumlu.
Kısa süreli dalgalanmaların önüne geçen, kapsayıcı büyüme hedefi ile yolumuza devam ediyoruz. Son 1 buçuk aydır ortaya çıkan dalgalanmalara karşı başarılı sınav verdik. Malum çevrelerin operasyonu ellerinde patladı. Rezervlerimiz yeniden artmaya başladı. Hiçbir kesimi yalnız bırakmıyoruz. Çiftçimizin kullandığı kredilerde her 10 finansman giderinin 7 lirasını biz ödüyoruz. Yüksek teknolojide atılım için HİT30 programını başlattık. 2030'a kadar 30 milyar dolarlık destek vereceğiz. İhracat sadece döviz geliri değildir, üretimdir, istihdamdır, refahtır."
Muhalefeti hedef aldıMuhalefeti hedef alan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunun adı ekonomik tetikçiliktir, journalleciliktir, ispiyonculuktur. Düzelme umudu da giderek azalmıştır. Hiç kimse muhalefet ediyorum bahanesiyle kendi ülkesini yabancılara şikayet edemez, ekonomisini batırmaya çalışmaz. Türkiye'nin kutuplaşmaya değil, kucaklaşmaya ihtiyacı var. Türkiye'nin iç cephesini güçlendirmeye ihtiyacı var."


