Eşi benzeri görülmemiş antik eser Çorum dan çıktı! Alman profesör Türkçe tek tek anlattı
Halktv sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Çorum'daki Hitit Medeniyeti’nin başkenti Hattuşa’da 2010'da yapılan kazılarda bulunan yaklaşık 2 bin 200 yıllık demir mızrak, ilk kez ziyaretçilerin karşısına çıktı.
Anadolu’da demirin 3 bin 500 yıllık serüvenini anlatan “Hapalki: Demir” sergisinde yer alan eser, 83 demir obje arasında en dikkat çeken parça oldu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından yürütülen çalışmalarda, Galat dönemine ait bir kalede bulunan 185 santimetre uzunluğundaki mızrağın uç kısmında iki demir süs eşyası yer alıyor.
Bilimsel incelemelerin ardından Boğazköy Müzesi deposunda koruma altına alınan eser, “Cumhuriyetimizin 102. Yılında 102 Süreli Sergi: Anadolu’nun Kültürel Mirasına Yolculuk” projesi kapsamında ziyarete açıldı.

Akıcı ve neredeyse aksansız bir şekilde Türkçe konuşan Hattuşa Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Andreas Schachner, mızrağın serginin en değerli eseri olduğunu belirterek şunları ifade etti:
“Hemen hemen benim boyumdaki mızrak bir prestij objedir. Demir dövülerek yapılmış fakat bir silah olarak düşünülmemiş çünkü uç kısmının her iki tarafında 2 asma obje eklenmiş. Dolayısıyla bugün çözemeyeceğimiz bir törende veya sembol olarak kullanıldığını söylememiz mümkün.”
if (!$ISMOBILE) : ?>include(__DIR__.'/320x100.php');?>

Eserin MÖ 3-2. yüzyıla tarihlendiğini söyleyen Schachner, şöyle devam etti:
“Bu eser Galat dönemine ait. Tahkim edilmiş küçük bir kalede bulundu. Yerinde, duvarın dibinde uzanmış şekilde bulundu. Ben çok araştırdım, Anadolu’da eşi benzeri yok. Galatların veya Keltlerin yaşadığı bölgelerde buna benzer bir şey yok. Dolayısıyla manasını tam ortaya koyamasak da çok çarpıcı bir eser olduğunu söylememiz mümkün.”

Schachner, mızrağın bulunduğu alanı da şöyle anlattı:
“Buradaki arkeolojik kazıda, Kesikkaya mevkisinde Hitit’in üzerine yerleşen bir Galat dönemine ait küçük bir kaleyi kazmıştık. Demir mızrak o kalenin ana odasında bulundu. Eser bütün halinde çıktı, hiçbir eksiği yok. 185 santimetre uzunluğunda bir bütün olarak korunmuş. Belki kendi döneminde daha iyi tutulabilmesi için sap etrafında organik bir malzeme, deri, kumaş ya da yün gibi bir şeyle sarılmış olabilir. Günümüze dek en iyi şekilde korunmuştur.”


