Gazeteciler 15 Temmuz’da yaşadıklarını anlattı: ‘O gece canımız pahasına görev yaptık’
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Turkuvaz Medya Grubu, darbe girişimi sırasında direnişin merkezi oldu. Canları pahasına görevlerini sürdüren gazeteciler o günü anlattı:

MELİH ALTINOK (SABAH YAZARI): O uzun geceyi bir yıl önce işe başladığım televizyon kanalında, A Haber-ATV'de geçirdim. A Kanallar Genel Müdürü Haluk Çimen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yayına bağlamak için telefon trafiği yürütüyordu. Ayaküstü durumu değerlendirip canlı yayına girdik. Cumhurbaşkanı'nın o gece safları netleştiren ve gidişatı değiştiren o sözlerini ekranlardan tüm Türkiye'ye duyurduk: "Tüm milletimi, meydanlara, havaalanlarına davet ediyorum. Siz dik durun yeter, biz ölümüne, ölümüne..." A Haber ve ATV stüdyolarının Barbaros Bulvarı'ndaki SABAH'ın ana binasında olduğunu düşünen darbecileri ise gazetenin önüne araçlarını çekip anahtarlarını ceplerine koyan vatandaşlar engellemişti.

NAZİF KARAMAN (HABER MÜDÜRÜ): 15 Temmuz'da Giresun Bulancak'ta kayınbiraderim için kız istemeye gitmiştik. Saat 21.00 sıralarında gazeteci bir dostum arayıp İstanbul'un bazı noktalarında askerlerin araçları çevirdiğini belirtti. Kendi kaynaklarımı aradım ve bunun bir kalkışma olduğunu öğrendim. Bir süre sonra dönemin İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan arayarak bir darbe girişimi olduğunu belirtti ve darbeciler hakkında gözaltı kararı verdiklerini söyledi. Hemen gazetemi ve A Haber'i arayıp bilgi verdim. Başbakan Binali Yıldırım'dan sonra A Haber'de canlı yayına bağlanarak gelişmeleri aktardım. En kritik saatlerde canlı yayındaydım. Cumhurbaşkanımızın sokak çağrısının ardından eşim ve akrabalarımla birlikte Bulancak'ta meydanlara çıktık.

BEKİR YENİAY (EDİTÖR): O gece gazetedeydim. Boğaziçi Köprüsü'nün çıkışında zırhlı araçlarla askerlerin yolu kestiğini gören Yazı İşleri Müdürümüz "Asker köprüyü kesmiş, bir baksana neler oluyor" dedi. Hemen bölge muhabirimizi aradım. Polis telsizlerinin sakin olduğunu söyledi. Ardından emniyet muhabirimizi aradım. 'Abi araştırıyorum. Hemen döneyim sana' dedi. Kısa süre sonra Askerin 'Darbe oluyor. Herkes evine gitsin' dediğini aktardı. O andan sonra darbeci askerlerin kurşunları, tepemizde uçan F-16 savaş uçakları, helikopterlerin yırtıcı sesleri arasında 'tarihin' gazetesini hazırladık.
BARIŞ SAVAŞ (MUHABİR): Başkan Erdoğan'ın çağrısı üzerine babam, ağabeyim ve kardeşim abdest alıp ikametimize yakın olan kışlanın önüne gittik. Amacımız hainlerin henüz kışladan çıkmadan önleyebilmekti. Neyse ki bulunduğum kışladan hainlere destek çıkmadı. Bu kez de karakol binası önüne geçtik. İhanet girişiminin akamete uğratılmasını anbean takip ettim. Sabaha kadar sokakta bekledik. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün de hainlerden temizlenince zor da olsa gazeteye ulaşabildim ve gelişmeleri aktardım.

MESUT ALTUN (EDİTÖR): O dönem SABAH'ın Cumhurbaşkanı Muhabiri olarak görev yapıyordum. Darbe girişimi olduğunu öğrenince gazeteye gitmek istedim. Ancak köprülerden geçiş olmadığı için bulunduğum yerden gelişmeleri takip etmeye başladım. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halkı meydanlara inmeye davet ettiği o tarihi konuşmayı derleyip gazeteye gönderdim. Ekranlarda hainlerin sivil halkın üzerine kurşun yağdırdığı görüntüler akıyordu. Daha önce çatışma bölgelerinde yer almama rağmen böyle dehşet verici bir olaya ilk kez şahit oluyordum. Tarihte eşi benzeri görülmemiş ihanet gecesi, milletin şanlı direnişiyle unutulmayacak bir zafere dönüştü.

BİNAYI KARARTIP SAYFALARI YAPTIK
TAMER ARSLAN (SAYFA TASARIMCISI): O gece taşra sayfalarından sonra biraz hava almak için gazetenin önüne çıktım. Bir astsubay elindeki A 4 kağıdı giriş katında bulunan görevlilere göstererek "Buraya imza atın. Binaya el koyuyoruz" dedi. Güvenlik görevlileri ve nöbetteki polis, askere çıkıştı. Asker, "Siz birazdan görürsünüz başınıza gelecekleri" diye tehdit edip gitti. Polis 'Darbe girişimi var. Şu an zırhlı tugaydan size doğru tanklar ve araçlar geliyor. Kendi önleminizi alın' uyarısında bulundu. Binanın önündü çok büyük ağaç saksıları vardı. Bunları hep birlikte gazetenin önünden geçen caddeye taşıdık. Genel Yayın Yönetmenimiz Metin Yüksel, rahmetli Yayın Koordinatörümüz Şaban Arslan ve Yazı İşleri Müdürü Kemal Kök geldi. Turkuvaz Medya Grubu Başkanvekili Serhat Albayrak da binadaydı. Helikopter ve savaş uçaklarının saldırısını önlemek için bina karartıldı. Gazeteyi yapmak için işe koyulduk. Karanlıkta birinci sayfaya son şeklini verdik. Tam bu sırada hain darbeciler silahlarla binaya saldırdı. Kurşunlar havada uçuşuyordu. Ara ara kendimizi yere atarak çalışmaya devam ettik. "FETÖ'cü Darbeye Milli İrade Tokadı" manşetini böyle yaptık.

'SABAHA KADAR MÜCADELE ETTİK'
CEMİL BARLAS: 15 Temmuz gecesi, Melih Altınok'la birlikte babamın bir süredir yattığı Florence Nightingale Hastanesi'nden çıkmış Etiler'e doğru gidiyorduk. Trafik, o saate göre aşırı yoğundu. Birinci köprüye giden yollar adeta kilitlenmişti. Eve vardıktan bir süre sonra 'Yurtta Sulh, cihanda Sulh' imzalı darbe bildirisi yayınlandı. Olayın ciddiyetini bir anda kavradık. Darbecilerin birinci hedefi olan A Haber'e doğru yola koyulduk. Binaya girdiğinizde A Kanallar Genel Müdürü Abdulhalik Çimen'in elindeki telefonda görüntülü olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan vardı. Beraberce stüdyoya girdik ve stüdyodaki kamera o telefondan Cumhurbaşkanı'nın halkı sokağa çağırmasını yayınladı. Banu El ve Cem Küçük'ün olduğu yayına biz de katıldık ve A Haber ekranlarında sabaha kadar mücadele ettik.
Gelişmeleri kaçırmamak için SonTurkHaber.com'dan en güncel haberleri takip edin.

MELİH ALTINOK (SABAH YAZARI): O uzun geceyi bir yıl önce işe başladığım televizyon kanalında, A Haber-ATV'de geçirdim. A Kanallar Genel Müdürü Haluk Çimen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yayına bağlamak için telefon trafiği yürütüyordu. Ayaküstü durumu değerlendirip canlı yayına girdik. Cumhurbaşkanı'nın o gece safları netleştiren ve gidişatı değiştiren o sözlerini ekranlardan tüm Türkiye'ye duyurduk: "Tüm milletimi, meydanlara, havaalanlarına davet ediyorum. Siz dik durun yeter, biz ölümüne, ölümüne..." A Haber ve ATV stüdyolarının Barbaros Bulvarı'ndaki SABAH'ın ana binasında olduğunu düşünen darbecileri ise gazetenin önüne araçlarını çekip anahtarlarını ceplerine koyan vatandaşlar engellemişti.

NAZİF KARAMAN (HABER MÜDÜRÜ): 15 Temmuz'da Giresun Bulancak'ta kayınbiraderim için kız istemeye gitmiştik. Saat 21.00 sıralarında gazeteci bir dostum arayıp İstanbul'un bazı noktalarında askerlerin araçları çevirdiğini belirtti. Kendi kaynaklarımı aradım ve bunun bir kalkışma olduğunu öğrendim. Bir süre sonra dönemin İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan arayarak bir darbe girişimi olduğunu belirtti ve darbeciler hakkında gözaltı kararı verdiklerini söyledi. Hemen gazetemi ve A Haber'i arayıp bilgi verdim. Başbakan Binali Yıldırım'dan sonra A Haber'de canlı yayına bağlanarak gelişmeleri aktardım. En kritik saatlerde canlı yayındaydım. Cumhurbaşkanımızın sokak çağrısının ardından eşim ve akrabalarımla birlikte Bulancak'ta meydanlara çıktık.

BEKİR YENİAY (EDİTÖR): O gece gazetedeydim. Boğaziçi Köprüsü'nün çıkışında zırhlı araçlarla askerlerin yolu kestiğini gören Yazı İşleri Müdürümüz "Asker köprüyü kesmiş, bir baksana neler oluyor" dedi. Hemen bölge muhabirimizi aradım. Polis telsizlerinin sakin olduğunu söyledi. Ardından emniyet muhabirimizi aradım. 'Abi araştırıyorum. Hemen döneyim sana' dedi. Kısa süre sonra Askerin 'Darbe oluyor. Herkes evine gitsin' dediğini aktardı. O andan sonra darbeci askerlerin kurşunları, tepemizde uçan F-16 savaş uçakları, helikopterlerin yırtıcı sesleri arasında 'tarihin' gazetesini hazırladık.
BARIŞ SAVAŞ (MUHABİR): Başkan Erdoğan'ın çağrısı üzerine babam, ağabeyim ve kardeşim abdest alıp ikametimize yakın olan kışlanın önüne gittik. Amacımız hainlerin henüz kışladan çıkmadan önleyebilmekti. Neyse ki bulunduğum kışladan hainlere destek çıkmadı. Bu kez de karakol binası önüne geçtik. İhanet girişiminin akamete uğratılmasını anbean takip ettim. Sabaha kadar sokakta bekledik. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün de hainlerden temizlenince zor da olsa gazeteye ulaşabildim ve gelişmeleri aktardım.

MESUT ALTUN (EDİTÖR): O dönem SABAH'ın Cumhurbaşkanı Muhabiri olarak görev yapıyordum. Darbe girişimi olduğunu öğrenince gazeteye gitmek istedim. Ancak köprülerden geçiş olmadığı için bulunduğum yerden gelişmeleri takip etmeye başladım. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halkı meydanlara inmeye davet ettiği o tarihi konuşmayı derleyip gazeteye gönderdim. Ekranlarda hainlerin sivil halkın üzerine kurşun yağdırdığı görüntüler akıyordu. Daha önce çatışma bölgelerinde yer almama rağmen böyle dehşet verici bir olaya ilk kez şahit oluyordum. Tarihte eşi benzeri görülmemiş ihanet gecesi, milletin şanlı direnişiyle unutulmayacak bir zafere dönüştü.

BİNAYI KARARTIP SAYFALARI YAPTIK
TAMER ARSLAN (SAYFA TASARIMCISI): O gece taşra sayfalarından sonra biraz hava almak için gazetenin önüne çıktım. Bir astsubay elindeki A 4 kağıdı giriş katında bulunan görevlilere göstererek "Buraya imza atın. Binaya el koyuyoruz" dedi. Güvenlik görevlileri ve nöbetteki polis, askere çıkıştı. Asker, "Siz birazdan görürsünüz başınıza gelecekleri" diye tehdit edip gitti. Polis 'Darbe girişimi var. Şu an zırhlı tugaydan size doğru tanklar ve araçlar geliyor. Kendi önleminizi alın' uyarısında bulundu. Binanın önündü çok büyük ağaç saksıları vardı. Bunları hep birlikte gazetenin önünden geçen caddeye taşıdık. Genel Yayın Yönetmenimiz Metin Yüksel, rahmetli Yayın Koordinatörümüz Şaban Arslan ve Yazı İşleri Müdürü Kemal Kök geldi. Turkuvaz Medya Grubu Başkanvekili Serhat Albayrak da binadaydı. Helikopter ve savaş uçaklarının saldırısını önlemek için bina karartıldı. Gazeteyi yapmak için işe koyulduk. Karanlıkta birinci sayfaya son şeklini verdik. Tam bu sırada hain darbeciler silahlarla binaya saldırdı. Kurşunlar havada uçuşuyordu. Ara ara kendimizi yere atarak çalışmaya devam ettik. "FETÖ'cü Darbeye Milli İrade Tokadı" manşetini böyle yaptık.

'SABAHA KADAR MÜCADELE ETTİK'
CEMİL BARLAS: 15 Temmuz gecesi, Melih Altınok'la birlikte babamın bir süredir yattığı Florence Nightingale Hastanesi'nden çıkmış Etiler'e doğru gidiyorduk. Trafik, o saate göre aşırı yoğundu. Birinci köprüye giden yollar adeta kilitlenmişti. Eve vardıktan bir süre sonra 'Yurtta Sulh, cihanda Sulh' imzalı darbe bildirisi yayınlandı. Olayın ciddiyetini bir anda kavradık. Darbecilerin birinci hedefi olan A Haber'e doğru yola koyulduk. Binaya girdiğinizde A Kanallar Genel Müdürü Abdulhalik Çimen'in elindeki telefonda görüntülü olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan vardı. Beraberce stüdyoya girdik ve stüdyodaki kamera o telefondan Cumhurbaşkanı'nın halkı sokağa çağırmasını yayınladı. Banu El ve Cem Küçük'ün olduğu yayına biz de katıldık ve A Haber ekranlarında sabaha kadar mücadele ettik.
if (!$ISMOBILE) : ?>
include(__DIR__.'/320x100.php');?>

Eski Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan, 15 Temmuz’da yaşananları anlattı
14 Temmuz 2025 10:29
Çalışanlara Temmuz’da %15 ara zam kararı
29 Haziran 2025 12:53
Bakan Ersoy: 15 Temmuz’da emperyalist düzen püskürtüldü
14 Temmuz 2025 14:27
TÜBİTAK Fen Lisesi Tanıtım Toplantısı 15 Temmuz’da gerçekleşecek
14 Temmuz 2025 21:49
15 Temmuz’da bazı toplu taşımaların ücretsiz olması Resmi Gazete’de
09 Temmuz 2025 03:37

