Hablemitoğlu davasının FETÖ planı ile suikasta uğramasına Ankara Cum. Savcılığı izin vermedi! Bülent Orakoğlu
Yenisafak sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Ankara’da evinin önünde düzenlenen suikast sonucu 18 Aralık 2002’de yaşamını yitiren akademisyen Necip Hablemitoğlu’nun ölümüne ilişkin soruşturma 20 yılını tamamlayıp zaman aşımına az bir süre kala gerçek faillerin tespit edilip derdest edilmeleriyle tamamlandı. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen faili meçhul kalan Hablemitoğlu dosyası, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden kısa süre önce yeniden raftan indirildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'nün darbe girişiminden bir gün önce, 14 Temmuz 2016'da tamamladığı iddianamesinde, Hablemitoğlu suikastına da yer verdi.
Sanıkların, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in yönlendirmesiyle hareket ettikleri ve bir suç örgütü kurarak Suikast’ı organize ettikleri iddia edildi.
CUMHURİYET SAVCISI ZAFER ERGÜN SAVCI MÜTEALASINI VERDİ
Cumhuriyet Savcısı Zafer Ergün mütaalasını verdi. Mütaalada Sanıklar Enver Altaylı ve Aydın Köstem hakkında, cinayeti planlayıp organize ettikleri ve diğer sanıkları azmettirdikleri gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet,
Mustafa Levent Göktaş için, cinayeti organize eden silahlı suç örgütünün
kurucusu ve yöneticisi olduğu, tetikçilere talimat verdiği gerekçesiyle hem ağırlaştırılmış müebbet,
hem de örgüt kurmaktan ek hapis cezası
, Fikret Emek ve Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, cinayeti doğrudan gerçekleştiren ekipte yer aldıkları gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet ile birlikte, suç örgütüne üyelikten ayrıca cezalandırılmaları, Nuri Gökhan Bozkır için ise, cinayetten önce Hablemitoğlu'nu izlediği, keşif yaptığı ve suikastı kolaylaştırdığı gerekçesiyle yardım eden sıfatıyla hapis cezası istendi. Mehmet Narin hakkında örgüt üyeliğinden hapis istenirken Fetullah Gülen hakkında açılan dava ise, 20 Ekim 2024'te hayatını kaybettiği için düşürülmesi istendi. Savcı, Enver Altaylı, Aydın Köstem, Mustafa Levent Göktaş, Fikret Emek ve Ahmet Tarkan Mumcuoğlu hakkında tutuklama kararı verilmesini; halen tutuklu bulunan Nuri Gökhan Bozkın için ise tutukluluğun devamını talep etti.
Örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in de arasında bulunduğu 73 kişi hakkında silahlı terör örgütü kurarak anayasal düzeni ortadan kaldırmaya çalıştıkları gerekçesiyle dava açıldı, iddianamede Hablemitoğlu cinayeti ile FETÖ ilişkilendirildi. Bu iddianamede, "Fetullahçılar bu suikastı Ergenekon'un işi gibi göstermek için de çok çabalamış, davada yalancı tanık kullanmışlardı. İddianamede Hablemitoğlu'nun öldürülmesinde yalnızca cemaatin çıkarı bulunmaktadır." tespitleri yer aldı. Aynı dönemde, terör suçlarından sorumlu eski Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen dosyayı raftan indirdi.
LEVENT GÖKTAŞ FETÖ TARAFINDAN SUİKAST İÇİN GÖREVLENDİRİLMİŞTİ!
Adı, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı olarak geçen Hablemitoğlu’nun önünün kesilmesi için eski casus CIA ajanı Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda önemli illegal ayakları olan Enver Altaylı ile irtibata geçildi. İddianameye göre, Hablemitoğlu’nun MİT Müsteşarı olarak atanacağına ilişkin haberler üzerine, bu atamaya engel olmak isteyen örgüt, Hablemitoğlu’nu öldürmesi için MİT Müsteşarı olmak isteyen bir diğer isim eski MAK Alay Komutanı Albay Levent Göktaş ve sanık Aydın Köstem’le irtibata geçti. Hablemitoğlu suikastını kabul eden Göktaş, emrinde görev yapan eski askerler Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek ve Nuri Gökhan Bozkır’a talimat verdi. Talimat üzerine Bozkır, Hablemitoğlu’nun evinin bulunduğu sokakta keşif yaptı.
Ardından, o dönemde Kazakistan’da görevde bulunan eski yüzbaşı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, iz bırakmamak için önce KKTC’ye, oradan da gizlice Türkiye’ye gelerek, 18 Aralık 20 22’de evine girmek üzere olan Hablemitoğlu’nu iki el ateş edip sol gözünden vurarak öldürdü.
Soruşturmayı yürüten yetkililer suikastçı Rütbeli asker Tarkan Mumcuoğlu’nun Dost tarikatı lideri eski Özel Harpçi ve İstihbaratçı Binbaşı İhsan Güven’i de sol gözünden vurarak öldürmesi bu seri katilin imzası olarak değerlendirildi.
Özel Harp içindeki çeteleşmiş askerlerin seri cinayetlerine rağmen tamamının serbest bırakılması karşısında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı görevlilerinin seri cinayet işleyen çete üyelerinin tamamını yakalayıp derdest edip yargıya teslim etmeleri devlete ve yargıya olan güveni arttırmıştır. Şahsım olarak bu seri cinayetlerle birden fazla köşe yazısı yazmış Çete tetikçisinin kurbanları sol gözünden vurarak cinayetlere imza attığını ilk yazan bir kişi olarak olayı soruşturan yargı mensuplarına sonsuz şükranlarımızı sunarım. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış bu çetenin tamamının serbest bırakılması karşısında o tarihlerde bazı yazar arkadaşlarla şoke olmuştuk. Bu nedenle yargıdan beklentilerimiz Aydınlatılmış gibi görünen ancak halen aydınlatılmamış bazı cinayet ve suikastlarında çözülmesi elzem görünüyor. Mesela Yazıcıoğlu suikast’ı gibi…


