Fatih Altaylı nın duruşması öncesi dosyaya İlber Ortalı ve Murat Bardakçı nın uzman görüşü sunuldu
Halktv sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
103 gündür Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı'nın yarın hakim karşısına çıkacağı kritik duruşma öncesi, dava dosyasına alanında duayen isimlerin hazırladığı bilimsel mütalaalar girdi. Tarihçiler Murat Bardakçı ve İlber Ortaylı ile hukukçu Prof. Dr. Köksal Bayraktar, Altaylı'nın "Cumhurbaşkanını tehdit" suçlamasına dayanak yapılan sözlerinin tarihsel bir analiz ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu belirterek, suç unsurlarının oluşmadığı yönünde görüş bildirdi. Bu raporlar, daha önce üç ceza hukuku profesörünün hazırladığı ve tutuklamanın hukuka aykırı olduğunu savunan kapsamlı mütalaaya eklenmiş oldu.
"TUTUKLAMA HUKUKA AYKIRI, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA"Daha önce dava dosyasına giren ve Prof. Dr. Kayıhan İçel, Prof. Dr. Adem Sözüer ile Prof. Dr. İzzet Özgenç tarafından hazırlanan "Bilimsel Mütalaa" soruşturma ve kovuşturma sürecinde çok sayıda hukuki ihlal yaşandığını ortaya koymuştu. Raporda, Fatih Altaylı'nın sözlerinin "tehdit" suçu oluşturmadığı, "fiili saldırı" olarak yorumlanamayacağı ve tüm sürecin basın ve ifade özgürlüğünün ihlali niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştı.
Fatih Altaylı Bahçeli'nin ne yapmaya çalıştığını açıkladı: Bunu bilmeyecek kadar siyaset cahili değil
Mütalaada, soruşturmanın başlangıç süreci detaylı bir şekilde ele alındı. Fatih Altaylı'nın 20 Haziran 2025 tarihli YouTube yayınında, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ömür boyu görevde kalmasına halkın %70'inin karşı olduğu" yönündeki bir anket sonucunu yorumlamasıyla sürecin başladığı belirtildi. Rapor, bu konuşmanın 3 dakikalık bir bölümünün kesilerek sosyal medyada dolaşıma sokulduğunu ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral'ın bu kesilmiş videoyu "Altaylıııı! Suyun ısınmaya başladı." ifadeleriyle paylaşmasından yaklaşık 9 saat sonra Altaylı'nın gözaltına alındığına dikkat çekti.

Yarın görülecek duruşma öncesi dosyaya giren yeni uzman görüşleri, hukuk profesörlerinin raporunu tarihsel ve hukuki açıdan destekledi.
BARDAKÇI: TARİHSEL GERÇEKLERİ ANLATMAYA ÇALIŞTICumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu üyesi olan Tarihçi Murat Bardakçı, sunduğu mütalaada Altaylı'nın sözlerinin tarihsel bir zemini olduğunu şu sözlerle belirtti:
"Osmanlı tarihinde, padişah öldürmelerinin örnekleri mevcuttur. Yeniçerilerin ayaklanmaları üzerine tahttan indirilen padişahlardan beşi katledilmiştir. (...) Dava konusu konuşmada, yapılan anketin sonuçlarını değerlendiren Fatih Altaylı’nın, yorumunu Osmanlı tarihi ile ilgili yukarıda sıraladığımız tarihsel gerçeklerle anlatmaya çalıştığı sonucuna varıldığını, sayın mahkemenizin takdirine sunarım."

Galatasaray Üniversitesi Hukuk Tarihi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Altaylı'nın sözlerinin demokratik sisteme olan inancını gösterdiğini şu sözerle ifade etti:
"Osmanlı tarihinde ha’l dediğimiz vakıa (...) Genç Osman’ın da ha’li aynı şekilde olmuştur. (...) Sayın Altaylı’nın bu vakıaları bildiği malumdur. Demeci bunlara dayanmaktadır. (...) Türkiye’de sandık demokrasisi veya darbeler üzerinde konuşan bir muharririn aksine çok iddialı tezler ileri sürmesi mümkün değildir. Zaten Fatih Altaylı’da da böyle bir görüş olmadığı malumdur. Tamamen geçmişin bu şekilde analizini yapmaktadır. Demokratik seçim mekanizmasına inandığı açıktır."

Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Bayraktar ise konuyu "tehdit" suçunun hukuki unsurları açısından değerlendirerek, Altaylı'nın sözlerinin bir "kötülük" beyanı içermediğini savundu:
"Türkiye’de halkın çoğunluğunun diktatörlüğü istememesi bir kötülük değildir. Tehdit suçunun meydana gelebilmesi için bireyin iradesini, düşünme yeteneğini etkileyecek ve bozacak bir kötülüğün yapılacağı yönünde bir beyan gerekir."

Daha önceki hukuki mütalaada, savcılık ve mahkemenin Altaylı'nın sözlerini Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 310/2. maddesindeki "Cumhurbaşkanına karşı diğer fiili saldırılar" kapsamında değerlendirmesi de eleştirilmişti. Profesörler, bu maddenin lafzının ve ruhunun, suikast gibi hayata yönelik fiziki saldırılar dışındaki fiziksel müdahaleleri kapsadığını, basın yoluyla yapılan sözlü açıklamaların bu kapsama giremeyeceğini belirtmişti.
YAKALAMA, GÖZALTI VE TUTUKLAMA KARARLARI "HUKUKA AYKIRI" BULUNMUŞTUHukuk profesörlerinin raporunda, Altaylı hakkında uygulanan yakalama, gözaltı ve tutuklama kararlarının da hukuka aykırı olduğu savunulmuştu. Öncelikle ifadeye davet usulüne uyulmadığı, "kuvvetli suç şüphesi" bulunmadığı, kararların "basmakalıp" ifadelerle verildiği ve kaçma veya delil karartma gibi somut gerekçelerin ortaya konulmadığı iddia edilmişti.
"MASUMİYET KARİNESİ"NİN İHLAL EDİLDİĞİ TESPİTİAyrıca, soruşturma süreci devam ederken Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Adalet Bakanı tarafından yapılan açıklamaların, Altaylı'yı henüz kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan "suçlu" olarak ilan ettiği, bu durumun "masumiyet karinesi"ni ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiği sonucuna varılmıştı.
KRİTİK DURUŞMA YARIN SİLİVRİ'DE103 gündür Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı, hakkındaki iddianameyi kabul eden İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yarın ilk kez hakim karşısına çıkacak. Duruşma, Silivri Cezaevi Kampüsü'ndeki 2 no'lu duruşma salonunda görülecek. Hem hukuk profesörlerinin hem de duayen tarihçilerin dosyaya sunduğu mütalaaların, mahkemenin vereceği kararda nasıl bir etki yaratacağı merakla bekleniyor.


