Fatih Altaylı iddianamesine makalesi kaynak gösterilen hukuk profesörü isyan etti! Olacak iş değil
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Gazeteci Fatih Altaylı hakkında YouTube yayınındaki sözleri nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na fiili saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle tehdit” suçlamasıyla hazırlanan iddianamede, 5 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası talep edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan “müşteki” olarak yer aldı.
Savcılık, Altaylı’nın Cumhurbaşkanı’nın hayatına yönelik fiili saldırı olasılığından bahsederek tehdit suçunu işlediğini öne sürdü.
İddianamede, Altaylı’nın tutuklama talebine dayanak olarak Ankara Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan “Prof. Dr. Nevzat Toroslu’ya Armağan” kitabında yer alan bir makaleye atıf yapıldı.
Prof. Dr. Zeki Hafızoğulları ile Arş. Gör. Özgür Küçüktaşdemir imzalı makalenin, “tehdit suçunun fiili saldırı kapsamında değerlendirilebileceği” yönündeki bir bölümü iddianamede doğrudan alıntılandı.
Makalenin şu kısmı iddianamede yer verildi:
“Doktrinde, kasıtlı yaralama dâhil, şahsi hürriyetten, haberleşme hürriyetine, kişi hürriyetinden yoksun bırakmadan, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlardan konut dokunulmazlığına kadar suçların, hatta tehdit suçunun fiili saldırı kavramına dâhil olduğu ifade edilmektedir”
Birgün'den İsmail Arı'nın haberine göre; 86 yaşındaki Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Zeki Hafızoğulları’na ulaştı. Hafızoğulları, makaleye yapılan atıfa tepki gösterdi:
“Altaylı’nın tutuklanmasına dayanak olarak gösterilen makaledeki fikir bize ait değil. Prof. Dr. Faruk Erem’in fikri ve o madde çok tartışmalı… Altaylı’nın beyanları ceza hukukunda fiildir. Biz ceza hukukunda böyle tanımlarız. Beyan şeklindeki fiil tehdit suçunu oluşturur mu? Yoksa oluşturamaz mı? Bu kısım tartışılıyor. Altaylı’nın beyanları olsa olsa imadır ve ima ile tehdit suçu işlenemez”
if (!$ISMOBILE) : ?>include(__DIR__.'/320x100.php');?>
“Savcı kendisini haklı çıkarmak için kullandı”
Hafızoğulları, iddianamedeki yorumun yanlış olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Makalemizde Faruk Erem’in ‘tehdit suçuna girer’ dediği yer bulunuyor ama biz böyle bir fikirde bulunmamışız
Burada Cumhurbaşkanı’na tehdit suçu oluşmamıştır. Çünkü suçun maddi unsuru yoktur. Basının eleştiri hakkı vardır ve bu da bir eleştiridir. Altaylı, Cumhurbaşkanı’nı değil bir olguyu eleştiriyor. Mahkeme, cumhuriyet savcısının yazdığı iddianameyi kabul ederse yargılama başlayacak. Hakim ‘tehdit suçu ima ile işlenemez’ derse Altaylı beraat eder. Ancak ‘İma ile suç işlenmiştir’ derse Altaylı mahkûm olur. Ancak bu olacak iş değildir. Bana göre, ceza hukuku bakımından bu işlenemez suçtur... Makalemde bir gazetecinin mahkûm olmasına ve yargılanmasın neden olacak bir fikrim yok benim. O makalede Faruk Erem’in doktirinini eleştiriyoruz. İddianameyi yazan benim makalemi kendi düşüncesine uydurmaya çalışmış. Savcı bey kendisini haklı göstermek için bizim makalemize gönderme yapmış. İşin kolayına kaçmış yani…
Gazeteciyi neden tutukluyorsunuz? Siyasetçiysen eleştirilirsin kardeşim. Buna katlanamıyorsan o zaman siyasetçi olma. Demokratik ülkede basın dördüncü kuvvettir. Basının görevi eleştirmek ve ortaya çıkarmaktır. Fatih Altaylı’yı ben de izliyordum. Son olarak şunu söyleyeyim, yaşım itibarıyla ben yolun sonundayım, yolculuğumu bekliyorum. İnşallah her şey güzel olur. Üniversitelere konferans ve panellere gittiğimde görüyorum, gençlerin umudunu bitirdiler…"


