Fareli köyün kavalcısı Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Çoook çok eski zamanlarda şirin mi şirin bir köy varmış. Bu köyün halkı huzur ve mutluluk içinde yaşarlarmış. Ama gel gör ki, bir gün aniden bu dingin ortam bozuluvermiş. Çünkü köyü fareler basmış. Evlere giriyorlar, tarlaları bahçeleri talan ediyorlar, çocukları korkutuyorlarmış, çocuklar fare korkusundan sokağa çıkamaz hale gelmiş. Köyün adı, fareli köye çıkmış. Köy halkı toplanmış, bir hal çaresi aramaya gayret etmişler, ne yapsak ne etsek de bunlardan kurtulsak diye kafa yormaya başlamışlar. İşte tam o sırada, mucizevi şekilde, köye bir kavalcı gelmiş. Gökte ararken yerde bulmuşlar yani. “Ben bu elimdeki kavalla bütün fareleri köyden uzaklaştırabilirim” demiş. “Karşılığında bir kese altın isterim” demiş. Köy ahalisi hemen kabul etmiş tabii, Allah razı olsun senden diye duacı olmuşlar. Bunun üzerine, kavalcı kavalını üflemeye başlamış. Hakikaten büyüleyici şekilde kaval çalıyormuş. Meğer o kaval sihirliymiş. Kavalcı kavalını üfleye üfleye köy meydanından köyün dışına doğru yürümeye başlamış. Ve tam olarak söylediği gibi olmuş, evlerde tarlalarda saklanan fareler saklandıkları deliklerden tek tek çıkarak, tıpış tıpış kavalcının peşine takılmaya başlamışlar. Kavalcı bir yandan kavalını üflüyor, bir yandan dereye doğru yürüyormuş. Onu takip eden fareler de hipnoz edilmiş gibi peşinden gidiyormuş. Kavalcı yürüye yürüye dereye girmiş, karşı taraftan çıkmış, ama, peşinden tek tek dereye giren fareler boğulup gitmişler. Fareli köy farelerden temizlenmiş. Gel gör ki, köyün ahalisi kendini pek kurnaz zannediyormuş. O küçücük akıllarıyla “biz bu kavalcıyı işimize geldiği gibi kullanalım, farelerden kurtulalım, sonra nasıl olsa kavalcıdan da kurtuluruz” diye hesap yapmışlar. Yani aslında bir kese altın filan vermeye hiç niyetleri yokmuş. Kavalcı kendini pek akıllı zannedenlerin bu ikiyüzlü ve çıkarcı durumları görünce, “ben size yapacağımı bilirim” demiş, almış sihirli kavalını gene eline, başlamış üflemeye, bu defa kavalından çıkan ezgiler bambaşkaymış, kavalın sesi değişmiş, ürkütücü bir hal almış, kavalın sesi köyde yayılmaya başlayınca, bu defa köyün çocukları kavalcının etrafında toplanmaya başlamışlar, kavalcı ormana doğru yürüyünce de, tıpış tıpış kavalcıyı takip etmeye başlamışlar. Kavalcı önde, çocuklar arkada, gözden kaybolmuşlar. Köyün çocukları elden gitmiş, kendini çok kurnaz zanneden köy ahalisi çaresizlikle seyretmiş. Köy sessizliğe bürünmüş, zavallı bir köy haline gelmiş. E, çocuk masalı bu tabii, neticede tatlıya bağlanmış ama, kendini çok kurnaz zanneden ahali, hayatının dersini almış.
★
Teşbihte hata olmaz...
Türkiye aynen böyle.
★
Asrın liderimiz fareli köyün kavalcısı gibi, sihirli kavalını üflüyor, köyde ne kadar politikacı varsa, fareli köyün çocukları gibi, hepsi büyülenmişçesine tıpış tıpış peşinden gidiyor.
★
Sarayın en büyük hedefi, kontrollü muhalefet inşa etmekti, ibret verici şekilde başardı.
Saray rejiminden kurtulmak için saraya karşı çıkan partilere oy veriyoruz ama, sandıktan ne çıkarsa çıksın, neticede sihirli kavalını üflüyor, kazanan gene kavalcı oluyor.
★
CHP mesela, oy verdik, seçimi kazandık, hatta birinci parti olduk ama, bi kaval... Mesir macununu hediye paketi yaptırdı, büyülenmiş gibi tıpış tıpış AKP genel merkezine gitti.
Ekrem İmamoğlu, Zeydan Karalar, Muhittin Böcek, Tunç Soyer, Esenyurt, Beşiktaş, Beykoz, Şişli, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Gaziosmanpaşa, Avcılar, Şile, Ceyhan, Seyhan, heeepsi hapse atıldı, eşzamanlı olarak sarayın himayesinde açılım komisyonu kuruldu, bana güvenin ben bunlarla menemen bile yapmam filan derken, bi kaval... Adeta büyülenmiş gibi kavalın peşinden tıpış tıpış komisyonun yolunu tuttu.
★
Her defasında umutlanıyoruz, umutlanmak istiyoruz ama, sihirli kavalın sesini duyduğu anda, umutlarımızı da alıp kavalcının peşine takılıyor.
★
Demirtaş yıllardır hapiste, belediyelere şakır şakır kayyum atanıyor, bi kaval... DEM parti adeta hipnoz edilmiş gibi kavalın peşinden hayran hayran saraya gidiyor.
★
İstisnaları elbette tenzih ederim, hep böyle... İnsanlar iyi niyetle İyi Parti’ye oy verdi, bi kaval, Meral Akşener yeni saç modeliyle saraya gitti... Devlet Bahçeli neler söylüyordu, sarayı başına yıkacağım filan diyordu, bi kaval, sarayda baş köşede oturuyor... Mustafa Destici, Önder Aksakal, Zekeriya Yapıcıoğlu, güya hepsinin müstakil partileri var ama, bi kaval, hepsi kavalcının peşinde... Sinan Oğan, güya muhalefetin cumhurbaşkanı adayıydı, bi kaval, gitti Tayyip Erdoğan’ın ceketinin cebine girdi...…Ben size söyleyeyim, kavalcı şöyle öbür taraflara doğru bi üflesin, ne Ali Babacan kalır, ne Ahmet Davutoğlu, hepsi eskisi gibi peşine takılır.
★
Tek parti, kontrollü muhalefet, kavalın sihri bu.
★
Süleyman Soylu esip gürlüyordu, “padişah olmak isteyen Tayyip Erdoğan’ın altı ayda hurdasını çıkarırım” diyordu, breh breh breh, “paçalarından yolsuz akıyor” diyordu, “AKP hükümetine zıkkımın kökünü göstereceğim” diyordu, bi kaval kardeşim... Zıkkımın kökünü göstereceği hükümetin bakanı oldu, “Allah’a yemin ederim ki, Tayyip Erdoğan bu ülkenin ebedi ve ilelebet başkanıdır, onun karizması bile bu ülkeye yeter” diyor.
Numan Kurtulmuş’u hatırlayalım lütfen, “Harun olmaya geldiler, yoldan çıkıp Karun oldular” diyordu, “biz AKP gibi firavunlaşmayacağız” diyordu, “Tayyip Erdoğan gibi İsrail’in vagonu olmayacağız” diyordu, “AKP Amerikan mandasıdır” diyordu, bi kaval... Firavun olmadı ama, AKP’nin meclis başkanı oldu.
Ekmeleddin İhsanoğlu CHP tarafından cumhurbaşkanı adayı yapıldı, bi kaval... MHP milletvekili oldu.
Metin Feyzioğlu, barolar birliği başkanıyken bir numaralı saray muhalifiydi, CHP genel başkanlığına bile aday gösteriliyordu, cumhurbaşkanlığına bile aday gösteriliyordu, bi kaval... Dümeni saraya kırdı, kavalın etkisiyle hiç yüzü kızarmadan “çok şükür değiştim” diyerek, adeta sarayın kapıkulu oldu, sarayın büyükelçisi oldu.
Teğmen Çelebi, tarih böyle bir kaval etkisi görmedi, AKP iktidarında Ergenekon kumpasıyla hapse tıkılmıştı, 41 ay yatırıldı, Hasdal Askeri Cezaevi’nde yatarken evlendi, nikah şahitliğini Kemal Kılıçdaroğlu ve Metin Feyzioğlu yaptı, tahliye olunca CHP parti meclisine sokuldu, CHP milletvekili yapıldı, saraya ağır sözlerle yükleniyordu, “iktidar çöplüğü” diyordu, “saray rejiminin miadı doldu” diyordu, bi kaval... AKP rozetini takan Tayyip Erdoğan’a büyülenmiş gibi hayran hayran bakıyordu, AKP milletvekili oldu, “devletimizin en caydırıcı silahı Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lidere sahip olmasıdır” diyor, kavalın nasıl üflendiğini gayet iyi bildiği için “yahu cumhurbaşkanımız yüzünüze üflese hepinize yeter” diyor.
★
Fareli köyün kavalcısı... Çocuk masalı zannediliyor ama, aslında büyüklere masallardır, yetişkinlerin -artık- ibret alması gereken bir masaldır.


