Gazeteci Fatih! Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Ekrem İmamoğlu’nun avukatı gözaltına alınıp tutuklandı. İmamoğlu’nun babasının imar izinli arsasında jandarma bir kuyu aradı.
Kuyu yokmuş.
Bulunamadı.
★★★
Sıra kedide!
Burası Türkiye:
İmamoğlu’nun kedisi de gözaltına alınır, sorguya çekilir, örgüt üyeliğinden tutuklanabilir diye beklenti doğdu. Kedi de ifadeye çağrılıp etkin pişmanlıktan faydalanmaya özendirilirse halk buna fazla şaşırmayacak.
★★★
İmamoğlu ile hiçbir bağı, bağlantısı yok ama Fatih Altaylı, ‘cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı başlıklı Türk Ceza Kanunu’nun 310. maddesinin ikinci fıkrasına’ gönderme yapılarak gözaltına alındı.
Gazeteci Fatih!
Okuru olan biri.
★★★
Kanalında canlı ve görüntülü söylediklerinden ‘cumhurbaşkanına suikast yapma ve fiili saldırı da bulunma’ anlamı çıkar mı? derken çıkarttılar.
Yargı kararı verdi, tutukladı.
★★★
Bu yazıyı yazdığım sırada Fatih Altaylı, henüz yargı karşısına çıkartılmamıştı. Ve emniyetteki ilk ifadesinde; “Benim kesinlikle cumhurbaşkanına ne tehdit ne hakaret maksadım vardır” demişti.
★★★
Fakat söze bakılmıyor!
Su derecesine bakılıyor!
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral iki gün önceden; “Fatih Altaylı senin suyun ısındı” diyen açıklama paylaşmıştı. Başdanışman ‘suyun ısındı’ dedikten 48 saat sonra; Fatih Altaylı, emniyette kaynamış suya alındı!
★★★
Gazeteci Fatih Altaylı, yargı önüne çıktıktan sonra evine geri de gönderilebilirdi.
Kaynamış sudan korksun, ürksün, gelip cumhurbaşkanının uçağına binsin diye hapse de konulabilirdi. İkincisi oldu.
★★★
Burası Türkiye!
Nereden nereye!
Fatih Altaylı 2007 yılında başbakanlık uçağında Başbakan Erdoğan ile New York’a uçtuğunu kendi yazmıştı.
★★★
Ben size; ‘suyun emirle ısınması’ örneğinden hareketle Türkiye’de son 20 yıl içinde kaç gazeteci sorguya alındı, neden alındı, kaçı tutuklandı tablosunu çıkarttım, yazayım.
Fikriniz olsun.
★★★
25 yıl önce 2000 yılının başından bu yana Türkiye’de gazetecilerin gözaltına alınmasında çok belirgin bir artış oldu. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Gazetecileri Koruma Komitesi (CPS) ve Platform 24 (P24) verilerine göre; ‘tutuklanan veya ifade vermeye çağırılan’ gazeteci sayısı bini geçti. 2010 yılı ile 2023 yılı arasında yargılanan gazeteci sayısı ise en az 3 bin oldu.
★★★
Yargılanan gazeteciler; terör örgütü propagandası, devlet sırlarını ifşa, cumhurbaşkanına hakaret, yasa dışı örgüt üyeliği ile suçlandı. 2016-2020 arasında 160 gazeteci tutuklu kaldı.
★★★
Türkiye’de basın özgürlüğü karanlık bir tablo halini aldı. Dünyada uzun süre hapishanede gazeteci tutan ülkeler listesinde ilk sırada kaldı.
Türkiye’de basın özgürlüğü ciddi bir şekilde törpülendi.
★★★
Son söz:
Gazeteci kalemini ‘asla kimseyi vurmak için ve asla kimseyi de parlatıp kollamak için’ kullanmayan yazı emekçisidir. Gazeteci, iktidarın yanında, onun yardakçısı, papağanı, borazanı olmaz, olamaz. Egemenin, güç sahibinin, zenginin, zorbanın, mafyanın, devleti ve halkı soyanın da yanında, yakında durmaz.

Kendisini TRT Haber Bayburt muhabiri olarak tanıtan Murat Söylemez adlı bir gazeteci, iki ay önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a bir çağırı yapıp, yayınlamıştı. Çağrıda; “Hakan başkan, Rusya’da Putin’e muhalif kim varsa kazara veya eceliyle öte tarafı boyladı. Putin hepsine başsağlığı da diledi. Reise diktatör diyenler ülkemizde cirit atıyor. Bilmem anlatabildim mi?” demişti.
Bu çağırıyı yapan Murat Söylemez, ifadeye çağrılmadı, gözaltına alınmadı, yargı önüne çıkartılmadı.
Murat Söylemez’ in TRT çalışanı olmadığı açıklandı. “Kim vurduya getirelim çağırısı yapmak” gazetecilik faaliyeti sayıldı.


