Futbol Konseyi: Tedesco, bu büyük kaosu yönetecek kalibrede değil Süper Lig, Galatasaray için çerez!
Hurriyet sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Hürriyet yazarları Uğur Meleke, Güntekin Onay, Fırat Aydınus ve Mehmet Arslan, Futbol Konseyi'nde haftanın gelişmelerini masaya yatırdı.
1-) Galatasaray derbiye tutuk başladı, gol yedi, 10 kişi kaldı ancak ikinci yarıdaki iyi görüntüsüyle 1 puan aldı. Siz nasıl buldunuz G.Saray’ı?
MEHMET ARSLAN: REKOR PUAN FARKIYLA ŞAMPiYON OLURLAR
Ligin tartışmasız en iyi takımı. Bu sezon rekor puan farkıyla şampiyon olurlar. Rakibi yok. Eğer bir rakip çıkacaksa onu da kendi içinden çıkarır Galatasaray. Yok Sane, yok İcardi gibi. Kadrosu ligin üstünde, takım olarak da, bireysel performans olarak da ligin üstündeler. Tek düşünceleri Şampiyonlar Ligi. Süper Lig onlar için çerez.
UĞUR MELEKE: BURUK iLK 35 DAKiKANIN ANALiZiNi YAPACAKTIR
Galatasaray ligde ilk 8 haftayı 22 puanla geçmiş. Şampiyonlar Ligi’nde de 2 maçta 3 puan toplamış. Bu ortalamayla giderse ilk 24’e girmesi sağlıklı bir hedef. Yani tablo olumlu. Derbide G.Saray 11’e 11’ken taktiksel olarak yetersiz kaldı. Ama bir kişi eksikken daha iyi bir G.Saray vardı. Buruk o ilk 35 dakikanın analizini yapacaktır.
GÜNTEKİN ONAY: MAÇA TUTUNMA ARZUSU ALKIŞI HAK ETTi
Galatasaray'ın 1-0 yenik duruma düşüp, Singo’nun sakatlanması, üstüne Davinson’un atılmasına rağmen maça tutunma arzusu alkışı hak etti. Üstelik bunu çok yoğun geçen Liverpool maçının sonrasında yaptılar. Ancak 11’e 11 oynarken Beşiktaş kalesinde tek bir pozisyon dahi bulamadılar. Bu koşullarda dahi kaybetmemiş olmak G.Saray için büyük bir psikolojik avantaj.
FIRAT AYDINUS: BU ŞARTLARDA ALINAN 1 PUAN KAZANÇTIR
Kağıt üzerinde G.Saray’ın favori olduğu bir derbiydi. Hafta içi de Liverpool’la oynadıkları için 60-70. dakikalardan sonra fiziksel bir düşüş yaşama olasılığı da göz ardı edilmiyordu. Buna bir de geriye düşmeleri ve uzun süre 10 kişi oynamaları eklenince şartlar iyice zorlaştı. Bu olumsuzluklar göz önüne alındığında, alınan bir puan kazançtır.
2-) Fenerbahçe, Nice galibiyeti sonrası gittiği Samsun deplasmanında yine etkisizdi. Fenerbahçe’de sorun ne? Hoca mı, oyuncu kadrosu mu?
UĞUR MELEKE: 70 MiLYON EURO HARCAYIP DAHA ZAYIF TAKIM KURDU
Şüphesiz ki ki Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu durumun faturasını yalnızca şu anda Kadıköy’de bulunanlara kesmek imkansız. Geçen sezon kanatlarda Oğuz-Kostic oyununuzun kalbi. Dzeko derine gelerek takımın beyni. Üzerine 60-70 milyon Euro harcayıp daha zayıf bir takım yaratıyorsunuz geçen sezondan. Ali Koç, Mourinho’yu göndermekte geç kalıyor. Sezon ortasında alakasız bir yere seçim koyuyor. Sonra da bu kaotik ortamın altından kalkma deneyimi olmayan Tedesco’yu göreve getiriyor. Tedesco da zaten şaşkın şu an. Ve bu kaosu yönetebilecek kalibrede değil.
MEHMET ARSLAN: F.BAHÇE BU KADRO VE FUTBOLLA AVRUPA KUPALARINA BiLE KALAMAZ
Oynanan oyuna bakıyorum, bu takım ancak küme düşmeme mücadelesi verir. Ne golcüsü var, ne savunması ne de orta sahası. Ne bir planı ne de oyun anlayışı. Bu kadro ile ne önde baskı yapabilirsiniz, ne de savunma. Mourinho bu tablonun farkına vararak erkenden kaçtı diye düşünüyorum. Fenerbahçe bir mucize olmazsa bu kadro ve futbolla bu sezon Avrupa kupaları’na bile kalamaz. Yeni başkan Sadettin Saran’ın bu yapıyı değiştirme şansı vardı. Ama o da mevcut düzeni korudu, o tren de kaçtı.
FIRAT AYDINUS: SADECE KENARDA DEĞiL SAHADA DA SORUNLAR VAR
Fenerbahçe hafta içindeki Nice galibiyetiyle moral bulmuştu. Ancak Samsun deplasmanında sergilenen etkisiz oyun, soru işaretlerini yeniden gündeme taşıdı. Bu noktada 2 temel faktör öne çıkıyor: Teknik adam ve oyuncu yapısı. Hoca, sistemini netleştiremiyor. Öte yandan, bazı kilit isimlerin fiziksel ve mental düşüşü de aşikar. Acilen Jhon Duran’ın durumu ve En-Nesyri’nin performans sorununa el atılmalı. Fenerbahçe, bireysel kalitesi yüksek bir kadroya sahip. Ancak bu kadro, halen bir ‘takım kimliği’ oluşturabilmiş değil. Sorun yalnızca kenarda değil, sahadaki bütünlükte de.
GÜNTEKİN ONAY: SiSTEMSiZLiK VE UYUMSUZLUĞA MOTiVASYON KAYBI DA EKLENDi
Mourinho giderken güçlü bir oyun bırakmadı. “Fenerbahçe şunu oynar” diye bir tanımlama yapamıyoruz. Kadrodaki futbolcular da birbirlerini tamamlamıyor. İsmail-Fred oynayınca yaratıcılık sorunu yaşanıyor. Merkezde Asensio oynayınca, bu kez de orta saha kırılganlaşıyor. Haftalardır söylüyorum ve yazıyorum; Talisca’nın takım oyununa en ufak bir katkısı yok. Santrfor En-Nesyri ise yüksek toplar hariç kontrolü kolay bir oyuncu. Rakip stoperleri asla zorlayamıyor. Ayrıca pas oyununda da yok. Archie Brown 4’lü savunmanın sol beki değil. Mourinho bu takımı 3-4-1-2’ye göre kurdu. Fenerbahçe’de uyumsuzluk ve sistemsizlik var. Motivasyon kaybı da olunca bu tablo ortaya çıktı. Bu hafta 18 takımın içinde en az gol beklentisi üreten Fenerbahçe idi.
3-) Beşiktaş derbide 11’e 11 oynanan bölümde daha etkiliydi. Ancak G.Saray’ın 1 kişi eksik oynadığı 60 dakikada eleştirildi. Siz nasıl buldunuz?
GÜNTEKİN ONAY: 10 KiŞiLiK G.SARAY ÖNÜNDEKi BU OYUN KABUL EDiLEMEZ
Beşiktaş'ın 1-0 öne geçtikten sonraki süreçte, yediği gole kadar olan bölümde topa sadece yüzde 25 sahip olup, oyunun kontrolünü 10 kişi oynayan G.Saray’a vermesi kesinlikle kabul edilebilir bir durum değil. Zaten ikinci yarının başında Galatasaray’ın kalan son gücünü golü bulmak için 60. dakikaya kadar harcayacağı belliydi. 15 dakikadan daha fazla baskı yapamazdı. Okan Buruk risk aldı. Halbuki derbide rakibini ikinci yarının başında presle karşılaması gereken Beşiktaş’tı. Böylece 10 kişilik Galatasaray kendi yarı sahasından çıkamaz ve bocalardı. Beşiktaş çok büyük bir fırsatı tepti.
FIRAT AYDINUS: BEŞiKTAŞ’IN KULÜBESi OYUN iÇiNDE PLAN DEĞiŞiKLiĞi iÇiN YETERSiZ
Her şey Beşiktaş’ın oyun planı doğrultusunda, devre arasına kadar istediği şekilde ilerledi. Orkun ve Rafa Silva gibi ayağı düzgün oyuncular, bu plana uygun biçimde maksimum verimle kullanıldı. İkinci yarıda bir kişi fazla oynamasına rağmen, Beşiktaş yine de aynı planı sürdürmeyi tercih etti. Gole kadar Galatasaray’ı kendi sahasında karşılayan bir görüntü sergiledi. Bu noktada Sergen Yalçın’ın oyuna müdahale etmemesi eleştiri konusu oldu. Ancak bir de işin diğer tarafından bakmak gerekiyor. Plan değişikliğini sahaya yansıtabilecek oyuncu profili ve performans gücü açısından Beşiktaş kulübesi ne kadar yeterliydi? Beşiktaş doğru bir stratejiyle başladı, fakat oyunu farklı senaryolara çevirecek gücü bulamadı.
MEHMET ARSLAN: ANCAK ELiNiZDEKi KADAR HAYAL KURABiLiRSiNiZ!
Beşiktaş için, “Bu takım teknik direktörü de, yönetimi de götürür” demiştim. Yanılmışım. Sergen Yalçın etkisini hesaba katmamışım. Beşiktaş’ın çehresini, sahaya yayılışını ve özgüvenini pozitif anlamda değiştirdi. Galatasaray’a karşı ilk 45 dakikada bunu gördük. Ama ancak elinizdeki kadro kadar hayal kurabilirsiniz. Ne yazık ki Sergen Yalçın’ın oyuncu seçenekleri de kısıtlı. Buna rağmen Galatasaray’a ligde direnebilecek bir Beşiktaş gösterdi bize.
UĞUR MELEKE: BiR MAÇIN iÇiNDE ADETA BiRDEN FAZLA MAÇ OYNUYORLAR
Sergen Yalçın’ın Beşiktaş’ının zaten en önemli problemi maçların içinde adeta birden fazla maç oynamaları. Kocaelispor önünde de bir bölüm harikaydılar, sonra 1 saat konservatif kaldılar. Galatasaray önünde 1 kişi fazlayken herkes ön alana baskıya gitmelerini, galibiyeti aramalarını, eksik rakibini yormalarını bekledi ama çok çekingen kaldılar o bölümde. Göztepe karşısında presle 0 top kazanmıştı Beşiktaş. Kocaeli’ne karşı son bir saat pres yok gibi. 10 kişilik Galatasaray pres yaptı, Beşiktaş yapamadı. Bu bir problem tabii.
4-) A Milli Takım, Bulgaristan ve Gürcistan’la oynayacak. Montella’nın kadro seçimini ve bu 2 maçtaki şansımızı nasıl değerlendirirsiniz?
MEHMET ARSLAN: EY TFF VE SAYIN BAŞKANI LÜTFEN HOCAYI RAHAT BIRAKIN
Gürcistan'ı deplasmanda yenince “Vincenzo Montella’yı Türk vatandaşı yapacağız” diyerek hamasetin zirvesine oturan, kendi sahamızda İspanya’dan 6 yiyince susup oturan bir kafa olmasa şansımız ikincilik için yüksek diyeceğim. Montella mı? Başarılı işte. Daha ne söylenir ki. Profesyonelce işini yapıyor. Oyucuları ile uyumu ve tercihleri (bana göre) mükemmel. Ama onun üzerinden prim elde etmeye çalışıp, hocanın kimyasını bozmayı aklım almıyor. Ey Türkiye Futbol Federasyonu ve sayın başkanı, lütfen rahat bırakın Montella hocayı...
UĞUR MELEKE: MONTELLA, MiLLi TAKIMDA BiR KULÜP DiNAMiĞi YAKALAMAYA ÇALIŞIYOR
Montella uzun bir süredir zaten kadro seçimlerinde ekstrem bir iş yapmıyor. Hemen hemen aynı oyuncuları davet ediyor ve içeride bir kulüp dinamiği yakalamaya çalışıyor. Kısmen de bunu beceriyor. Birinci kümede iş bulamayacak Stefan Kuntz’un ve onu getiren aklın(!) enkazını kaldırmak tabii zaman aldı ama Türkiye artık Uluslar A Ligi’nde. EURO 2024’te çeyrek final yaptı. Ve bu grupta da hedefi ikincilik. Gürcistan ve Bulgaristan’a karşı tabii ki mutlak hedef 6 puan.
GÜNTEKİN ONAY: SAMET VEYA ÇAĞLAR’IN YERiNE EMiRHAN TERCiH EDiLEBiLiRDi
Montella artık Türkiye Ligi’ni ve oyuncu havuzunu çok iyi tanıyor. Kadro tercihlerine o yüzden bir şey diyemem. Belki savunmada Samet Akaydin veya Çağlar Söyüncü’nün yerine son iki maçtır iyi oynayan Emirhan Topçu tercih edilebilirdi. Bulgaristan ve Gürcistan maçları mutlak surette 6 puan almamız gereken bir fikstür. Hataya yer yok. Vincenzo Montella’nın bu iki maçı kazanmak için takımı ofansif kurgulaması gerek. Orta sahada ve forvette çok önemli oyuncularımız ve alternatiflerimiz var. Ben bu iki maçtan zorlanmadan 6 puan alacağımızı düşünüyorum.
FIRAT AYDINUS: DÜNYA KUPASI YOLUNDA EN KRiTiK ViRAJA ÇIKACAĞIZ
A Milli Takım Teknik Direktörü Vincenzo Montella’nın elinde yetenekli ve potansiyelli bir jenerasyon var. Ancak bu potansiyelin olumlu sonuç getirmesi, teknik ekibin doğru kadro mühendisliği ve oyuncuların inanç düzeyiyle doğrudan bağlantılı. Bulgaristan ve Gürcistan karşısında kâğıt üzerinde ağır basıyor olsak da, her iki maçın da kolay geçeceğini düşünmüyorum. Bu iki mücadeleyi Türkiye’nin Dünya Kupası yolundaki en kritik virajı olarak görüyorum. Finallere gitmek istiyorsak kayıpsız atlatmamız şart.


