‘Görme kaybı çoğu zaman kader değil, erken tanıyla önlenebilir’
Dha sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Dünyagöz Etiler Hastanesi'nden Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Buğra Duman, göz sağlığının korunması ve önlenebilir görme kayıplarının engellenmesi için erken tanının önemine dikkat çekti. Op. Dr. Duman, “Dünya Görme Günü her yıl ekim ayının ikinci perşembesinde düzenleniyor. Bu global farkındalık günü, göz sağlığına erişim sağlama ve önlenebilir görme kayıplarının önüne geçilmesine odaklanıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2023 verilerine göre 2,2 milyar insanın görme bozukluğu bulunuyor. Bu kişilerin en az 1 milyarı, gerekli sağlık hizmetlerine ulaşamama veya erken teşhis yapılamaması nedeniyle tedavi edilemeyen durumlarla karşı karşıya kalıyor” diye konuştu.
‘TÜRKİYE’DE 10 KİŞİDEN 4’Ü DÜZENLİ GÖZ MUAYENESİ YAPTIRMIYOR’
Türkiye’de her 10 kişiden 4’ünün düzenli göz muayenesi yaptırmadığını belirten Op. Dr. Duman, “Halk arasında sadece görme bozukluğu olduğunda göz doktoruna gidilir diye yanlış bir algı var. Oysaki görme kaybına yol açabilecek hastalıkların çoğu sinsi ilerleyebiliyor” ifadelerini kullandı.
‘GÖZ, VÜCUTTAKİ BİRÇOK SİSTEMİK HASTALIĞIN AYNASIDIR’
Glokom (göz tansiyonu), diyabete bağlı retina hasarı ve yaşa bağlı makula dejenerasyonu gibi hastalıkların uzun süre belirti vermeyebileceğini aktaran Op. Dr. Duman, “Bu nedenle “erken tanı hayat kurtarır” derken aslında görmeyi kurtarmaktan bahsediyoruz. Göz, vücuttaki birçok sistemik hastalığın aslında aynasıdır. Diyabet, hipertansiyon, tiroid hastalıkları ve nörolojik hastalıklar göz muayenesi sırasında fark edilebilir. O yüzden yetişkinlerde 40 yaş sonrası herkesin yılda bir kez kapsamlı göz muayenesi yaptırması büyük önem taşır” ifadelerini kullandı.
‘SADECE MUAYENE DEĞİL, YAŞAM TARZI DA ÖNEMLİ’
Çocukluk çağındaki görme taramalarında, dikkat dağınıklığı ya da öğrenme güçlüğü olarak değerlendirilen sorunların aslında görme kusurundan kaynaklanabileceğini belirten Op. Dr. Duman, “Dijital ekranlar, çocukluk çağında maalesef miyopinin hızlanmasına sebep olabiliyor. Göz muayenelerinden istenilen sonucun alınabilmesi için hastaların, muayenenin yapıldığı merkezlerde göz sağlığı konusunda en yeni teknoloji ve tekniklerin kullanıldığından ve hekimlerin tecrübeli olduğundan emin olması gerekmektedir. Bunun yanında göz sağlığını korumak için sadece muayene değil, yaşam tarzı da önemlidir. Ultraviyole filtreli güneş gözlüğü kullanımı, dengeli ve sağlıklı beslenme, dijital ekrana bakarken mola vermek, sigara içiminden uzak durmak gerekmektedir” diye konuştu.
‘GÖZ HASTALIKLARI İLERİ AŞAMADA TESPİT EDİLDİĞİNDE TEDAVİ MASRAFI DA FAZLA OLABİLİYOR’
“Unutmayalım, görme kaybı çoğu zaman kader değildir” diyen Op. Dr. Duman, “Erken tanı ve bilinçli davranışlarla önlenebilir. Göz hastalıklarının çoğu sinsi ilerliyor ve teşhis edildiğinde bazen geri dönülmez görme kayıpları yaratabiliyor. Aynı zamanda hastalık ileri aşamada tespit edildiğinde tedavi masrafı ve yükü de fazla olabiliyor. O yüzden erken tanı, birçok hastalığın ilerlemeden önlenmesinde ve uygun tedavi ile görme kayıplarının azalmasında büyük önem taşır” dedi.
‘EN BÜYÜK İHMAL, DÜZENLİ GÖZ MUAYENESİNE GELİNMEMESİ’
Yetişkinlerde rutin olarak yılda bir muayene önerdiklerini belirten Op. Dr. Duman, “Fakat şeker, tansiyon veya başka bir görme bozukluğu gibi ekstra bir rahatsızlığı varsa bu süre kısalabilir. Aslında yine en büyük ihmal, düzenli göz muayenesine gelinmemesi. Bunun yanında bir sürü yanlış var. Dijital ekranlara çok uzun süre bakmak, uygunsuz kontakt lens kullanımı, gözü çok sert bir şekilde ovalamak, sistemik hastalığı olan kişilerin bunu önemsememesi, sağlıksız ve dengesiz beslenme gibi birçok faktör sayabiliriz. Bütün hastalıklarda olduğu gibi göz hastalıklarında da erken tanı çok önemlidir. Göz hastalıklarında erken tanı koymadığınızda ciddi görme kayıpları yaşanıyor ve bunların geri dönüş ihtimali olmuyor. Bu yüzden erken tanı ve doğru tedavinin önemi çok büyük” ifadelerini kullandı.
‘GÖZ MUAYENESİ ÇOK ÖNEMLİ’
Op. Dr. Duman, "Çocuklarda görme muayenesi çok önemlidir. Çünkü göz tembelliği çocukluk çağında gelişen bir durumdur. Görme kusuru olduğu zaman, özellikle bir gözde ve anizometropi dediğimiz iki gözün farklı gözlük numaralarına sahip olması durumunda göz tembelliği gelişebiliyor. O yüzden çocuklarda görme muayenesi çok önemli. Çünkü göz tembelliğinin maalesef ileriki yetişkinlik çağında tedavisi yok" diye konuştu.
Op. Dr. Duman, "40 yaş sonrası presbiyopi dediğimiz bir görme rahatsızlığı ortaya çıkıyor. Yani 40 yaş sonrası yakını görememe problemi oluyor. Bunun için 40 yaş sonrasında gözlük kullanma ihtiyacı hissediyoruz, yakını daha net görebilmek için. 40 yaş sonrası yakın görme problemi olan, yakın gözlük kullanmak istemeyen hastalarda ise lazer tedavisi maalesef yapılamıyor. Ancak 40 yaş üstünde uygun hastalarda mercek değişimi ameliyatıyla yakın gözlüğünden kurtulmak mümkün olabiliyor” ifadelerini kullandı.


