Günlerdir önce donuyor sonra ateşler içinde yanıyordu... İlaçlar etki etmedi, doktorların kafası karıştı! Sebebi adını bile duymadığı bir hastalık çıktı
Hurriyet sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Artık tanıdık gelen o hisler bir kez daha başladığında 28 yaşındaki anne 6 haftalık bebeğini henüz uyutmuştu. ABD’nin Iowa eyaletinin Bettendorf kasabasında yaşayan genç kadın sanki takvimler ılık bir nisan sabahını değil de soğuk bir ocak gününü gösteriyormuşçasına üşümeye başlamıştı.
Dişleri birbirine vuruyor, kolları bacakları titriyor, vücudu ısınmak için her şeyi yapıyordu. Ancak birkaç dakika içinde bu üşüme hissi kayboldu. Yerini ağrıların eşlik ettiği bir ağırlık ve sıcak hissi aldı. Termometre, genç anne ile eşinin tahminini doğruluyordu: Yine ateşi çıkmıştı.
Kadın iki haftadır günde bir iki kez bu durumu yaşıyordu. Önce iliklerine kadar donuyor, ardından ateşi 38-39 derecelere çıkıyor ve ilaç kullanmadan düşmüyordu. Yakınlardaki bir acil tıp merkezine başvurduğunda kendisine 10 günlük bir antibiyotik tedavisi verilmişti. Ancak o gün son dozu alacak olmasına karşın aralıklı ateşler devam ediyordu.
Bacaklarının arasındaki doğum sırasında atılan dikişlerden kaynaklanan ağrı ise ateşi düşse de geçmiyordu. Ağrısı bebekle birlikte eve döndükten birkaç gün sonra kaybolmuş ancak tam bir ay sonra yüksek ateşle birlikte aniden yeniden ortaya çıkmıştı.
Genç kadının o gün için önceden planlanmış bir doktor muayenesi vardı. Bu nedenle bebeklerini de alıp ailece Iowa Üniversitesi Sağlık Tıp Merkezi'ndeki Kadın Doğum Kliniği'nin yolunu tuttular.
AKLA İLK GELEN İHTİMAL ENFEKSİYON OLDU
Klinikteki ebe, hikayesini dinlediği kadını dikkatle muayene etti.
Muayene sonucunda, bazı dikişlerin tutmadığı, bunun sonucunda doğum sırasında oluşmuş yırtıkların yeniden açıldığı ve birkaç yerden cerahat sızdığı anlaşıldı. Tüm bölge son derece hassas durumdaydı. Kadın hastaneye yatırıldı ve hemen antibiyotik tedavisine başlandı.
Kadın ertesi gün daha detaylı bir inceleme için ameliyathaneye alındı. Burada açılan dikişlerin enfekte olduğu teyit edildi ancak antibiyotiklerden sonra iyileşme kaydedildiği de görüldü. Rahim ağzı muayenesinde bir şey çıkmadı. Kadının memelerinde de emzirmeyi zorlaştırabilecek herhangi bir iltihap belirtisi görülmedi.
Tüm bunlar doktorlar için memnuniyet vericiydi. Yine de hastanede kaldığı süre boyunca kadının ateşi her gün ateşi yükselmeye devam etti.
Peki enfeksiyon neredeydi? Ameliyat bölgesinden alınan kültürler bu soruya yanıt vermiyordu. Kan ve idrar örneklerinde bakteri bulunamıyordu. Tomografide herhangi bir gizli iltihaplanma alanı ya da pıhtı görülmüyordu. Hastanın kendisinin de başka bir şikâyeti yoktu.
BİR TÜRLÜ BİR SONUCA VARILAMIYORDU
Dr. Daniel Livorsi hastanın dosyasını dikkatle inceledi. Bulaşıcı hastalıklar konusunda uzman olan ve ekibiyle birlikte ateşin nereden kaynaklandığını bulacağını belirten Livorsi, olası maruziyetleri araştırmak için genç kadına sorular yöneltti.
Kadın üç yıl önce Hindistan'dan Amerika Birleşik Devletleri'ne taşınmıştı. Livorsi, ateşin yanında getirmiş olabileceği herhangi bir şeyden kaynaklanması için 3 yılın çok uzun bir süre olduğunu düşünüyordu. Bebek doğduğunda kadının ailesi onlarla kalmaya gelmişti ama herhangi bir sağlık sorunları yoktu. Dahası kadın evden getirdikleri yiyeceklerin hiçbirini yememişti.
Dr. Livorsi’nin muayenesi de hastanede yapılan tüm testler gibi sonuçsuzdu.
UFO DEĞİL FUO
Dr. Livorsi, ofisine dönüp düşünmeye başladı. Genç kadının ateşi doğumun bir komplikasyonu olamayacak kadar geç ortaya çıkmıştı; bebeği doğduktan sonraki bir ay boyunca herhangi bir sorunu yoktu.
Doktor, genç kadının sorununun FUO yani “nedeni bilinmeyen ateş” olduğuna karar verdi. Doktorun perde arkasındaki suçluyu bulabilmek için dedektiflik yapması gerekecekti.
BAKTERİLER VE VİRÜSLER İLK AKLA GELEN İHTİMALLERDİ
Bir tür bakteriyel enfeksiyon ihtimali halen geçerliydi zira bazı organizmalar laboratuvar ortamında üretilemiyordu.
Dr. Livorsi tüberküloz ve diğer olağandışı enfeksiyonlar için kan testleri istedi. Ayrıca bakterilerin tercih ettiği bazı saklanma yerlerinin de kontrol edilmesi gerekiyordu: Kalpte büyüyen bir mikrop aramak için ultrason, karnın veya pelvisin derinliklerinde bir apse aramak için de MR çekilecekti.
Bu testlerde bir şey çıkmazsa, muhtemelen sebep bakteriyel değildi ve antibiyotikleri kesebilirlerdi. Bu durumda virüs ihtimali ortaya çıkıyordu. Epstein Barr, sitomegalovirüs gibi inatçı ateşlere neden olan virüslere karşı bağışıklık tepkisini değerlendirmek için kan testleri istedi.
OTOİMMÜN HASTALIK İHTİMALİ DE VARDI
Elbette gizemli ateşlerin tek nedeni enfeksiyon değildi. Otoimmün hastalıklar ve bazı kanserler de buna sebep olabilirdi. Bağışıklık bozukluklarını araştırmak için romatoloji uzmanlarından, kanda kanser olup olmadığına bakmak için de hematolojiden destek istendi.
Son olarak, her şey başarısız olursa PET taraması yapabilirlerdi. (PET taramalarıyla vücutta komşularından daha aktif olan hücreler aranır. Test size bu aktiviteye neyin neden olduğunu söyleyemez ama sorunun vücudun neresinde olduğunu söyleyebilir.)
SONUNDA PET TARAMASI YAPILDI
Günlerce süren testlerin sonu hayal kırıklığı oldu. Ultrason, MR ve düzinelerce kan testi hiçbir ipucu vermedi. Bu süreçte kadın her gün ateşlenmeye devam ediyordu.
Sonunda PET taraması yapıldı. Kadına yine teşhis konamadı ama en azından önemli bir bulguya ulaşıldı: Hiperaktif hücrelerden oluşan parlak renkli nodüller boyundan pelvise kadar dağılmıştı. Bunlar lenf düğümleriydi ve görünüşe göre çok çalışıyorlardı.
Radyologların raporunda, bunun muhtemelen bir enfeksiyon veya otoimmün bozukluğun yola açtığı bir tür yaygın iltihaplanma olabileceğini öne sürüldü. Bir diğer ihtimal de bir bağışıklık sistemi kanseri olan lenfomaydı.
KANSER OLMADIĞINDAN EMİNDİLER
Dr. Livorsi o gün ziyaretine gittiğinde hasta yalnızdı ve PET taramasının sonuçları karşısında korkmuştu. Doktor yatağın yanındaki pencere kenarına yerleşti. Hematoloji servisiyle konuşmuş ve endişeli anneyi rahatlatmıştı. Bunun kanser olmadığından oldukça emindiler. Ancak ertesi gün biyopsi yapılacaktı ve bu hiperaktif lenf düğümlerinde neler olup bittiği anlaşılacaktı.
Ertesi gün (cuma) büyümüş lenf düğümlerinden birine iğne biyopsisi yapıldı. Sonuçlar bir sonraki haftaya kadar çıkmayacaktı. Hem genç kadın hem de eşi korku içindeydi. Dr. Livorsi pazar günü hastayı ziyarete gittiğinde korkusunu hissedebiliyordu.
Hastanın eşi, “Bunun kanser olup olmadığını ne zaman kesin olarak öğreneceğiz?” diye sordu. Doktor cevabı biyopsinin vereceğini söyledi.
KIKUCHI HASTALIĞI ÇIKTI
Sonuçlar nihayet perşembe günü geldi. Patoloji netti: Genç kadında genellikle lenfoma veya lupus ile karıştırılan Kikuchi hastalığı vardı. (Kikuchi hastalığının kanser olmadığı sadece biyopsiyle, lupus olmadığı da sadece negatif otoimmün testiyle kanıtlanabiliyor.)
Doktorlar güzel haberi hastaya verdiklerinde soru işaretleriyle karşılaştılar. Genç kadın, adını bile ilk kez duyduğu hastalıkla ilgili, “Bu bir çeşit kanser mi?” diye sordu. Ancak hastalığın kanserle ilgisi yoktu. Kikuchi hastalığının, bazen viral bir enfeksiyona yanıt olarak ortaya çıkan anormal bir bağışıklık reaksiyonu olduğu düşünülüyordu. Ancak yeterince yeni ve nadir görülen bir hastalık olduğu için hâlâ tam olarak anlaşılamamıştı.
KENDİLİĞİNDEN İYİLEŞİYOR
Kadın hastalığın tüm klasik semptomlarını gösteriyordu: Ateşi vardı, yorgundu ve lenf düğümleri tahrip olmuş bağışıklık hücrelerinin kalıntılarıyla şişmişti. Ancak en iyi haber, hastalığın genellikle birkaç hafta içinde tedaviye gerek kalmadan ortadan kalkıyor olmasıydı.
Kadının ateşi son olarak dört gün önce çıkmıştı. Üç hafta boyunca her gün ateşlendikten sonra, sonunda iyileşmiş gibi görünüyordu. Kadına eve gidebileceğini ve bir kez daha ateşi çıkarsa geri gelebileceğini söylediler. Ama muhtemelen gelmesine gerek olmayacaktı.
Bebeğiyle birlikte eve dönen kadın endişeliydi ama ateşi bir daha hiç yükselmedi. Geçtiğimiz günlerde The New York Times’ın doktor yazarı Lisa Sanders’a konuşan kadın, kendini harika hissettiğini belirterek, “Yorgunum tabii. Bebeğim sadece 4 aylık ve eşimin ve ebeveynlerimin yardımıyla bile bir bebeğe bakmak zor ama çok sevdiğim bir iş” ifadelerini kullandı.


