Fidan ın manidar zamanlaması
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Saray’da dikişler attı. Teğeller ardı ardına sökülüyor.
İtiraflar.. Sızan ya da sızdırılan hassas bilgiler.. Artık saklanamayan kavgalar...
En ilginç vaka AP (Associated Press) Ajansı’nın kamerasına takılan sohbet oldu.
NTV Washington temsilcisi Hüseyin Günay farkına varmadan son yılların en büyük ifşaatına imza attı. Yanındakine Erdoğan’ın Beyaz Saray buluşmasının perde arkasını “Hiçbir şey alamadık” anlamına gelen ifadelerle anlattı.
Dahası “Bilal, damat, Hakan Fidan kavgası var” diye Saray’daki durumu da özetledi.
Hüseyin Günay AP kamerasının yakaladığı bu görüntü sonrası Türkiye’ye dönebilecek mi, merak ediyorum.
Sosyal medyada paylaşılan videonun altındaki yorumlara bakılırsa, herkes aynı şeyi düşünüyor. Hatta iltica etmesini falan öneriyor.
*. *. *
Aslında bu da son zamanlarda ortaya saçılan “herkesin bildiği sırlardan biri”..
Bence önemi şu: Hakan Fidan neden Erdoğan “Amerika ziyaretimiz fevkaladenin fevkinde başarılı geçti” derken KAAN uçaklarını gündeme getirdi.
ABD’nin “HASIMLARINA UYGULADIĞI” yaptırımlar nedeniyle KAAN’ın motor lisansının hala alınamadığını hatırlattı?
Yandaş medya adeta çıldırdı. En sıkı Reisçiler, “asıl mesele Erdoğan’ı yıpratmak” diye karşı saldırıya (!) geçti. Bazıları, “Fidan ABD’ye mesaj verdi.. Muhalefet yanlış anlayıp algı operasyonuna girişti” dedi.
Atatürk’ün Türk Hava Kurumu’nu kurup yurttaşların bağışlarıyla ülkeye kazandırdığı uçakları.. 12 Eylül sonrasındaki özelleştirmelerle başlayan furyada sata sata bitiremedikleri yerli ve milli sanayi - finans ve kurumlarını hatırlamayanlar… Mesela Abdülkadir Selvi şunu yazdı:
“Evden getirilen iki elma bir mandalinayla Yerli Malı Haftası yapmayı bilirler ama yerli ve milli uçak gemisi TCG Anadolu’ya, yerli ve milli otomobilimiz TOGG’a, yerli ve milli savaş uçağımız KAAN’a laf atmak için yanıp tutuşurlar. Oysa dünyanın ciddi savunma dergileri KAAN’a geniş yer ayırıyor.”
AKİT ise, yazı işlerinde epey kafa yorarak formüle ettiği belli olan şu yorumla Selvi’nin suçlamasına “adres” gösterdi:
“Dünyanın gelişmiş ülkelerinin bilgi ve teknoloji paylaşımıyla ortak üretim yaptığını görmezden gelen seküler azınlık ve ihanet medyası, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamaları üzerinden ilk muharip uçağının motorunun ABD’den karşılandığı gerekçesiyle 100 yıllık hayalimiz olan KAAN’ı hedef almaya başladı..”
*. *. *
Hani “teker teker gelin” denir ya! AKİT; yazanları, konuşanları neredeyse vatana ihanetle suçlarken.. Cem Küçük çıktı, televizyon yayınında, tartışmaya bambaşka bir boyut getirdi:
"Buradaki sıkıntı, öğrendiğime göre Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bu konuyla ilgili böyle bilgi verilmemesi. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan da 45 uçağın yerli ve milli uçakla yapılacağını biliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a başta bilgi verilmemiş. Erdoğan bu konuyu bilmiyormuş. Erdoğan’a yanlış bilgi veriliyor. Hepsini yerli ve milli motorla yapılacak diye biliyormuş."
Motor yalan.. Tek adam da bundan habersiz, yine kandırılmış yani!
Habire kandırılır Erdoğan, sonra “rabbim affetsin” deyip yükü sırtından atar, biliyoruz.
Bu kez kandıran, yanlış bilgi veren ya da bildiği halde uyarmayan kim acaba?
Mesela Erdoğan’ın “BENİM SIR KÜPÜM” dediği Hakan Fidan bilmiyor muymuş? Biliyormuş da, itirazını neden Beyaz Saray’daki o uzun toplantıda bizzat Trump’a iletmemiş de, Türkiye’ye döndükten sonra kamuoyuna açık bir bir mesajla vermeyi tercih etmiş?
MİT başkanlığı döneminde kim bilir neler görmüş geçirmiş.. Dışişleri Bakanlığında da derin mevzuların içinden geçmiş.. Davutoğlu’nun manevi evladı Hakan Fidan..
Tam da en kritik randevu sırasında KAAN açıklamasının nelere yol açacağını nasıl öngörememiş olabilir?
*. *. *
Bence öngörüyordu elbette. Bilerek yapılan bir hamleydi.
Dolayısıyla, buna bakarak “Hakan Fidan sahneye çıkma zamanının geldiğine hükmetti” diyebiliriz.
Erdoğan’ın, Beyaz Saray’ın kapısında bile saklanamayan hali.. Sağlık sorunlarına dair iddialar.. Sanki “Erdoğan dönemi bitiyor. Şov başlasın” dedirtmiş.
Saray’dan en mahrem bilgilerin sızdırılması tesadüf olabilir mi zaten.
Kim bilir önümüzdeki günlerde sır küpü daha neler sızdıracak, neler duyacağız..
Yardımcı rollerde Fahrettin Altun ve ve hatta belki Berat Albayrak bugünler için sakladıkları bilgileri nasıl ortalığa salacak!!
Ve bence en önemli soru: “BAHÇELİ BU GEÇİŞ SÜRECİNDE NE YAPACAK”?
Ankara, özellikle de MHP kulislerine hakim isimlerin, “Erdoğan Trump ile buluşmayı bu kadar önemserken Bahçeli TRÇ, yani Türkiye- Rusya - Çin paktı öneriyorsa yakında harekete geçecek demektir” yorumu boşuna değil.
25 yıl önceki gibi erken seçim dayatabilir..
Köprü geçilirken de başka bir isim, Hakan Fidan ya da Özgür Özel’le yürünebilir.
Kuliste zil çaldı. Oyuncular sahneye yöneldi.. Oyunda ikinci perde başlamak üzere.
İyi seyirler!
“NOT: Haber bu sabah geldi. NTV muhabiri Hüseyin Günay babalığın mutluluğunu yaşayamadan kovuldu. Umarım AP, Günay’ın izni olmadan yaptığı çekimle yol açtığı durumu telafi eder!”


