Fransa yı sarsan esrarengiz cinayet: Ceset yok, tanık yok, itiraf yok
Hurriyet sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Fransa, televizyon dizilerini aratmayan bir cinayet davasına kilitlendi. 38 yaşındaki Fransız ressam ve dekoratör Cedric Jubillar, kıskançlık nedeniyle eşi Delphine’i öldürmekle suçlandı.
Telegraph gazetesinde yer alan habere göre, hemşire Delphine’in Covid-19 pandemisinin en kritik günlerinde kaybolması, cinayet şüphelerinin artmasına neden oldu. Ancak polisin elinde kan izi, suç mahalli ya da bir ceset yok. Soruşturmayı yürüten polisler, yalnızca kırık bir gözlük ve Dalphine'in altı yaşındaki oğlunun çelişkili ifadelerine sahip.
Bu gizemli dosya, 33 yaşındaki iki çocuk annesi Delphine Jubillar’ın 15 Aralık 2020 gecesi Fransa’nın güneybatısındaki Tarn bölgesine bağlı Cagnac-les-Mines’teki evinden kaybolmasıyla başladı.
O GECE NE OLDU?
Sabaha karşı 04.09’da kocası Cedric Jubillar, polisi arayarak “Merhaba, eşimin nerede olduğunu bilmiyorum” dedi. Günlerce süren aramalara gönüllü ekipler, dalgıçlar, mağara kaşifleri, askeri birlikler, adli ekipler ve dronlar katıldı, ancak hiçbir iz bulunamadı.
'EVLİLİĞİ ÇALKANTIDAYDI' İDDİASI
Hakkında açılan dava nedeniyle hakim karşısına çıkan Cedric Jubillar, “Hakkımdaki suçlamaları reddediyorum” diyerek suçlamaları kabul etmedi. Ancak savcılara göre çift, gergin bir ayrılık sürecindeydi.
Delphine’in kocasına artık tahammül edemediği, borçlu ve dağınık evin yükünü hemşire maaşıyla taşıdığı, kocasının ise günlerini video oyunları ve yoğun uyuşturucu kullanımıyla geçirdiği öne sürülen iddialar arasında yer aldı. Bir başka iddiaya göre, Delphine’in evli bir sevgilisi vardı ve ikili birlikte yeni bir hayat planlıyordu.
�
Soruşturma dosyasına göre Cedric, eşinin hareketlerini ve kredi kartı ile yaptığı alışveriş listesini takip etti. Eşinin otel rezervasyonlarını ve iç çamaşırı alışverişlerini de ortaya çıkaran Cedric, bir arkadaşına, “Bıktım, onu öldüreceğim. Gömüp kimsenin bulamayacağı bir yere saklayacağım” dediği öne sürüldü.
EN SON SEVGİLİ İLE KONUŞTU
Savcılara göre Delphine, kaybolduğu gün PIN kodunu değiştirerek eşinin telefonunu kullanmasını engelledi. Akşam saatlerinde sevgilisiyle uzun uzun mesajlaştı. Telefonundan gelen son sinyal aile evinden alındı ve ardından sinyal kesildi.
Evde sadece Delphine’in üç parçaya bölünmüş kırık gözlüğü bulundu. Altı yaşındaki oğulları, anne ve babasının kavga ettiğini, annesinin “Bırak” dediğini, babasının ise “O zaman ayrılırız” diye yanıt verdiğini söyledi. Komşular da gece “korku dolu çığlıklar” duyduklarını bildirdi.
KANITLAR YETERSİZ
Cedric’in ile aynı hücreyi paylaşan bir mahkum, cinayeti itiraf ettiğini ve cesedin yerini tarif ettiğini öne sürdü. Ancak tüm kazılara rağmen Delphine’in cesedi bulunamadı. Mahkeme, tanığın ifadelerinin güvenilir olmadığına karar verdi.
Savcılık, Delphine’in “utangaç ve fedakâr” bir kadın olduğunu, ancak evin asıl geçimini sağlayan kişi haline geldikçe özgüven kazandığını belirterek, bu durumun kocasının egosunu zedelediğini ileri sürüdü.
SOSYAL MEDYADA TEORİLER HAVADA UÇUŞTU
Delphine’in kaybolması, sosyal medyada binlerce kişinin teoriler ürettiği bir takıntıya dönüştü.
Pantheon-Sorbonne Üniversitesi’nden medya tarihçisi Prof. Patrick Eveno, “Eskiden bu tür olaylar kahvehanelerde tartışılırdı. Artık Facebook ve Twitter ile bu sohbetler küreselleşti” dedi.
Yıllar süren soruşturma ve 16 bin sayfalık dosyaya rağmen ortada hâlâ ceset yok. Fransız basını, bu davayı “Sıradan bir evlilik krizinin felakete dönüşmesi” olarak tanımladı.


