Filo Günlükleri 27: Bu soruyu ben de çok soruyorum? Ersin Çelik
Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Bu yolculuk hiç kolay olmuyor. Tunus'tan bu yana filomuza adeta görünmez bir kanca atılmış durumda. Faili meçhul sabotajlar, gece gündüz demeden üzerimizde gezinen ve varlığıyla bile psikolojik bir baskı unsuru olan dronlar, en ihtiyaç duyduğumuz anda kırılan yelenler ve bir daha çalışmamak üzere inatla susan motorlar... Bu sivil misyon, taşıdığı mana ile büyüdükçe, yol da fiziken uzuyor, çetrefilleşiyor. Karadan üzerimize kurulan o yoğun baskıyı, artık Akdeniz'in ortasında, tuzlu rüzgârın serinliğinde bile ensemizde hissediyoruz.
Ancak bu zorluklar, filonun asıl ruhunu daha da çelikleştiriyor. Güvertede ya da dinlenme anlarında kimsenin ağzından tek bir serzeniş duymuyorsunuz. Çünkü herkesin aklı ve kalbi aynı yerde: Gazze’nin hali ortadayken, kendi konforunu ya da zorluğunu şikâyet konusu etmeyi kimse aklından bile geçirmiyor. Aksine, karşılaştığımız her engel, amacımızın ne kadar haklı ve bu yolu tamamlamanın ne kadar elzem olduğunu bize yeniden hatırlatıyor.

Şu satırları yazarken demirlediğimiz bu yabancı koyda üçüncü günümüzü bitiriyoruz. Etrafımızdaki sakin sular, içimizdeki fırtınalı bekleyişle tam bir tezat oluşturuyor. Biri benim üzerinde olduğum tekne olmak üzere iki teknemiz daha arızalandı. Bizimki, inatçı bir akü sorunuyla boğuşuyor; farklı ülkelerden gelen teknisyenler, usta denizciler, ne denediyse olmadı, çalışmadı. Bu haliyle yola devam etmesi imkânsız. Mecburi istikamet Girit Limanı, ama oradaki tamir süreci de tam bir muamma. Bürokratik engeller mi çıkacak, parçalar "bulunamayacak" mı, zamanla mı yarışacağız, bilmiyoruz. Ben şimdi, geride bir "ev" bırakarak başka bir tekneye geçmenin ve yola devam etmenin hazırlığındayım. Çünkü bu filo duramaz; çok fazla görünür ve görünmez engel aştı, çok fazla sabotaja uğradı.
Biliyorum, bu satırları okuyan iyi niyetli insanlar dışarıdan "Neden hâlâ gitmediniz? Neden bu kadar uzun sürdü?" diyen haklı eleştiriler yöneltiyor. İnanın bana, bu sorunun cevabını en çok biz, denizin ortasında, her gün yeni bir problemle boğuşan bizler arıyoruz. Elbette öngörülerimiz, tahminlerimiz ve artık kanaate dönüşen çıkarımlarımız var: Bu filonun bir şekilde yavaşlatılmaya, küçültülmeye ve nihayetinde engellenmeye çalışıldığını anlıyoruz. Tamir sırasında kritik parçaları çalınan teknelerimiz oldu. Bu sadece bir tesadüf olamaz. Ama şundan eminiz ki, bu yolculuğu dinamitleyen her girişim, karşısında daha da perçinlenmiş bir irade buluyor. Yolun devam etmesi için mevcut şartlarda daha fazla fedakârlık etmeye, daha fazla çile çekmeye hazır, sarsılmaz bir sivil irade var burada.
Bu süreçte deniz, adeta ikinci evimiz oldu. Sanki yıllardır bu dalgaların üzerinde yaşıyormuşuz gibi, artık havanın sertliğini, dalgaların şiddetini bile ayırt etmiyoruz. Çünkü zihnimiz ve ruhumuz tek bir hedefe kilitlenmiş durumda: Biz sadece Gazze'yi düşünüyoruz. O kahrolası, insanlık dışı ablukanın bir gün paramparça olduğu o anı hayal ediyoruz. Akdeniz’in, artık savaş gemilerinin değil, Gazze’ye yardım ve umut taşıyanların gölüne döndüğü; dünyanın dört bir yanından insanların sevinçle, özgürce o kıyılara ulaşmak için çırpındığı o anı tasavvur ediyoruz. İşte bizi ayakta tutan, tüm bu zorluklara göğüs germemizi sağlayan yegâne yakıt, bu hayaldir. Şunu net olarak söyleyebilirim: Bu yolculuk, adaletsizliğe boğulmuş mevcut düzendeki son şans, insanlığın vicdanında diri kalan son umut gibi. Ve biz, bu umudu menziline ulaştırana kadar sonuna kadar taşıyacağız. Hepimiz, farklı dillerde de olsa, buna ahdettik.
Çok yorucu, belirsizliklerle dolu ve her an "filo dışı kalma" korkusuyla geçen, elektrik ve internet imkanımın çok kısıtlı olduğu bir günün ardından bu yazıyı son anda tamamlayabildim. Şimdi, tüm bu karmaşayı geride bırakıp bir daha durmamak üzere Gazze yoluna yeniden yelken açıyoruz. Kısa süre sonra önce turuncu, sonra da en tehlikeli olan kırmızı bölgede olacağız. Ancak bizim gözümüz tek bir renk görüyor; o da bu Filo’yu Gazze’ye ulaştıracak olan Akdeniz’in o engin ve kararlı mavisi.



