Ezeli rekabet bitti Oğuz Altay
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Galatasaray ile Trabzonspor arasındaki Ziraat Türkiye Kupası finali, aslında sezon başından beri yapılan algılara cevap niteliğinde bir maç oldu. Galatasaray'ın oynadığı futbolu Türkiye'de başka takım oynamıyor hatta oynayamıyor. Galatasaray takım olarak her maçın kontrolünü elinde tutup gerektiğinde dinlenip gerektiğinde de durmaksızın koşuyor. Bu maçta da 90 dakika bunu yapmasını bildi ve kupayı hak etti.
Sezon başından beri Galatasaray'ın hem kupada hem de Süper Lig'de şampiyon olacağını söylüyordum. Bu iddiaları dile getirirken aslında Old Trafford ve Allianz Arena'daki performanslardan yola çıkıyordum. Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor veya diğer herhangi bir Süper Lig takımına nazaran Galatasaray'ın geliştirdiği bir oyunu var. Bireysel performansa bağlı kazandığı maçlar var. İlk 11 aynı kalsa bile akan oyunda, geçiş, savunma ve hücum oyunlarında bireysel olarak ilmek ilmek görevlendirme yapan bir teknik ekip var.
Bir kez daha Türkiye Kupası’nı kaldıran Muslera, pazar günü de 25. lig kupasını yine havaya kaldıracak. Mayıs ayına girildiği andan itibaren oluşan dominasyonla Galatasaray'a karşı galip gelmek çok zorlaşıyor. Ne taraftarını ne de takımını yenmek pek de mümkün gözükmüyor. Büyük takım refleksi olduğu gibi artık büyük takım taraftarı refleksi diye bir gerçek gün yüzüne çıkmaya başladı. Şampiyonlar Ligi'nde de başarı isteyen Galatasaray taraftarı, bunun için şimdiden yönetime Osimhen baskısı yapmaya başladı. Şimdi yapılması gereken geç kalmadan, takımın omurgasını bozmadan hem Şampiyonlar Ligi hem de gelecek yıl Süper Lig'de yarışacak bir takım için nokta atışı transferler yapmak. Projeler, Şampiyonlar Ligi, Mağazacılık, VIP koltuk satışı, kombine satışları, Avrupa’da ve ligde farklı yeni sponsorluklar ve birçok gelir kaynaklarından muazzam bir fon sağlanacak. Kısacası, ezeli rekabet bitti.


